OKULUMUZ:
AHMETLER Ä°LKOKULU
Mektep, TaÅŸ Bina ve Yeni Okul
Önce "Mektep" Açıldı...
Ahmetler Köyünde eÄŸitim faaliyetleri ilk olarak 1947 yılında baÅŸladı. Ancak Ahmetlerdeki eÄŸitimin nasıl ve ne zaman baÅŸladığını anlamak için kısaca cumhuriyetin kurulduÄŸu zor yılların koÅŸullarını da bilmek gerekiyor:
1947 yılında köylüler, bir yandan imece yöntemiyle kendi okul binasını yapmaya baÅŸlarken bir yandan da köy odasının alt katı "Mektep" olarak hazırlandı ve çocuklar buara hızla okuma yazma öÄŸrenmeya baÅŸladılar. Mektep'te ilkokul 3. sınıfa kadar eÄŸitim verilirken köyün ilk öÄŸretmeni olarak Ahmetlerli EÄŸitmen Ahmet Küçükdemir göreve baÅŸladı.
O yıllarda bütün ülkede zaten büyük bir yoksulluk, sefalet ve cehalet vardı. Çünkü Osmanlı Devleti büyük dünya savaşı sonunda yıkıldıktan sonra batılı emperyalist devletler Anadolu’yu da Sevr AnlaÅŸmasına göre parsel parsel paylaÅŸmışlardı. Buna itiraz ederek ayaÄŸa kalkan Türkiye halkı 19 Mayıs 1919’da Samsun’a çıkan Osmanlı subayı Mustafa Kemal’in etrafında toplanarak KurtuluÅŸ Savaşı baÅŸlatıldı. Zor koÅŸullarda yapılan bu savaşın sonunda Türk halkı bütün iÅŸgal ordularını ülkeden kovarak yeni Türk devletini, Türkiye Cumhuriyetini kurdu.
Cumhuriyetin Cehaletle Savaşı
EÄŸitim SeferberliÄŸi ve Köy Enstitüleri
Osmanlı döneminde sarayın dışında kalan halkın eÄŸitimi için daha çok dini eÄŸitim veren medreseler dışında yaygın eÄŸitim çalışmaları yapılmadığı için halkın ezici çoÄŸunluÄŸunun okuma yazması bile yoktu. Cumhuriyet kurulduÄŸunda halkın ancak yüzde 4’ü, 5’i okuma yazma biliyordu. Onlar da daha çok kuran okumasını biliyorlardı. Kadınlardaki okuma yazma oranı ise yüzde 1’in bile altındaydı.
Ä°ÅŸte böyle cahil bırakılmış, okuma yazmasız bir toplum devralan genç Türkiye Cumhuriyeti ilk olarak genel bir eÄŸitim seferberliÄŸi baÅŸlatarak halkın hızla okur yazar olmasına büyük önem verdi.
Cumhuriyet yönetimi, ilk iÅŸ olarak kırsal kesimdeki insanlarımıza hızla okuma yazma öÄŸretmeyi hedefledi. Bunun için 1940'larda Türk eÄŸitim buluÅŸu olarak dünyaya örnek gösterilen Köy Enstitüleri açıldı. Özellikle köyleri kalkındırmak ve köylüyü aydınlatmak için her köyden yetenekli çocuklar ve gençler seçilerek bu okullarda önce eÄŸitmen olarak yetiÅŸtirilerek köylere gönderildi. EÄŸitmenlerle baÅŸlayan bu seferberlikte okuma yazma bilenlerin sayısı hızla artmaya baÅŸladı. Ama hemen arkasından köy enstitülerde gerçek anlamda köylünün ihtiyacını karşılayacak öÄŸretmenler yetiÅŸtirildi.
Bütün Türkiye'de bir eÄŸitim seferberliÄŸi halinde uygulanan bu proje sırasında köyümüzden de Ahmet Küçükdemir, Aksu Köy Enstitüsünde kursa katılıp eÄŸitmen olarak köyüne gönderildi. EÄŸitmenimiz, daha sonraki kurslara katılarak öÄŸretmenlik hakkı almak istemediÄŸi için köyün okulu yapıldıktan bir süre sonra bu görevi bıraktı. Köyümüzün ilk eÄŸitmenini burada rahmetle analım.
Köy enstitüleri daha sonra ÖÄŸretmen Okullarına dönüÅŸtürüldü ve bu okullar ülkeyi ilk kez eÄŸitimle tanıştırdı. ÖÄŸretmen Okulları da hepimizin kaderinin deÄŸiÅŸmesinde büyük bir etken oldu. Halkımız hızla okur yazar olmaya baÅŸladıysa; birçoÄŸumuz o yıllarda okullara baÅŸlayarak daha yüksek okullarda okuyabildiysek bunlar köy enstitüleri sayesinde olmuÅŸtur. Bir okul bir ülkenin kaderini deÄŸiÅŸtirebiliyorsa iÅŸte bu Köy Enstitüleridir. Enstitüler en parlak döneminde dönemin doÄŸulu toprak aÄŸalarının baskısıyla kapatılması ise bu kez ülkenin kaderi olumsuz anlamda deÄŸiÅŸtirmiÅŸtir.
Aydınlığa Açılan Ä°lk Kapı:
Ahmetler Ä°lkokulu
Ä°ÅŸte o dönemde devlet eliyle verilen ilk eÄŸitim çalışması köyümüzde 1947 eÄŸitim yılında baÅŸlatılmış oldu. 1950 yılında köyü ilk okul binası tamamlandı ve bir öÄŸretmen atanarak normal okul eÄŸitimine baÅŸlandı. Belli bir yaşın üzerindeki köylülerimizin hemen hepsinin yolu Ahmetler Ä°lkokuluyla kesiÅŸmiÅŸ olmalı.
Uzun yıllar köy çocuklarına hizmet eden, köylülerin yaptığı ilk taÅŸ bina yaklaşık 80 yıl sonra yıkılarak yerine bugünkü küçük okul yapıldı. Okul binası küçülmüÅŸtü ama bunda köyden kente göçün hızlanmasıyla köydeki öÄŸrenci sayısı da azalmaya baÅŸlamıştı. Ahmetlerli nüfus artarken öÄŸrenci sayısının azalması günümüzün sosyal gerçeÄŸi olarak ortaya çıktı. Kentlerin cazibesine kapılanlar köyü terk etmeye baÅŸlayınca köy çocukları taşımalı eÄŸitimle baÅŸka köylerde okutulmaya baÅŸlandı, böylece küçük okul da eÄŸitime kapandı.
Ä°lk Okuyanlar
1950 yılında köylülerimiz tarafından yapılan köy okulunda okuyan Ahmetlerli çocuklar artık ÅŸehirlere giderek Ortaokullarda, ÖÄŸretmen Okullarında ve Liselerde okumaya baÅŸladı. Ahmetler'de köyden çıkarak ilk kez ortaokula baÅŸlayanlar, Abdurrahman Güzel (Ä°mam Hatip) ve Ali Güzel Yücelalp’tir. Onları Ä°brahim Özen, Ali Koç’lar, Mustafa Koç ve Ali Varol izledi. Özellikle bu kuÅŸağın baÅŸlattığı okuma sevdası daha sonraki yıllar için Ahmetler'in çocuklarına iyi bir örnek oldu.
Ahmetler'in ÖÄŸretmenleri
EÄŸitmen Mehmet Küçükdemir'den sonra Ahmetler'de görev yapan ilk öÄŸretmen "Manavullu ÖÄŸretmen" olarak bilinen Mehmet ÖÄŸüt’tür. Onu da rahmetle analım.
Ä°lk ÖÄŸretmen Ä°brahim Özen
Köyümüzden Aksu ÖÄŸretmen Okuluna giderek öÄŸretmen çıkan köyümüzün ilk öÄŸretmeni Ä°brahim Özen’dir. Ne yazık ki onu çok genç yaÅŸta 30 yaşına bile gelemeden kaybettik. Ruhu ÅŸad olsun! Ä°brahim Özen'i, Aksu ÖÄŸretmen Okulunu bitirerek öÄŸretmen olan Mustafa Koç ve Ali Varol izledi. Her iki öÄŸretmen de deÄŸiÅŸik yıllarda Ahmetler’de öÄŸretmenlik yaptılar. Ä°ÅŸte Ahmetler’den okumak için çıkan çocukların sayısındaki artış asıl bundan sonra baÅŸladı.
Kız ÇocuÄŸu da Okur
"Kız çocuÄŸu okur mu?" diye düÅŸünenlerin çok olduÄŸu bir dönemde kızların okumaya baÅŸlaması da çok önemeli bir deÄŸiÅŸimdir. Sonraki yıllarda köyden çok sayıda öÄŸrenci ortaokul ve öÄŸretmen okullarına gittiler, bazıları da devlet parasız yatılı sınavlarını kazanıp pansiyonlarda ve devlet yurtlarında kalarak burslu okuma fırsatı buldular.
Ä°lk defa kız çocukları (Åžengül Koç ve Fatma Arıcı) Ahmetler'den ayrılıp ÅŸehre okumaya gidebildiler. Daha sonra da AyÅŸe (Koç) Topaca ve Hacer (Koç) Yılmaz da okumak için köyden ayrıldılar.
Ahmetler köyünün bugün okuma yazma sorunu olmamasında o günlerden baÅŸlayan eÄŸitim ve okuma sevgisinin de büyük payı vardır. Elbette en büyük pay çocuklarını okutmak için köylerine okul yapan ve onları zor koÅŸullarda okumaya gönderip okutan köylülerindir. Burada asıl ÅŸu gerçeÄŸin vurgulanması gerekiyor: Ahmetler’in insanı daima okumaya, öÄŸrenmeye ve eÄŸitime merak duymuÅŸtur. Okul zamanı çocukların çoÄŸu çoban obalarından her sabah kalkıp okula gidip geliyordu. O yılların ortamını düÅŸündüÄŸümüzde bu merakın ne kadar deÄŸerli olduÄŸunu bugün daha çok anlarız.
Özellikle Mustafa Koç ve Ali Varol’un Ahmetler’de öÄŸretmenlik yaptığı yıllarda (1964-1972), çok sayıda öÄŸrenci Ahmetler’den ayrılarak okumaya gitti. Onlar da daha sonraki kuÅŸaklara örnek oldular ve okuyan sayısı hızla arttı. O dönemde eÄŸitime ortaokuldan devam eden Karaosman oÄŸlu Mustafa Koç, Mehmet Arslan, Ali Koçlar ile öÄŸretmen okulunu tercih eden Mustafa Zor, Hasan Varol, Mustafa Vural ve Ä°mam Hatip Okullarına gönderilen Hasan Topkara, YaÅŸar Küçükdemir, Ä°brahim Koç ve Hasan Kocademir de o dönemdeki okuma rüzgarıyla Ahmetler’in eÄŸitimde yükselmesini saÄŸladılar. Bugün, üniversite bitirmiÅŸ yüzlerce Ahmetlerli olmasıyla gurur duyabiliriz. Ancak asla unutmamalıyız ki bugün buralara gelmiÅŸsek bunu; dedelerimizin ve ana babalarımızın, çocuklarını okutma sevdasıyla kendi elleriyle yaptıkları taÅŸ binaya borçluyuz. Elbette bir de Atatürk cumhuriyetinin aydınlanma ve çaÄŸdaÅŸ uygarlığı yakalama ideallerine…
Sonuç olarak söylemek gerekirse Köy Enstitüleriyle baÅŸlayan bir devlet politikası olarak köylerdeki yetenekli çocukları seçip çıkaran sosyal devlet sistemi, bizim çocuklarımızın da Ahmetler'in de kaderini deÄŸiÅŸtirmiÅŸtir.
Ahmetlerli Çocuklar Çok BaÅŸarılı
Ahmetler’in çocukları her zaman eÄŸitime, okumaya, aydınlanmaya meraklı ve yatkın oldular. Ahmetlerli çocuklar Manavgat okullarında okumaya baÅŸladıktan sonra Ahmetler’den gelen çocukların gösterdiÄŸi baÅŸarı, genelde Ahmetler'le ilgili olumlu bir kanaat oluÅŸturdu. Bu izlenimlerin; sonradan gelen kuÅŸak tarafından da sürdürülmesi, olumlu Ahmetler algısına büyük katkı yapmış olmalıdır.
Köyümüzün eÄŸitimle tanışmasının kısa bir tanımlamasını yaptık. Umarız bundan sonrasını da geriden gelenler tamamlar. Ahmetler’in eÄŸitim tarihiyle ilgili baÅŸka bilgileri ve anıları olanların sitemizde bunları paylaÅŸmalarını bekliyoruz./