Yeşil Gazete Ahmetler'i Yazdı
YANGINDA ÖRGÜTLÜLÜÄžÜN BAÅžARISINA ÖRNEK: Manavgat Ahmetler Köyü
“Nasıl olsa hepimiz öleceÄŸiz bir gün
Öleceksek eÄŸer ormanımız ve köyümüz için ölürüz!”
YeÅŸil Gazete/ 04.08.2021
Manavgat’taki Ahmetler köyündeki halkın baÅŸarısı, orman köylülerinin, dayanışmanın ve örgütlülüÄŸün yangına ilk müdahalede ne kadar önemli yer tuttuÄŸunu bir kez daha hatırlatıyor.
EROL MALÇOK
Birkaç gün önceki yazımda orman köylülerinin yangına ilk müdahalede ne kadar önemli bir yer tuttuÄŸunu ve bu kültürün iktidar eliyle büyük oranda nasıl ortadan kaldırıldığını yazmıştım.
Ancak Manavgat’taki Ahmetler köylüleri 2014 yılında Ahmetler Kanyonu’na hidroelektrik santral (HES) yapılmasını önledikleri direniÅŸlerinin örgütlülüÄŸünü devam ettiriyorlar olsa gerek ki orman yangını söndürme konusunda da müthiÅŸ bir örnek sergilediler.
ÖrgütlülüÄŸün ve dayanışmanın gücü
Ahmetler Köyü Kültür ve Dayanışma DerneÄŸi BaÅŸkanı Mustafa Koç’tan öÄŸrendiÄŸimize göre: Ahmetler Köylüleri yangını öÄŸrenir öÄŸrenmez, yangını kimin çıkardığı üzerine spekülatif konuÅŸmalar yapıp, komplo teorileri üretmek yerine nasıl söndürebileceklerinin peÅŸine düÅŸmüÅŸler.
Ellerindeki imkânları hızla toparlayan köylüler, önce ağırlığını kadınların oluÅŸturduÄŸu tırmıklı timler örgütlemiÅŸler. Traktörlere baÄŸladıkları su depolarına tazyikli su sıkan düzenekler ekleyerek üç adet itfaiye aracı yaratmışlar.
Tırmıklar ve gerekli malzemeler köy derneÄŸinden yapılan “Ya bize bir tırmık al ya tırmığını al da gel” çaÄŸrısıyla saÄŸlanmış ivedilikle. Fazlasıyla su, buz ve gıda desteÄŸi gelmiÅŸ. Böylece köye desteÄŸe gelen dayanışmacılarla birlikte sayısı yüzleri bulan ve sürekli aktif ekipler oluÅŸmuÅŸ.
Bu ekiplere belediyelerin itfaiye araçları ve su tankerleri de eklenince yangın söndürme iÅŸi daha kolaylaÅŸmış onlar için. Antalya ve Manavgat Belediyeleri’nin dışında Arnavutköy, KahramanmaraÅŸ, Silivri, Manisa, Bitlis, EskiÅŸehir ve Siirt KayabaÄŸlar Belediyeleri itfaiye göndererek destek olmuÅŸlar. Daha sonraları ara ara gelen helikopterle hava desteÄŸi de olmuÅŸ.
Habitata sahip çıkma kararlılığı
Ahmetler Köylüleri sadece yangının köye girmesini engellemek deÄŸil, yangını mümkün olan en uzak noktada durdurup ormanın yanmasını önlemeyi amaçlamışlar. DoÄŸalarının tahrip olmasına nasıl HES zamanı izin vermedilerse bütüncül bir bilinçle ormana da sahip çıkmışlar. Yoksa amaç sadece köyü korumak olsaydı bu çok kolay olurdu diyorlar.
Bu çerçevede öncelikle köyün 2 km uzağından kanyona giden yolu geniÅŸletip bir hat açarak yangını hapsetme üzerine bir strateji belirlemiÅŸler. Tırmıklı timler ve bulduÄŸu her aracı kullanarak 40-50 metre geniÅŸliÄŸinde bir hat oluÅŸturmuÅŸlar.
Buna yolun geniÅŸliÄŸi de eklenince yer yer bu hat 70-80 metreye ulaÅŸmış. Ve bu hattın başında sürekli nöbet tutmuÅŸlar. Nöbet ÅŸu nedenle gerekli: yanan kozalaklar aÄŸaç tepelerinden 50 metreye kadar fırlayabiliyor. Olur da yanmayan bölgeye kozalak düÅŸerse anında müdahale ediliyor.
Köyde kalmayı tercih ettiler
Jandarmanın köyü boÅŸaltın ihbarı karşısında köylüler köyü boÅŸaltmayı yaÅŸlılar, hayvanlar ve önemli eÅŸyalar üzerinden gerçekleÅŸtirdikten sonra kendileri kalıp yangınla mücadele etmeyi seçmiÅŸler. Ve ÅŸöyle diyorlar: diÄŸer köyler de boÅŸaltmak yerine kalsalardı evleri yanmayacaktı. Ama tabii örgütlü bir ÅŸekilde.
Ahmetler, Akseki yönüne giden yangını söndürdüÄŸü gibi Akseki’den kendi yönlerine gelen yangını da söndürmüÅŸ tabii yerel ve baÅŸka yerlerden gelen ekiplerin de varlığıyla. Güçlüköy ve Murtiçi köylülerini de desteÄŸe çağırıp aktive etmiÅŸler.
Tamamen boÅŸalıp kimsenin kalmadığı Gebece Köyü’ndeki yangın Ä°bradı tarafına sıçramış ve oradan bir destek alamamışlar. Åžimdi Ä°bradı büyük tehlike altında. Belki orada da ciddi bir örgütlülük olsaydı bu tehlike olmayacaktı.
Aslında bölgede yangının tahribatı daha da az olabilirmiÅŸ ancak herkesi üzen bir talihsizlik yaÅŸanmış. Manisa ekibinden iki itfaiye eri itfaiye aracıyla kritik bir yerde yangının ortasında kalıp hayatını kaybetmiÅŸ ve moralleri çok bozmuÅŸ bu ölümler. Bu uÄŸurda hayatlarını kaybeden kardeÅŸlerimiz hep gönüllerimizde yaÅŸayacak sevgiyle.
Kendi bölgelerindeki yangınlar ÅŸu an söndürülmüÅŸ durumda ve nöbet bekliyor Ahmetlerliler olabilecek bir olumsuzluÄŸa karşı. Mustafa Koç ‘Bu bölgede yangın durdurulamazsa Alanya’ya kadar gider ve Güney Toroslar’ı kaybederiz’ diye yetkilileri uyardık diyor.
Orman köylüsüyle ormanın organik bağının önemi
Ahmetler örneÄŸi Tarım Orman Ä°ÅŸ Sendikası BaÅŸkanı Åžükrü DurmuÅŸ’un orman köylülerinin desteklenip orman muhafaza memurlarının bu insanlardan oluÅŸması gerektiÄŸi uyarısının ne kadar haklı olduÄŸunu da gösteriyor.
Ahmetler Köylüleri herhangi bir hükümet desteÄŸi olmamasına raÄŸmen, ormandan bir gelir de elde etmiyor olmalarına raÄŸmen ormanlarına sahip çıktılar. Dernek baÅŸkanı Mustafa Koç da bölgedeki en büyük orman köyü olduklarını söyleyerek DurmuÅŸ’un uyarılarına hak veriyor.
“Ä°nsanların ormanla bağı yok edildi” diyor. “Ormandan elde edilen gelir ve ücretli iÅŸçilik tamamen baÅŸka insanlara rânt alanına dönüÅŸtürüldü “diye tepkisini gösteriyor ve “ormanlar ormanda yaÅŸayan insanlara teslim edilmelidir” vurgusu yapıyor.
Bu olaÄŸanüstü baÅŸarı hikâyesinin herkese örnek olması dileÄŸiyle Ahmetlerlilerin ÅŸu sözleriyle bitirelim:
“Nasıl olsa hepimiz öleceÄŸiz bir gün
Öleceksek eÄŸer ormanımız ve köyümüz için ölürüz!”
***
Erol Malçok'un yazısını yayımlandığı adresten okumak için burayı tıklayın: