CORPORATE
Mustafa KOÇ Yazarın Tüm Yazıları
ÖZGEÇMÄ°Åž Antalya, Manavgat, Ahmetler doÄŸumluyum. Ä°lkokulu orada okudum. Aksu Ä°lköÄŸretmen Okulunu bitirdikten sonra 4 yıl ilkokul öÄŸretmenliÄŸi ve okul yöneticiliÄŸi yaptım. Daha sonra girdiÄŸim sınavları kazanarak Ankara Gazi EÄŸitim Enstitüsü EÄŸitim (Pedagoji) b&ou...
ASIRLIK ARDIÇ AÄžACININ HÄ°KAYESÄ°
Kaç Asırlık Ardıç AÄŸacı Artık Yok
***
Ahmetler'in altında, büyük bir maÄŸara var. MaÄŸaranın üstündeki alana, bu inden dolayı "Ä°nbaşı" deniyor. Ä°ÅŸte bu Ä°nbaşı'nda kaç yüz yıllık olduÄŸunu bilemediÄŸimiz ulu bir ardıç aÄŸacı vardı. Bu aÄŸaç köyün eski yaÅŸantısında kutsal bir uÄŸrak yeri olarak biliniyor.
Büyükler daha önce bu aÄŸacın dibinde büyük köÅŸeli taÅŸlarla yapılmış bir türbe olduÄŸunu anlatılır. Åžimdi Antalya’da yaÅŸayan Terzi Osman Varol, çocukluÄŸunda oradaki türbenin içinde para bulduÄŸunu hatırlıyor. Türbenin de zamanla yıkıldığı ve tarihi kesme taÅŸların ortadan kaldırıldığı söyleniyor.
Benim hatırladığım kadarıyla eskiden bir derdi olan, bir hastalığı ya da bir sorunu olanlar kendi elbiselerinden bir parça bez keserek bir çivi ile bu aÄŸaca çakardı ve bu aÄŸacın derdine derman olacağına inanırdı. Bu nedenle herkes bu ulu ardıç aÄŸacını kutsal bir uÄŸrak yeri olarak görürdü. Dahası eski yıllarda köylüler dertlerinin çaresini ararken yetiÅŸkin kadınlara bıçak koydururlardı. Su dolu üç tasın her biri bir çare kapısını temsil ederdi. Ä°nsanlar dertlerinin çaresinin bu kapılardan birinde olduÄŸunu düÅŸünürdü. Her tas belli bir çare kapısıydı. Örnek olarak biri hocayı, biri türbeyi, biri de daha uzaktaki bir yeri ya da bir kiÅŸiyi gösterirdi. Tasların içine para, makas, iÄŸne gibi metaller atılır; sabah hangi metalde paslanma varsa çare orada aranırdı. Ä°ÅŸte eÄŸer ardıç aÄŸacının dibindeki türbeye adanmış olan tasta küflenme olmuÅŸsa derdin çaresi türbedeki bu ardıç aÄŸacında aranırdı.
Nereden geldiÄŸini bilmediÄŸimiz bu alışkanlık, bizim kuÅŸakla birlikte sonradan kayboldu. Belli ki cumhuriyetin aydınlatıcı kokusuyla hurafeler de uçup gitmiÅŸti. Ancak bu kutsal aÄŸaç, üstündeki yüzlerce çivi iziyle bugünlere kadar yaÅŸadı. Ne var ki 2019 kışındaki bir fırtınada kökünden yıkılarak tarihe karıştığını sonradan duyduk. Orayı tekrar ziyarete geldiÄŸimizde ise fırtınaya dayanamayan koca ardıcın bedeninden odunlar yapıldığını görüp üzüldük.
Ahmetler'e gelenlerin mutlaka ziyaret ettiÄŸi bu seyir bölgesi hala herkesin uÄŸrak yeri. Åžimdi çevre düzenlemesi yapılarak güvenli hale getirildi ama artık bu kutsal ardıç aÄŸacından yoksun. Köyü ziyaret edip de bu ardıç aÄŸacının önündeki vadiye, karşı kayalardaki kartal yuvalarına ve GüÄŸlen dağına bakarak fotoÄŸraf çektirmeyen yoktur. 2013’teki HES mücadelemiz döneminde HES için Ahmetler'e destek ziyaretine gelen bütün misafirler gibi Antalya Ormancılar DerneÄŸi üyeleriyle de burada hatıra fotoÄŸrafları çektirmiÅŸtik.
Böyle bir aÄŸacı yeniden yetiÅŸtirmek için kaç asır gerekiyor, orman mühendislerimiz belki cevap verebilir. Ama ne yazık ki bizim kutsal ardıç aÄŸacımız artık asla geri gelmeyecek.
Yıkılıp oduna çevrilmesinden haberimiz bile olmadı. Köylüler, ısınmak için bu ardıç aÄŸacının gövdesini yakacaklar. Ancak kim bilir kaç insanın derdine derman olan bu kutsal aÄŸacın bir anda ortadan kaybolması benim de yüreÄŸimi yaktı.
***
Ä°nbaşındaki Asırlık Ardıç AÄŸacıyla ilgili görseller için aÅŸağıdaki albüme bakmadan geçmeyin.
***
Bu aÄŸaçla ilgili olarak Emekli öÄŸretmen Ali Varol'un da söyleyecek sözü var.
Ali Varol'un yazısını okumak için de burayı tıklayın.