CORPORATE
Mehtap ÖZ Yazarın Tüm Yazıları
Mehtap Öz TekirdaÄŸlı anne babadan, Burdur ili YeÅŸilova ilçesinde doÄŸdu. Çocukluk ve ilk gençlik yılları KeÅŸan ile TekirdaÄŸ arasında geçti. Ä°lk, orta ve lise eÄŸitimini KeÅŸan'da tamamladı. 1982 yılında Ä°stanbul Üniversitesi Eczacılık Fakültesi'ne girerek 1...
DÜÅžÜNCE YOLCULUÄžUNDA
Bir yılda yinelenen dört mevsim var. Takvim itibarıyla kış, ilkbahar, yaz, sonbahar mevsimlerine ait aylar sırayla gelip giderler. Her döngüde doÄŸa deÄŸiÅŸir,hava hareketleri deÄŸiÅŸir. Ä°nsanların bedenleri deÄŸiÅŸir. Duyguları, düÅŸünceleri deÄŸiÅŸir. Bazen bahar olur çiçek açar insan kızları ve oÄŸulları, bazen kış alevinin çıtırtıları olur ısıtır. Yakıcı sıcaklarda ulu bir aÄŸacın gölgesi olurken, yaylaları serinleten rüzgardır. DoÄŸanın ihtiÅŸamlı tüm renkleridir. Mevsimlerin hepsi öÄŸretmendir, öÄŸrenecek çok ÅŸey vardır görüp de isteyene.
Çok soÄŸuk bir kış günü, rüzgarın yoÄŸun ÅŸiddetini uÄŸultusu ve havada uçuÅŸan nesneler belirlerken bu düÅŸüncelerle izliyorum balkonumdaki minik bahçemi. Marul, taze soÄŸan, maydanoz ve naneler nasıl da kafa tutuyor rüzgarın gitgide ÅŸiddetlenen öfkesine. Güçlü dalların bile aÄŸaçlardan ayrıldığı bu ÅŸiddet karşısında eÄŸilip bükülüyor ama asla bir yere gitmiyorlar. Özellikle incecik dallarına tutunmuÅŸ narin yapraklarıyla maydanozlar, kendilerini topraktan söküp atmak ve önüne katıp uzak yerlere sürüklemek isteyen öfkeye inatla direniyor.
Gözüm onlarda takılı kalmış halde,aklıma nahiflikleri ile kırılgan ve dolayısıyla güçsüz bir görünüme sahip bazı insanlar geliyor. Sanki her an esecek bir yelin zarar verebileceÄŸi. Çok özel insanlar. Çünkü narin zarafetlerinin altında gizlenen büyük güç ÅŸaşırtıcı. Hangi yönden eserse essin o fırtına, asla yere yıkılmayan insanlar bunlar.
Dikkat edilirse böyle insanların gözleri dosdoÄŸru bakar karşısındaki gözlerin içine. Söz kesmeden dinler tüm konuÅŸmaları. Sessiz kalır doÄŸa bir ÅŸeyler anlatırken. Saygıyla yaklaşır taÅŸa topraÄŸa bile. Hareketleri kendilerine mahsustur. Zariftir. Farklı bir gülümseyiÅŸ vardır yüzlerinde. Sözleri dikkatle dinlenirse, herbirinin ayrı dersler içerdiÄŸi anlaşılır. YürüdüÄŸü yolda kaybolana kutup yıldızıdır. Yol aydınlatan ışıktır bu dersler.
Avdan dönen yaÅŸlı bir balıkçı olup karşımıza çıkar bazen. AÄŸların içinde kıpır kıpır gümüÅŸ pırıltısındaki balıklardadır gözleri. Zira engin suların koruyamadığı av olan balıkların iniltilerini dinler. Ä°niltilerdedir sır.
Parktaki bankta oturmuÅŸ çevredeki hareketi izler görebilirsiniz onu. Her ÅŸeyin hareket halinde olduÄŸunun bilinciyle. TitreÅŸimleri hissedip kabul eder. Yüzündeki tebessüm kaydıraktaki torununa bakarken büyür, geniÅŸler, hale hale yayılır her yana. Sevgiyle bakan yüreklerdedir sır.
Bazen sabah erkenden bastonuyla kapısını tıklatır iÅŸyerinizin. Sıkıntı içinde olup çıkmaza girmiÅŸ olsanız bile sözleriyle hafifletiverir ruhunuza çöreklenmiÅŸ kasveti. Çünkü bilir her karanlığın sonsuza dek sürmeyeceÄŸini. GüneÅŸin yeniden pırıl pırıl doÄŸacağını. Ä°nanmaktadır sır.
En çok da küçük bir çocuktur. DüÅŸer, ayaÄŸa kalkar, devam eder. Dayak da yer bazen giriÅŸtiÄŸi kavgada. Yine de vazgeçmez. Yüzüne yayılan kocaman gülüÅŸte umut etmenin, direnip ayakta kalabilmenin güzelliÄŸi vardır. Vazgeçmemektedir sır.
Aslında sayıları az deÄŸil bu insanların. ArkadaÅŸtır sadece varlığı bile yeten, mahalledeki az konuÅŸan insandır. KöÅŸebaşında aniden karşına çıkan avucunu açıp yardım isteyen herhangi bir direnendir.
Tanışıp da tanıyabilene, sözlerini yudumlayan ve ders alana ne mutlu.