CORPORATE
Zehra Özdemir Yazarın Tüm Yazıları
Zehra Deniz ÖZDEMÄ°R Manavgat DoÄŸançam köyünde doÄŸdu. Ä°lkokulu DoÄŸançam'da, Ortaokul ve Liseyi Manavgat'ta okudu. Bursa UludaÄŸ Üniversitesi Ziraat Fakültesini bitirdi. Ahmetlerli Mustafa Özdemir'le evli ve iki çocuk annesi olan Zehra Özdemir, ...
Ä°ÇÄ°MÄ°ZDEKÄ° ÜMÄ°T IÅžIÄžI
Yazının baÅŸlığına bakarak “Sahi nedir bu ümit ışığı?” diye sorsam da aslında bunun cevabını yine kendimizin vereceÄŸini biliyoruz. EÄŸer bakmasını bilirsek, görmesini bilirsek ümidi her zaman her yerde yaÅŸatabiliriz.
Sürekli dillerde dolaÅŸan ve hayatımızı sürdürmek için ruhumuzun daima ihtiyacı olan ümit duygusunu zaman zaman kaybetsek de o beklenmedik bir anda hep karşımıza çıkar ve bizi yalnız bırakmaz.
Ümit gecenin karanlığında, kafamızı kaldırıp gökyüzüne baktığımızda parlayan yıldızlardı. Zaman zaman bulutlar önümüzü kapatsa bile biliyoruz ki o her zaman parlayacak ve daima yanımızda olacaktı. Elbette ümit etme duygusu bizi terk etmeyecek ve bize yine görünecekti.
Ümit bazen bir ressamın fırçasındaydı. Paletin de oluÅŸturduÄŸu renk cümbüÅŸünü, ulaşılmaz görünen gökkuÅŸağının tuvala vurmasıydı. Her solan renkler gibi, solan ümitsizliÄŸi yine kendi oluÅŸturduÄŸu renk cümbüÅŸünden fırçasıyla canlandıracaktı. Ressam, attığı her fırçayla hayata umut dağıtıyordu.
Gözlerimizi kapattığımızda bile içimizdeki umutla hayal dünyamızı gülümseyerek gezerken, aydınlık olan bu dünya yolculuÄŸumuzda ümitsizlik de neyin nesiydi?
Asla yeise kapılmaya gerek yok. DüÅŸmüÅŸ omuzlara binmiÅŸ olan yük ve pörtlemiÅŸ gözlere takılan kara gözlükle dünyamızı karartmaya da gerek yok. Ä°çimizde filizlenen ümit kıvılcımlarını baskılamak; mükemmel yaratılmış vücut mekanizmasına, tüm hücrelerimize, hızlı hızlı atan kalp ritmimize ve bize karşılıksız verilen nefeslerimize yaptığımız büyük bir haksızlık olmaz mı? En önemlisi ise bu iÅŸin bir de manevi boyutu var. Åžeytanı sevindirip, Allah’ın rahmetini unutmak da doÄŸru olmaz.
Bu yeisten çıkacak olan da yine bizleriz. Yanan apartmanlarda bile çıkış yolu olarak yangın merdivenleri varken gecenin en karanlığında ortaya çıkan yıldızları düÅŸünebilen insan, ümit merhemini daima yanında hissederek her zaman bir çıkış yolu bulacaktır. Belki de kendimize yapabileceÄŸimiz en büyük iyilik de iÅŸte en zor durumlarda bile umudu yaÅŸatmak olacak.
Umutsuz yüreklere, çökmüÅŸ omuzlara ve solmuÅŸ gözlere pozitif ışınlarla umut vermeliyiz derken bir yandan da ruhumu dinlendiren bir türkü yankılanıyor kulaklarımda: “Geçti dost kervanı, eyleme beni eyleme beni…“ Türkünün nakaratı tekrarlanırken ben de ümit kervanında hepinize umut dolu güzel bir yolculuk diliyorum.