CORPORATE
Mehmet ARSLAN Yazarın Tüm Yazıları
Mehmet Arslan Yeminli Mali Müşavir
KAHRAMANLARINI YAŞAT Kİ YAŞAYASIN!
Mehmet ARSLAN
Toplumlar kahramanlarıyla var olurlar. Kahramanlarına sahip çıkmayan toplumlar yok olup gitmeye mahkumdurlar.
“Bir mıh bir nalı, bir nal bir atı, bir at bir komutanı, bir komutan bir orduyu, bir ordu da bir vatanı kurtarır.”
Kaptan Şair Kazım, Arif, Hasnun Galip?
Bunlar da kim diyecek bazılarınız biliyorum.
Hemen söyleyeyim; BJK, FB, GS; Kurtuluşun, Anadolu İhtilalinin unutulmaz kahramanları.
Kara günler; Seferberlik zamanı, kurtuluş savaşı yılları.
Hasta adam Osmanlı ‘nın savaş alanı; Çanakkale, Kafkasya, Galiçya, Anadolu, Balkanlar, Sina, Filistin, Trablusgarp, Kızıldeniz …; İki buçuk milyon şehit-gazi ve esir…
Yıl 1919-1922
Anadolu’nun işgal yılları; İngilizler, Fransızlar, İtalyanlar ve oyuncak Yunanlılar. Her yan savaş meydanı, her yan yangın yeri; kurtuluşa kadar savaş Türklerin kaderi.
Başrolde emperyalizmin sözcüsü “Türkleri Orta Asya'ya sürmek Avrupa için bir mecburiyettir” diyen en ünlü Türk düşmanı İngiliz Başbakanı David Lloyd George. Çanakkale’de, Anadolu İhtilalinde Mustafa Kemal’in askerlerinden sopayı yiyince; “İnsanlık tarihi birkaç yüzyılda bir dahi yetiştirebiliyor. Şu talihsizliğimize bakınız ki Küçük Asya’da çıktı. Hem de bize karşı.. Elden ne gelebilirdi?” diyen kan emici, tarihi dangalak olan bu zat; güya emperyallerin lideri.
İstanbulda İngiliz Generali Harrington komutasında işgal kuvvetleri.
17 Kasım 1922; Vahdettin’in İşgal Kuvvetleri Komutanı Harrington güvencesinde Malaya (İngiliz) gemisiyle Beşiktaş iskelesinden Malta’ya kaçışı; nasıl, iyi mi?
O tarihlerde diplomasinin şahı Bolşevik Çiçerin’dir. Onu İngilizlerin mağrur ve küstah Lord Curzon’u izler. Bu zat, Lozan görüşmelerinde emperyalistler adına İsmet Paşa’nın karşısında mindere çıkar. Görüşmeler sekiz ay (20.11.1922-24.07.1923) sürer. Lozan Anlaşması; Misak-ı Millinin (Milli Yeminin) tapusudur. Konumuz bu değil; Lozan’a giden yolda GS, FB ve BJK’lı topçularımızın unutulmaz kahramanlıkları.
“Kulüpler, formalarını çıkarıp üniformalarını giyen futbolcuların şehit ya da gazi olunca, hayli çökmüştür. Kadroları erimiş; Fenerbahçe’nin elinde 3, Galatasarayın elinde 2, Beşiktaş’ın ise 1 futbolcusu kalmıştı. Kayıplar nedeniyle 1916-1917 sezonunda lig,15-16 yaş grubundaki çocuklarla oynanabilmişti. Bedri GÜRSOY[1] nemli gözlerle o günleri anlatırken “Hem havan topuyla, hem futbol topuyla savaş kazanan tek ülke biziz” diyordu. Şehitlerimiz var, şahitlerimiz var… Futbolda bir çok ülke “Dünya şampiyonu” oldu ama hiçbir ülkenin futbolu bizimki gibi “Kahraman” olmadı! (Ali Sami ALKIŞ – Hürriyet - Temmuz 1992)
Yıl 1870’li yıllar;
Yer; İngiliz sömürgesi Hindistan. Spencer-Sarah ROBENSON İngiliz çifti; Spencer fabrikada görevli. Çift Müslüman olur, vatandaşlarınca ötekileştirilince İstanbul’da yaşamaya karar verirler; Spencer=Abdullah, Sarah=Fatma adını alır; çiftin Abdurrahman, Yakup ve Ahmet adında 3 oğlu olur. Robenson kardeşler Galatasaray Lisesinde (Mekteb-i Sultani’de) okurlar.
846 Celal; GS kulübü kurucusu ve GS’nin önemli futbolcularındandır. Bulgarlar Silivri’ye kadar gelmişler. 846 Celal Harbiye Nezaretine gider ve kendini ilk gönüllü olarak yazdırır. Mekteb-i Sultani’de/GS Lisesinde bu olay duyulur. Son sınıftan 86 kişi gönüllü yazılacaktır ama okul idaresi engeli vardır. Yol bulunur; “Biz bitlendik, hamama gideceğiz” yalanıyla idareyi atlatıp yazılırlar. Balkanlarda çete savaşı vermek üzere eğitilip Trakya’nın dağlarında tepelerinde savaşırlar.
Yıl 1915; İngiliz zırhlıları Çanakkale boğazında; GS Futbol ve Hokey takımlarının yıldızı 238 Hasnun Galip Çanakkale savaşına gönüllü gider. GS’li İlk Çanakkale şehidi 119 Ahmet Refik’tir. Ardından Liseye Hasnun Galip’in şehitlik haberi gelir; Takım arkadaşları Abdurrahman ve Yakup ROBENSON kardeşler de gönüllü yazılırlar. Galatasaray Lisesi gönüllülerinin tümü şehit olur. Bu yüzden Lise 1915 yılında 18, 1916 yılında 4 mezun verebilir. GS futbol takımında 2 kişi kalır, bunlardan biri abileri şehit olan Ahmet ROBENSON’dur. Onun içindir ki Mustafa KEMAL; “Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran Türkiye halkına Türk milleti denir” diye noktayı koyar.
Kaleci Hamdi, Neşet, Refik Ata, Mehmet Ali, Hasip, Cemil, Kürt Celal, Nazmi, Hasnun Galip Çanakkale’de; Abdurrahman, Halit, Kafkasya’da; Celal İbrahim Irak Cephesinde (1917), İdris Trablusgarp’ta şehit olurlar.
“Arkadaşlar, gelin 2 semt takımını birleştirip; Fenerbahçe, Galatasaray ve Altınordu karşısında ligde oynayacak bir takım çıkaralım; adını da semtimizin adı olan Beşiktaş koyalım, rengini de bayrağımızın rengi Kırmızı-Beyaz yapalım.” Beşiktaş böyle kurulur(1903)
Savaş yılları; Beşiktaşlılar cephelere gönüllü yazılırlar. Doktor Ali, Rıdvan, Asım, Muallim Sadi ve Doktor Mehmet Kafkas cephesinde şehit olurlar. Şair Kaptan Kazım’ın Çanakkale’den şehitlik haberi gelir. Göğsünden Beşiktaş marşı olacak bir şiir çıkar.
Yıl 1919; Aradan 5 yıl geçmiştir; Başkan Şeref kürsüye çıkar; Tribünler kaptan Kazım’ın göğsünden çıkan marşını söyler.
“Bu Kainat bize hep gıpta ediyor işar…
Biz 11 arkadaşız, lakin,
Arkamız daha var!”
“Bu zevk alemi dar
Zannedip de aldanalım!”
“Vekar, hak gibi sakin,
Nezih ve saf olalım
Fakat bu hal ile kuvvet gibi
Cesur olalım!”
Kaptan Kazım noktayı koyar: “Arkadaşlar bu kara günleri unutmamak için kırmızı rengimizi siyah yapıyoruz. Bundan sonra siyah-beyaz KaraKartal sembolümüz. Beşiktaş bu inanç ve hızla 1920-1921 sezonunda hiç yenilmeden şampiyon olur.
Çanakkale Kahramanı ARİF… Halim, Kemal, Zeki, Hüsnü, Neşet, Haldun…
Cepheden ata atlayıp 26 saatlik yoldan sonra İstanbul’da maçı oynayıp tekrar Çanakkale’ye cepheye dönen yiğit; Fenerbahçeli ARİF!
Çanakkale’de düşman askerleri siperlerden Mehmetçiğe Sigara ve konserve atar; Bizim çocuklar da Enver Paşa’nın “Bir zeytin tanesi üç lokmaya katık edilecektir.” emrini atalım diye eğlenirler, karşı tarafa su verirler.
Çanakkale savaşı insanlık tarihinin en kalleş, en insani savaşıdır. Kalleştir; İngiliz emperyalleri Avusturalyalı, Yeni Zelandalı, Hintli... çocukları kandırıp ateşe atmış katletmiştir. İnsancıldır; Zaman geçtikçe siperler savaş molası vermişler, birbirlerine sigara, konserve, su ikramında bulunmuşlar, birlikte top oynamışlardır.
Malatyalı posta Hasan “Teğmen Arif… mektubunuz varrrr.” diye ünler. Arif mektubu alır, aşkı Zehra’sından gelmiştir diye mutlulanır, çünkü o yeni yeni konuşmaya başlayan bebeği Leyla’dan haber bekler. Ancak mektup, takımın kaptanından, Kaptan Galip’ten gelmiştir. Kaptan Galip KULAKSIZOĞLU mektubunda takımın durumu anlatır: “Takımın yaşı 16’ya düştü en azından önemli maçlara gelmelisin, yoksa iddiamız kalmayacak…” diye yazar.
Arif soluğu sert bir topuk selamı ile komutanın çadırında alır;
“Komutanım önemli maçlarımız var, takım sahaya çıkamıyor, 2 gün izin verirseniz takımda oynayıp geleyim.”
” Tamam da Arif; 2 günlük yolu nasıl gidip geleceksin?”
“Komutanım at üstünde 26 saatte gidip 2 saat oynayıp tekrar geri geleceğim.”
“Peki gidebilirsin, yolun açık olsun, başarılar dilerim Arif.”
Arif arkadaşlarıyla vedalaşıp puslu ve yağmurlu bir havada dörtnala İstanbul’a sürer atını. Başlamasına az bir zaman kala maça yetişir. Maç başlar, tribünler “Arif, Arif” diye inler. Arif rakiplerinin korkulu rüyasıdır. Her maçta gol atar, seyirciyi coşturur. O zor yıllarda Fenerbahçe’nin abileri; Galip, Etem ve Arif cephelerden maçlara gelip tekrar cepheye geri dönerler. Arif, İstanbul’a maçlara gidip gelirken bir yandan da Anadolu’ya silah kaçırır.
Yıl 1919… Çanakkale’den sonra Arif’in yeni görev yeri Bor Ovasıdır. 1919’un ilk maçı; FB-İdmanyurdu. Maçtan önce haber gelir; “Arif şehit olmuş!..”. Maçı 10 kişi oynar FB. Arif’in forması 2 numara saha çizgisinin kenarında bir sandalyeye giydirilir. FB;11-0 kazanır. Maç bitimi tüm oyuncular Arif’in forması önünde saygı duruşunda bulunur, İstanbul halkının gözleri pınar olup akar.
Futbolun beşiği İngiltere’dir ya; İşgal Kuvvetleri Komutanı Harrington işgalciler karması takımı kurar. Abilerini savaşta şehit veren Fenerbahçe nin gençleri işgal karması ile oynadıkları 50 maçtan 47’sini kazanırlar; sahada işgalcilere boyun eğdirip, halkın gönlünde kurtuluş ateşini alevlendirirler. Harrington efendi bu duruma içerlenir; kendi adına turnuva düzenler; ödül olarak da kendi adına İngiltere’de bir metrelik bir kupa yaptırır. SarıLacivertlileri yenebilmek için İngiltere’den Lıverpool’un kalecisini de getirtir. FB her türlü alavere dalavereye karşın işgal kuvvetleri karması ile finale kalır. Maç günü işgal altındaki saha dolar ve halk; “Arif burada” , “Fenerbahçe’de Arifler ölmez” diye stadı yıkar. Fenerbahçe işgal karmasını 2-1 yener ve kupayı alır. Halk coşar, sahaya dolar, oyuncularımızı omuzlar, kurtuluş sloganlarıyla yollara sel olup akar.
FenerBahçeli Nuri hariç; böyledir kurtuluşun futbolcuları arkadaşlar.
Dönemi yaşayan FB’li Bedri GÜRSOY (1904-1994); “Futbolda bir çok ülke Dünya şampiyonu oldu ama hiçbir ülkenin futbolu bizimki gibi Kahraman olmadı!” özlü sözüyle noktayı koyar.
Bursa.25.01.2018
[1] 1904-1994 FB.li Milli Futbolcu ve Yönetici