CORPORATE
Mehmet ARSLAN Yazarın Tüm Yazıları
Mehmet Arslan Yeminli Mali MüÅŸavir
KATERÄ°NA Ä°LE BALTACI
1711 Prut Savaşı
RüÅŸvetin AÅŸka Akışı
Mehmet ARSLAN
Ä°lk ve orta öÄŸretimde Baltacı-Katerina aÅŸkı hayal dünyamızı süsler, bir gecelik aÅŸkı uÄŸruna “Muhammed PAÅžA (BALATACI)” nın Rusya’yı Moskoflara bağışlamasını hoÅŸ görüp muzipçe iç geçirip gülümseriz.
Daha’da ileri gidip; “Helal olsun BALTACI, sen erkek adammışsın” deriz.
1683–1698 Osmanlı, Kutsal Ä°ttifak (Venedik, Lehistan ve Rusya) SavaÅŸları'nda, Balkanlarda büyük toprak kayıplarına uÄŸrayarak 1699’da Karlofça AntlaÅŸması imzalanır.
Bu dönemde Rus Çarı, hani ÅŸu “yenile yenile yenmeyi öÄŸrendim” veciz sözünün sahibi “Deli Petro” namıyla 1. Petro’dur.
Çariçesi çok da güzel olmayan Katerina.
Moskof Çarı Petro 11 yıl boyunca barışa uymaz, Balkanlardaki ve Ä°stanbuldaki Ortodoks tebayı tahrik eder, siyasi ve askeri tecavüzlerde bulunur. Amacı Karadeniz ve BoÄŸazları ele geçirerek Osmanlı Ä°mparatorluÄŸunu parçalamak ve Akdeniz'e inerek DoÄŸu Roma Ä°mparatorluÄŸunu yeniden yaratıp tahtına oturmaktır.
Petro’nun 11 yıl süren saldırıları, sonunda Osmanlı’nın canına tak eder ve 20 Kasım 1710 tarihinde Rusya’ya savaÅŸ açar.
Yüz bin yeniçeri ile Osmanlı ordusu Ruslar’dan önce Tuna önlerinde savaÅŸ düzenine girer.
Yeniçeriler, er meydanına geç gelen Moskof ordusunu Prut kıyılarında çembere alırlar ve kurbanlarını saf dışı bırakacak duruma getirmiÅŸleridir.
İşte tam da bu sırada 21 Temmuzu 22 Temmuza bağlayan bir gecede garip şeyler olur.
Yeniçeriler Ruslar’a bir daha kendilerine gelemeyecek bir ders vereceklerken 22 Temmuz 1711’de barış antlaÅŸması imzalanır.
70 yaşında son seferine katılan Yeniçeri Katibi Hasan Kürdi, Prut Savaşı öncesini, o geceyi ve sonrasında olup biteni günlüÄŸüne not düÅŸer.
Yeniçerilerin savaÅŸa hazırlanışını bakın nasıl ifade eder ;
"...Sayısız silahların parıltısından, gözler kamaşıyor, yiÄŸitlerin gözleri cenk arzusuyla kendinden geçiyor; korkakların kalpleri, inançsız gönüller gibi kederleniyordu. Yürekler yanık, gözler yaÅŸlı; tuÄŸlar, dilberlerin zülüfleri gibi darmadağın; sancaklar, dalgalanmaktan yırtılmakta; yer yer zurna feryatları, nefir ağıtları ve davulların gümbürtüsü, gazilerin kerrenaylarının velvelesine karışmakta; bahadırların naraları, çavuÅŸların yüksek sesli emirlerine öncülük etmekte idi...".
AteÅŸkes ilan edildikten sonra Baltacı'nın kethüdası (yardımcısı) olan Osman Kethüda ve bazı kiÅŸiler Rus ordugâhına giderek sabaha kadar orada kalırlar. Orada niye kalındığı neler konuÅŸulduÄŸu ve ne kadarını Baltacı'ya doÄŸru olarak aktarıldığı soru iÅŸaretleridir?
Hazine-i Birun Kâtibi Ahmed bin Mahmud, Kırım Hanı Devlet GÄ°RAY ve Yeniçeri AÄŸaları Ruslar avucumuzun içinde barışa ne gerek var demelerine karşın o geceyi Rusların ordugahında geçiren Osman KETHÜDA ve avanesi BALTACI’yı barışa ikna ederler.
22 Temmuz 1711 tarihinde barış antlaşması imzalanır.
Gece yapılan müzakerelere göre Rusların en güçlü silahları “toplar” Osmanlı’ya teslim edilecektir.
Sabah olunca top sayısının tespiti için toplardan anlayan kapıkulu ocaklarının topçu alayından hiç kimse tayin edilmez, sadece ÇavuÅŸlar Kâtibi Abdülbaki Efendi sabah erkenden Rus ordugâhına gönderilir ve geri döndükten sonra yüksek sesle: “Otuz dört tane sahi top ve iki tane büyük top bulunmuÅŸtur. Az bir ÅŸey de cephane vardır” diye izahat verir.
Rus ordu raporlarında 36 deÄŸil, 122 adet top vardır. Ayrıca Çar’ın, bu topları teslim etmemek için "...Çok sayıda düÅŸmanım, memleketime dönmeme mani olur... DiÄŸer krallar nezdinde küçük düÅŸerek rezil olurum... Åžeref ve itibarımı kaybetmemem için cephane ve toplarımı almasınlar. Bedeli neyse ödeyeyim" diye yalandan bir haber uydurulmuÅŸtur.
Yeniçeri Kâtibi Hasan bu durumu "...Lakin kralın sonradan yalan söylediÄŸi ortaya çıktı. Ne var ki devleti idare edenlerden hesap sormak mümkün deÄŸildi. Bu yüzden kimse bir ÅŸey söylemeye cesaret edemedi ve herkesin ÅŸaÅŸkınlıktan parmağı aÄŸzında kaldı!..." diye ifade eder.
Katip Hasan günlüÄŸünde "Azap çengeline asılı bir çil kuÅŸu gibi sıkıntı içinde kıvranan çar ve ordusu, 22 Temmuz ÇarÅŸamba günü verilen izinden sonra top, tüfek ve cephanesiyle su gibi akıp gitti”; üstelik de Rus ordusunu Tatarların baskınından korumak için bir kısım Osmanlı birliklerinin korumasında diye yazar.
DüÅŸmanı kıstıran Yeniçeriler olanlara ÅŸaşıp, baÅŸlarını öne eÄŸerler, hınçlarından çaresizlik içinde çöküp aÄŸlarlar.
Ordu Ä°stanbul’a döner dönmez, Sadrazam Baltacı Mehmed PaÅŸa azledilir Midilli'ye sürgüne gönderilir.
24 Aralık (1711) Cuma günü PadiÅŸah; anlaÅŸmada ihmali olanları yapmacıklı bir iyi muameleyle huzuruna çağırır.
Eski sadrazam Muhammed PaÅŸa’nın (Baltacı) yardımcısı (Kethüdası) Osman AÄžA, Mektupçu Ömer EFENDÄ° ve ÇavuÅŸlar Katibi Abdülbaki EFENDÄ°, Yeni Sadrazam ve Kırım Hanı’nın da hazır bulunduÄŸu huzura getirilirler. Sefer sırasında Yeniçeri AÄžASI olan yeni Sadrazam Yusuf PAÅžA ve Kırım HANI Devlet GÄ°RAY, yapılan yolsuzlukları bir bir açıklarlar, suçlular kendilerini savunacak söz bulamazlar.
Åžeyhülislamdan fetva istenir, fetva verilir.
O geceyi Rus Ordugahında geçiren Osman AÄžA ve Ömer EFENDÄ° öÄŸleden sonra idam edilir. Abdülbaki EFENDÄ° ise hapse mahkum olur.
İşte bu yolsuzluk olayı 300 yıl sonra bizlere KATERİNA-BALTACI aşkı diye yedirilir.
Yararlanılan KAYNAK : Atlas TARÄ°H Dergisi.Sayı:04 Erdal KÜÇÜKYALÇIN
*Yeniçeri Katibi Hasan Kürdi, Keyfiyyet-i Rusya, Topkapı Müzesi Kütüphanesi H.1627
*Yeniçeri Katibi Hasan, Prut Seferini Beyanımdır, Haz. Hakan YILDIZ, Ä°stanbul 2008