CORPORATE
Mehtap ÖZ Yazarın Tüm Yazıları
Mehtap Öz TekirdaÄŸlı anne babadan, Burdur ili YeÅŸilova ilçesinde doÄŸdu. Çocukluk ve ilk gençlik yılları KeÅŸan ile TekirdaÄŸ arasında geçti. Ä°lk, orta ve lise eÄŸitimini KeÅŸan'da tamamladı. 1982 yılında Ä°stanbul Üniversitesi Eczacılık Fakültesi'ne girerek 1...
RÜYALAR GERÇEK OLSA
Bir rüya içindeyim. Rüyamda çocuÄŸum. Uçsuz bucaksız yeÅŸil bir bahçede kollarımı iki yana açmış koÅŸuyorum. Rüzgarla yarışıp onu yakaladığımı düÅŸünüyorum, aÄŸzım kulaklarımda. Özgürüm alabildiÄŸince. Bu his öyle vazgeçilmez ki dolaşıyor kanımla gürül gürül. Çok mutluyum. Çığlık atıyorum. MutluluÄŸum karışıyor havaya.
Ä°çinde koÅŸtuÄŸum bahçenin ucu bucağı yok. Onlarca aÄŸaç var, tazecik çimenler. KuÅŸ sesleri geliyor ara sıra kulaklarıma. Kimse inanmaz bir hastane bahçesinde koÅŸtuÄŸuma.
AÄŸaçların çevrelediÄŸi hastane eski bir taÅŸ bina. Ä°ki kanatlı kapısı ve merdivenleri çok geniÅŸ. Bahçenin ortalarında bir yerde inÅŸa edilmiÅŸ. Bahçeden ayrı ama bahçeyle bütünleÅŸmiÅŸ gibi. Üzerine saÄŸlığına kavuÅŸan insanların sevinci sinmiÅŸ. Bembeyaz giysili hemÅŸireler görünüyor geniÅŸ pencerelerinden.
ArkadaÅŸlarım adımı seslenerek çağırıyorlar. Kollarım iki yana açık, yüzümde rüzgarın orman nefesi, koÅŸuyorum yanlarına doÄŸru. Beraber çıkıyoruz hastanenin devasa bahçe kapısından.
Tek sıra dizilmiÅŸ yeÅŸil aÄŸaçların ikiye ayırdığı yolun kenarında bisikletliler var. Her akÅŸam üzeri biz küçük kardeÅŸlerini bisikletleriyle gezdiren abla ve abilerimiz bahçe duvarına oturmuÅŸ konuÅŸuyorlar. Hemen sıraya giriyoruz kısa bisiklet turları için.
Sıra bana gelince hemen oturuyorum bisikletin arkasındaki uygun yere. Halam sesleniyor bahçesinin kapısından. Dikkatli olmamız için uyarıyor. Krem rengi bir döpiyes giymiÅŸ. Uçuk pembe tokalı ayakkabı ve çantasına bakıyorum hayran hayran. Sarı saçlarını geriye doÄŸru taramış. Güzel yüzü iyice çıkmış ortaya. Bir öpücük yolluyorum. O da karşılık veriyor.
Tek tük araba geçse de yolun uygun yerinde olduÄŸumuz için korkmuyorum. Evlerin bahçelerinden buram buram çiçek kokuları karışıyor havaya. Ä°çim içime sığmıyor keyiften.
Birden çevremizde ne varsa hızla dönmeye baÅŸlıyor. Zamanın hızla koÅŸmasını hissediyorum. Ne oluyor derken, uyanıyorum!
Balkondayım. OturduÄŸum yerde içim geçmiÅŸ, uyuyakalmışım. GeniÅŸ bir denemeyle açılıyor uykum. Caddeden gelen geçeni izlemeye baÅŸlıyorum. Hava kararmış bile. Yolun iki yanında bahçeleri düzgün geniÅŸ balkonlu güzel evler yok olmuÅŸ. Onların yerlerine 5~6 katlı apartmanlar yerleÅŸmiÅŸ. Buraların sahibi artık biziz bakışları var hepsinde. Tıpkı cadde ortasındaki betonlar ve üzerindeki saksılara yerleÅŸmiÅŸ yapay çiçekler gibi. Sevmiyorum doÄŸallıktan yoksun bu bakışları.
Dikkatimi caddeye yöneltiyorum çabucak. AkÅŸam yürüyüÅŸüne çıkanların arasında genç biri çekiyor dikkatimi. Ä°yi giyimli, enerjik hareketleri olan biri. Sıra ile apartmanların çöp kutularını karıştırıyor. Ä°çinden aldığı bazı poÅŸetleri sallıyor, silkeliyor. PoÅŸetten dökülen bazı ÅŸeyleri henüz havadayken kapıp, yanındaki çantaya koyuyor. Sırayla her çöp kutusunu inceleyip benzer hareketlerle topluyor iÅŸine yarayanları. Aralarında yiyecek olduÄŸunu tahmin ettiklerim var. Adamın koklayıp, aÄŸzına deÄŸdirmesinden anlıyorum.
Gittikçe zevksizleÅŸen, her geçen gün doÄŸaldan uzaklaÅŸan, durmaksızın fakirleÅŸen yaÅŸamın ayak seslerinin altında ezilmekte olduÄŸumuz gerçeÄŸi çok acıtıyor canımı. Ä°nsanların birbirlerine bırakın nazik davranmayı öfkeyle baktığı; çirkinliklerin, hadsizliklerin, sevgisizliÄŸin ve bu durumlardan doÄŸan ÅŸiddetin hızla yayılması sonsuz korku salıyor yüreÄŸime. Durmaksızın katledilen güzel dünyamız için, nereye koÅŸtuÄŸunun farkında olmadığına inandığım insanlık için üzülüyorum.
Gözlerimi yumuyorum sımsıkı. Rüyama dönmek istiyorum. O güzel yıllara, her ÅŸeyin çok doÄŸal, doÄŸru ve temiz yaÅŸandığı aslında çoook zengin olduÄŸumuz zamanlara…