Ahmetler Kanyonu / Kapız
Akdeniz Bölgesinin ve Türkiye'nin sayılı kanyonlarından biri olarak kabul edilen Ahmetler kanyonu dünyaca da bilinmekte, coğrafya kültürümüzde yer almaktadır.
400 m derinliği olan kanyonun dibindeki en dar yerin genişliği yer yer 1 metreye düşmektedir.
Kanyonla ilgili daha geniş bilgiye sitedeki ilgili sayfalardan ulaşabilirsiniz.
***
Öğretmen Ali Varol'un Kanyonu tanıtmak için yazdığı yazıyı okuyabilirsiniz:
AKYALI VE AHMETLER KANYONU
Ahmetler Kanyonu denince Karpuz Çayı üzerinde bulunan Köprü Ayağı ile eski köy değirmeni arasında oluşmuş yüksek ve dik kayalıklar bilinir. Ancak Köy deresinin Akyalı ve İnaltı bölümlerinde bulunan dik ve yüksek kayalıklar da bir kanyon görünümündedir.
Cipcikli çeşmesinin 100 m. ilerisinde Akyalı bulunur. Akyalı’da yol, büyük kaya kütleleri tünel gibi oyularak geçirilmiş. Yolun yukarısı uçurum, aşağısı uçurum. Hem de duvar gibi dik. Aynı dik uçurum karşıda da olunca burası duvar gibi dik bir kanyon oluşturuyor. Dik kayalar üzerindeki in ve mağaralar görüntüyü daha da heybetli ve ilginç hale getirmektedir. Buradan geçen yabancılardan bazıları geçerken korktuklarını söylerler. Buranın başka bir özelliği de yaz sıcaklarında buradan gece de gündüz de serin bir meltem eser, insanı serinletir.
Uçurumun aşağısı köyden gelen derenin devamıdır. Yazın kurur. Akyalı’nın batı karşısında Delik Kaya Başı bulunur. Kanyon’un bu yakasında uçurumların üzerinde irili ufaklı birçok mağara ve in bulunur. Bu inlerin ayakla gelinen bazılarında eskiden kışları yağmurlarda davar sürüleri barınırdı. Ayakla gelinemeyen inlerde ise kartallar yuva yapardı. Eskiden buralarda çok kartal vardı. “En kaliteli düdük (flüt) kartal ayağından yapılır“ diye söylenirdi. Kartal teleklerinden de divit yapılır mürekkeple yazı yazılırdı. Kartallar, kurtların, çakalların yediği davarların geri kalan leşlerini temizlerdi, Bazen yeni doğmuş emlikleri (taze oğlak, kuzu) de alıp havalanırlardı. Onun için çobanlar kuzlacı keçileri, koyunları kartallara karşı da kollamak zorundaydı.
Akyalı’dan yukarıya doğru dere boyunca bazen vadi, bazen kanyon şeklinde köy hizasına kadar uzanır. İnaltı’ndaki yüksek kayalıklarda da gene inler mağaralar yani eski kartal yuvaları sıralanmıştır Bunlardan Taşharman’daki çeşmeyi geçince İnaltı’na girerken yolun üstünde görünen Delikli İn’in üç kapısı vardır. Bu inde de eskiden kışları çebiç sürüleri barınırdı.
Dere boyu yazın dere suyundan sulanan sebze ve meyve bahçelerini geçip orman yolundan ayrılıp köy yoluna sapalım. Köy yol sapağının hemen aşağısında Köyöğön (Köy önü) köprüsü ve köprünün az aşağısında Gannıgöbet (Kanlı gölet) bulunur. Köyümüzün yüzme öğrenen ilk çocukları yüzmeyi Gannıgöbet’te öğrenmişti.
Köy meydanına çıkınca eski taş yapı çeşme, köy odası, köy cami bizi karşılar. Köy meydanında köyün her mahallesine yol ayrılır. Mahalleler: İnbaşı, Ketirbaşı, Kızılinüstü, Merkez.
***
Kanyonu daha yakından tanımak için buraya tıklayıp şahane manzaralarla başbaşa kalın.