Bir Yangın Hikayesi - 10
YANGINDAN ÇIKARILACAK DERSLER VAR
Orman bölgelerinde Ormancılık Liseleri açılsın...
Tarihimizin en büyük orman yangınlarından biri, ne yazık ki Manavgat’ta gerçekleşti. Bu yangında Manavgat ormanları; batıdan doğuya doğru, Kalemler ve Evrenseki köylerinden başlayarak Ahmetler’e kadar yaklaşık 30 - 35 km’lik bir çizgide on gün boyunca yandı. Aradaki irili ufaklı birçok yerleşim yeri de yangından zarar gördü. Ülkemize geçmiş olsun!
Bu yangınlar böyle bir anda nasıl çıktı, neden çıktı, kim çıkardı tartışmalarını bir yana bırakalım. Geriye dönüp baktığımızda o günlerin dehşetini tekrar yaşamamak için alınacak birçok önlemler olduğunu, yangınla mücadeleye karşı bazı eksiklerimizin bulunduğunu da söyleyebiliriz.
Hangi nedenle çıkarsa çıksın gelecekte de yine böyle yangınlarla karşılaşabileceğimizi aklımızdan çıkarmamak gerekiyor. Orman yangınlarına karşı Orman Bakanlığının ve diğer devlet kurumlarının da orman bölgelerinde yaşayan yurttaşların da almaları gereken önlemler olduğuna kuşku yok.
Burada ortaya konacak öneriler elbette sadece bizim kendi çevremizde yaşadığımız acı yangın deneyimlerinden çıkardığımız sonuçlardır. Bu önerileri belki ilgili makamlardan duyan bile olmayacak. Ancak çocukluğu Toroslarda bir orman köyünde geçmiş bir yurttaş olarak bu büyük yangına tanık olduğum için bu konudaki gözlemleri ve düşünceleri kayda geçirmek istedim. Benzer önerilerin başka kişi ve gruplardan da yapıldığını gördük. Buradaki önerilerden bazılarına Akseki Yeşil İnsiyatifi adlı sosyal medya grubu da yer vermiştir.
İşte yaşayarak gördüğümüz yangın ve söndürme süreçleriyle ilgili olarak bundan sonrası için çıkardığımız dersler ve kişisel değerlendirmelerimiz:
- Sorumlu makamların yangınlara karşı daha hazırlıklı ve donanımlı olmaları gerekiyor. Ormandan elde edilecek ranttan öncelikle yangınla mücadele için pay ayrılmalı. Devletin ve ilgili birimlerin (Orman Bakanlığı, Belediyeler ve sivil organlar) birbirleriyle eşgüdümlü bir yangın söndürme planı olmalı; yeteri kadar uçak, helikopter ve itfaiye aracı ile yangınlara en kısa zamanda müdahale edilebilmeli. (Sadece Güğlen dağında yanan ormanın ve sonrasında yapılacak çalışmanın maliyeti ile uçak, helikopter ve diğer araçlar temin edilebilirdi. / Akseki Yeşil İnsiyatif)
- Ormanlar, ormanda yaşayan insanlara emanet edilmeli. Ormandan elde edilecek gelirlerden, kentlerde yaşayan tüccarlardan önce orada yaşayan yurttaşlar yararlandırılmalı. Son yangında görüldü ki devlet biraz elini uzatsa orman kenarlarında yaşayan yurttaşlar ormanı korumada daha etkin görev alabilir. Bu yangında bazı köylülerin yangın söndürmeye verdiği desteğin ne kadar önemli olduğu görüldü. Orman gelirlerinden yöre halkı yararlandırılarak halkın ormanla olan bağı daha da güçlendirilebilir.
- Yangınlarda kendiliğinden organize olarak kendi evlerini bahçelerini kurtarıyor gibi canla başla çalışarak söndürmeye katılan gönüllü yurttaşların hiçbir sosyal güvenceleri yok. Yangın söndürmeye katılan köylülere, kısa süreli de olsa sosyal güvenlik ve sigorta desteği sağlanmalı.
- Eskiden orman bölgelerinde ormanı gezen ve kontrol eden gezici orman muhafaza memurları (ormancılar) vardı. Bunların giderek azaldığını ve orman alanlarının yeteri kadar kontrol edilmediği söyleniyor. Kundaklama olaylarına karşı teknolojiden de yararlanarak daha etkin önlemler alınabilir. (“Orman köylüleri desteklenmeli, orman muhafaza memurları bu insanlardan oluşmalıdır.” Tarım Orman-İş Sendikası Başkanı Şükrü Durmuş)
- Elbette öncelik insanların sağlığıdır, yangın sırasında mutlaka gerekli önlemler alınmalı. Ancak yöre halkının evlerini boşaltarak yangını bir kader gibi seyretmeleri yerine söndürmeye katılmaları teşvik edilmeli ve söndürme sırasında onlara deneyimli orman görevlileri yol ve yöntem gösterebilmeli.
- Her ilde bir Acil Söndürme Gücü oluşturulabilir. Bu güce daha çok, orman alanlarını tanıyan her bölgedeki yerel halktan kişiler alınmalı. Bu kişiler, belli bir eğitimden geçirilerek söndürme ekiplerini ve gönüllüleri yönlendirebilir. Her orman köyünde küçük çapta bir yangın söndürme projesi geliştirilmeli, Ahmetler’de olduğu gibi yangından koruyacak tampon bölgeler açılmalı.
- Ahmetler köylüsü yangın sırasında açtıkları yardım kampanyasıyla şimdilik üç takım yangın söndürme tankı hazırlayarak örnek oldular. Bütün orman içi köylerde ilk müdahaleyi yapabilecek küçük çapta söndürme araçları bulundurulabilir.
- Ormanlık alanlardaki su kaynakları saptanarak boşa akan sular belirli aralıklarla su havuzlarında ve göletlerde toplanabilir. Böylece söndürme sırasında kilometrelerce uzaklara gitmeden suya ulaşmak kolaylaşır.
- Bu yangınlarda yol altyapısının ne kadar önemli olduğu açık şekilde görülmüştür. Orman köylerine ve orman içlerine ulaşan yollar ıslah edilmeli, söndürmeyi kolaylaştıracak bir yol ağı ile yangının hızla yayılmasını önleyici yangın şeritleri açılmalı.
- Güğlen dağına ulaşan yangın, henüz dar bir alandayken köylülerin açmaya çalıştığı genişçe tampon bölge projesi gerçekleştirilse ve yerel halkın o noktadaki çabaları uçaklarla desteklenseydi yangın Güğlen’in doğusunda değil batısında durdurulabilirdi. Yangın söndürmede ihmali olanlar varsa saptanıp gerekli işlemler yapılmalıdır.
- Yanan ormanlarda küçükbaş hayvanların zarar vereceği ağaçlar yoktu. Bu bölgelerde küçükbaş hayvancılık teşvik edilmeli, yerel halkın orman içinde dolaşımına izin verilmelidir.
- Adli kurumlarda çalışanlar ara eleman olarak nasıl Adalet Okullarında yetişiyorsa orman işletmelerinde çalışanlar da orman bölgelerinde açılacak Orman Liselerinde yetiştirilebilir. Orman içinde uygulama alanları olan Orman Fakültelerimiz var mıdır bilmiyorum. Ancak ormanla ilgili bütün uygulamaların, köy enstitülerinde olduğu gibi iş içinde, yaparak ve yaşayarak öğretilmesi gerektiğini düşünmeliyiz.
- Ormanlık bölgelerdeki yangın gözetleme kuleleri artırılmalı, yangın riski yüksek olan ormanlarda motorize izleme ekipleri bulundurulmalıdır. Bu ekipler, mevsimlik işçi statüsünde bile olsa gerekli eğitim desteği verilerek orman bölgesinde yaşayan yurttaşlar arasından seçilmeli.
- Yangın riskinin arttığı kurak mevsimlerde ormanlık alanlara giriş ve çıkışlar kontrol edilmeli.
- Ormanda ateş yakılmamalı, ormanlık alanlara sigara izmaritleri ve cam kırıkları atılmamalıdır. (Orman Genel Müdürlüğü)
- Orman yangınlarında görev yapacak personele ve orman köylerinde yaşayan halka yangınla mücadele konusunda gerekli eğitim verilmeli, yangın İhbar hattı olan 177’yi her yurttaş unutmamalı.
- Orman yangınları önceden de vardı, gelecekte de olacak. Ancak yangınları söndürmeyle ilgili önlemler ne kadar geliştirilse de asıl önemlisi, yangın çıkmadan önce alınabilecek koruyucu önlemleri artırarak yangınları önlemektir.
- Son olarak şunu da söylemek gerekiyor: Bu yangınlar söndürüldükten sonra yanan yerler bizler için acı bir hatıra olarak kalsa da bazı kesimler için bir rant alanı olarak görülecektir. Oysa yanan ormanlık alanlardaki rantın doğrudan orman köylerinde yaşayanlara yansıtılması, yoksul orman köylerinin kalkınmasına destek olacak projelerde kullanılması gerekir. On binlerce hektar yangın bölgelerinde büyük bir ticari kaynak ortaya çıkacak. Bu kaynağın adil olarak yöre halkıyla paylaşılması, hem yöre halkının refahına küçük bir destek olabilir hem de kendi olanaklarıyla ormanları söndürmek için çırpınan yurttaşlarımıza küçük bir ödül yerine geçer
- Saygılarımla… / 25.08.202
Mustafa Koç
NOT:
Bu yazı dizisinin tamamını okumak için buraya tıklayın.