CUMHURÄ°YET NE DEMEKTÄ°R?
DeÄŸeri ve Anlamı…
(Mustafa Koç'un bu yazısı, 29 Ekim 2009 tarihli Posta Gazetesinde yayınlanmıştır.
GüneÅŸ Dershanesinin internet sitesinde de yayımlanan bu yazı o tarihlerde 300.000'den fazla okunarak Google arama motorunda okunma rekoru kırmıştı. Çok küçük güncellemelerle yazıyı tekrar yayımlayarak Cumhuriyetimizin 100. Yılını kutluyoruz!)
***
Biliyoruz ki bütün insanlık derebeyi, kral, ÅŸah, padiÅŸah, hakan, sultan gibi tek kiÅŸiye baÄŸlı bir egemenlik tarafından yönetile yönetile bugünlere geldi. Ä°ÅŸte cumhuriyet, toplumların tek kiÅŸi egemenliÄŸinden kurtulduÄŸu, bütün bireylerin yönetime katılabildiÄŸi ve söz sahibi olduÄŸu yönetim biçimidir. Çünkü cumhuriyet yönetiminde bütün vatandaÅŸlar teorik olarak da olsa eÅŸit haklara sahiptir.
EÄŸer birisi gelip bu hakları elimizden alamıyorsa iÅŸte o zaman cumhuriyetin yerleÅŸtiÄŸini ve kökleÅŸtiÄŸini anlarız. Sahip olduÄŸumuz hakları korumasını bilmiyorsak ve birileri gelip de bunları elimizden alabiliyorsa o zaman da cumhuriyete tam olarak ulaÅŸmak için yürüyecek daha yolumuz var demektir.
ÇaÄŸlar boyunca kralların, padiÅŸahların yönetimini deÄŸiÅŸtirmek; diktatörleri uzaklaÅŸtırmak, o kadar da kolay olmamış tabi. Toplumlar, uzun yıllar mücadele vererek, “babadan oÄŸula geçme” bir sisteme son verip zamanla cumhuriyete kavuÅŸmuÅŸ. Böylece cumhuriyet, devlet yönetimini bir kiÅŸinin, bir ailenin ya da bir zümrenin elinden alarak ulusun tamamına vermiÅŸtir.
Bir ülkenin adının "cumhuriyet" olması yetmez. EÄŸer demokrasiyle birleÅŸtirilmemiÅŸse, demokrasi iÅŸlemiyorsa, insanlar eÅŸit haklara sahip göründüÄŸü halde bu haklarını kullanamıyorlarsa o sistem cumhuriyet olamaz. EÄŸer bir yönetim size özgürlüklerinizi, haklarınızı kullanma olanağı ve fırsatı vermiyorsa cumhuriyet zedelenmiÅŸtir.
Bugün “Cumhuriyet nedir?” diye kime sorsanız “EgemenliÄŸin halka ait olduÄŸu devlet biçimidir.” diye cevap verir ve doÄŸrudur. Çünkü bir bakıma cumhuriyet, seçme ve seçilme hakkı demektir. Cumhuriyette demokrasinin insanlara verdiÄŸi en önemli hak, yönetenleri özgürce seçebilmesidir. DoÄŸru ama eÄŸer seçimle yönetime gelenler, demokratik kurallara uymazlar ve bir “diktatör” gibi davranırlarsa adı "cumhuriyet" de olsa bu durum bizi cumhuriyetten uzaklaÅŸtırır.
Cumhuriyetin bizi ilgilendiren önemli bir yanı daha var. Hiçbir ülke için cumhuriyetin anlamı Türkiye’deki kadar deÄŸerli olamaz. 29 Ekim 1923, yok edilmek istenen bir ulusun kurtuluÅŸ savaşıyla kazandığı zaferleri perçinlediÄŸi tarihtir. Cumhuriyet, sadece bu nedenle bile çok deÄŸerlidir bizim için. Çünkü cumhuriyet, sadece halkın kendi kendini yönetmesi demek deÄŸildir ve cumhuriyetin biz Türkler için çok daha derin anlamları vardır.
En baÅŸta cumhuriyet; Türk milleti için yaÅŸam tarzının deÄŸiÅŸmesi, geliÅŸmesi ve modernleÅŸmesi anlamına gelir. Esas olarak “kulluktan” çıkıp “vatandaÅŸ” olmaktır. Öyleyse cumhuriyet, demokrasi demektir; eÅŸitlik demektir; haklar ve özgürlükler demektir.
Cumhuriyetle yönetilmek, dünya ulusları arasında saygın bir yer edinmek, medeni ve çaÄŸdaÅŸ dünyanın bir parçası olmak Türkleri, dünyaya yeni yüzüyle yeniden tanıtmak anlamına da gelir. çünkü cumhuriyet bizim için her ÅŸeyden önce çaÄŸdaÅŸlık, özgürlük ve bağımsızlıktır.
Babaannem cumhuriyetten önce evleri, obaları basan eÅŸkiyalardan söz ederdi. “Atatürk gelince bunlar ortadan kayboldu.” derdi. Bu yönüyle cumhuriyet, huzurdur, refahtır, eÅŸitliktir ve adalettir.
Türk kültürünün ışığa çıkarılması da Türklere cumhuriyetin hediyesidir. Ortak bir kültür mozayiÄŸi yaratan cumhuriyet; horon ile zeybeÄŸi, halay ile harmandalıyı, doÄŸu ile batıyı, kuzey ile güneyi buluÅŸturandır. Yani cumhuriyet ulusun birliÄŸi, kardeÅŸliÄŸi ve bütünlüÄŸü demektir.
1923’te yüzde doksan beÅŸi kara cahil olan bir toplum için cumhuriyet, eÄŸitimdir, okumadır, yazmadır, öÄŸrenmedir, aydınlanmadır. Köylerde okul, kentlerde üniversitedir cumhuriyet. Daha da ötesi; iÅŸtir, aÅŸtır, ekmektir, fabrikadır, demiryoludur, kalkınmadır.
Ve son olarak Türk dilinin ayaÄŸa kalkmasıdır cumhuriyet. Türkçenin kendini bulması ve bir ulus olmayı pekiÅŸtiren dönüm noktasıdır 29 Ekim. AÅŸağıdaki örneÄŸe ibretle bakalım:
Genç cumhuriyetin ilk yıllarında bir 10 Kasım günü, bir matematik öÄŸretmeni, sınıfta tahtaya ÅŸöyle bir cümle yazar:
“Bir müsellesin mesaha-i sathiyesi, kaidesiyle irtifaının hasıl-ı darbının nısfına müsavidir.”
Elbette çocuklar bundan bir ÅŸey anlamaz. Bunun üzerine öÄŸretmen, sınıfa döner;
“ArkadaÅŸlar, cumhuriyetten önce okullarda üçgenin alanını bulmak için böyle söylenirdi.” der ve devam eder:
“Bunun anlamı ÅŸudur: Bir üçgenin alanı, tabanı ile yüksekliÄŸinin çarpımının yarısına eÅŸittir.” ÖÄŸretmen sözünü ÅŸöyle tamamlar:
“Türklerin dili Türkçe, ama içinizde bunu anlayan var mı?
Çocuklar;
“Yoook!” diye bağırır.
“Tabii ki yoktur, çünkü bu cümle Türkçe deÄŸildir” der öÄŸretmen ve sözünü ÅŸöyle tamamalar:
“Ä°ÅŸte arkadaÅŸlar ama görüyorsunuz;, Atatürk de Cumhuriyet de sizin için bu nedenle de çok deÄŸerlidir.”
Son olarak diyebiliriz ki cumhuriyet bizim için dil demektir, Türkçe demektir. Ayrıca Atatürk demektir. Çünkü cumhuriyet sadece yurdumuzu yabancılardan kurtarmakla kalmadı, aynı zamanda dilimizi de yabancı dillerin istilasından kurtardı. Böylece cumhuriyet bize, birçok yurttaÅŸlık hakları verdiÄŸi gibi dilimizi, Türkçemizi de geri verdi. Yetmez mi?
Atatürk, 28 Ekim 1923 akÅŸamı;
“ArkadaÅŸlar, yerin cumhuriyeti ilan edeceÄŸiz” dedikten bu yana tam 100 yıl geçti ve ne mutlu ki cumhuriyetimiz ÅŸimdi 100 yaşında.
Ä°ÅŸte ÅŸimdi 29 Ekim 1923’te bu cumhuriyetin 100. Yılını kutluyoruz. O nedenle hepimiz bayram töreninde ÅŸiir okuyan çocuklar gibi gırtlağımızı yırtarcasına kaykırmalıyız:
Yaşasın Cumhuriyet!
Son olarak şu soruyu sormanın da yeridir:
Acaba cumhuriyetin ve cumhuriyetle birlikte sahip olduğumuz kazanımların değerini tam olarak biliyor muyuz? Tek tek yurttaşlar olarak ve ulus olarak bunların farkına vardığımızda işte o zaman cumhuriyet, sonsuza kadar yaşayacaktır.
Cumhuriyetimizin 100. Yılı ve en büyük bayramı 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı kutlu olsun!
Mustafa Koç