DELÄ° HACI'NIN HAYRATI
Ali VAROL
Hacı dayı insanlara yardım etmeyi severdi. 1950 li yıllarda köyden kente göçen esnaflarımızın bazılarına çok yardım etmiÅŸti. Köyümüzün içme suyu SoÄŸuksu deresinin suyu getirilirken ödenmesi gereken "katkı payı"nı o ödemiÅŸti. Köyün Burunucu denilen yerinde de bir sarnıç yaptırmıştı. Sarnıç yapılırken yaÅŸanan olayları daha önce yazmıştım. Åžimdi bu resmi görünce paylaÅŸmam gerektiÄŸini düÅŸündüm.
Kuyu (sarnıç) Yapımı
Hacı dayının yaptıracağı kuyu iÅŸi ile babam da ilgileniyordu. Hacı dayı babamın yanına geldi onunla da konuÅŸtu. Dedikleri çok anlamlıydı.
“Süleymen bu guyu benim için hayat memat meselesi. Biros’lu Hoca ne dedi bilin mi?”
“Ne dedi?”
“Ä°nsan ölünce üç tane sevap kapısı kapanmazmış. Birincisi hayırlı bir evlat yetiÅŸtirirsen, sen öldükten sonra o hayırlı iÅŸler yaparsa sevabının ucu seni de bulurmuÅŸ. Evladı Allah bene çok gördü, o kapı kapalı.”
Hacı dayının çocuÄŸu olmadığı için buna çok üzülürdü. Babam sordu:
“Ä°kincisi?”
“Ä°kincisi, insanlara faydalı bir kitap yazarsan, insanlar onu okur, faydalanırsa onun sevabı da seni bulurmuÅŸ. Ey bizim okuma yazmamız yok. Gara cahiliz. O kapı da kapalı.”
“Üçüncü kapı?”
“Üçüncü kapı da yol, su, cami gibi bir hayrat yaptırırsan onlardan insanlar, gurt guÅŸ faydalanırsa onun sevabı da seni gelir bulurmuÅŸ. Günahımız çok. Öteki kapılar kapalı. Bir hayrat yaptıralım da ölünce sevap gelecek bir bari kapımız olsun. Bene bu iÅŸimde yardımcı ol.”
Babam da:
“Ne demek Hacı aga, elimizden gelen her yardıma sonuna kadar hazırız” demiÅŸti.
Ä°ÅŸler bir ara çıkmaza girmiÅŸ ama sonra iÅŸi gene düzeltmiÅŸler. Babam iÅŸin içinde olduÄŸu için olanları biliyordu. Bir gün olanları ÅŸöyle anlattı:
“Ustayla kuyunun yapılacağı yeri baktık. Usta ölçtü biçti, bir liste çıkardı. Aldık listeyi eski muhtarı yanına geldik. Usta:
‘Ahmat Alı, üç metre geniÅŸliÄŸinde altı metre derinliÄŸinde bir kuyu kazılacak. Yer tamamen taÅŸ olduÄŸundan dinamit de ilazım.’
‘Tamam, onu ben on günde kazdırırım.’
‘Bana elli torba çimento ilazım.’
‘Hazır hazır.’
‘Ä°ki kamyon kum ilazım.’
‘Hazır hazır.’
‘BeÅŸ tane güçlü kuvvetli çalışacak adam ilazım.’
‘O goley, o goley…’
‘Åžu gadar gazan ilazım.’
‘O goley, o goley…’
‘Bu kadar su ilazım.’
‘O goley, o goley…’
‘Åžu kadar para ilazım.’
‘Para hazır.’
Neyise ustayla pazarlık ettiler. AnlaÅŸtılar. Gün belli ettiler, Usta memleketine gitti. Sonra günü gelince usta gelir bakar ki ortalıkta hiç bir hazırlık yapılmamış, ortada bir ÅŸeycikler yok… ÖfkelenmiÅŸ.
‘Ulan Ahmat Alı bu ne demek oluyor? Hani her ÅŸey hazırdı?’
Ahmat Alı akıllı adam, pişkin adam:
‘Öyle demesem sen gelecek miydin?’
‘Ben dönüp gideceÄŸim.’
‘Bir yere gidemezsin. Otur oturduÄŸun yerde. OturduÄŸun yerde su mu çıktı? Ben iki günde her ÅŸeyi hazırlatırım.’
‘Ä°ki günde hazırlanmazsa giderim.’
‘Tamam.’
‘Usta geri dönecekmiÅŸ.’ Sözünü duyan köylüler hemen iÅŸe baÅŸladılar. Kimisi kazmayı küreÄŸi aldı kuyunun çukurunu kazdı. Kimisi kamyon bulup çimentoya gitti. Kimisi ırmakta kum eleyip çuvalları merkebe, deveye yükleyip Burunucu’nun dibine çekti. Kamyonla Akyol’a gelen çimentolar gene develerle merkeplerle taşındı. Sümbüllü’de kireç ocağı açıldı kireç yakıldı. En yakın nerde su varsa, güÄŸümler ile taşındı, kazanlar dolduruldu. Ä°nÅŸaat baÅŸladı ara vermeden bitirildi. Bireyi de bir kuyu oldu. Önüne su teknesi yapıldı. SaÄŸlam zincirli kalın demirden bir de su kovası takıldı.”
Bizim köylüler kuyu diyordu ama aslında bu bir sarnıçtı. Çünkü gözlü suyu yoktu. Suyu kışın yaÄŸmurlar yağınca akan sel sularıyla birikiyordu. O yöredeki hayvanlar sarnıcın teknesinden sulanıyordu. Gelip geçenler susayınca sarnıçtan bir kova su çekip içiyordu. Artan suyu da beton tekneye döküyordu. Hacı dayı iyi bir hayrat yaptırmıştı.
....
https://www.facebook.com/ali.varol.10485/posts/4936768553056490?notif_id=1645993206860631¬if_t=feedback_reaction_generic&ref=notif