Mehtap ÖZ Yazarın Tüm Yazıları
Mehtap Öz TekirdaÄŸlı anne babadan, Burdur ili YeÅŸilova ilçesinde doÄŸdu. Çocukluk ve ilk gençlik yılları KeÅŸan ile TekirdaÄŸ arasında geçti. Ä°lk, orta ve lise eÄŸitimini KeÅŸan'da tamamladı. 1982 yılında Ä°stanbul Üniversitesi Eczacılık Fakültesi'ne girerek 1...
19 MAYIS’A SELAM
Bir rüya gördüm. Rüyamda bir gemi güvertesindeyim. Gemi turistik bir gemi deÄŸil. Yeni bir gemi bile deÄŸil. Ve denizin hiddetli dalgalarıyla baÅŸ etmeye çalışıyor. Kah dalganın yüksekliÄŸine uyum saÄŸlayıp yükseliyor kah sallanıyor hafif hafif. Suya düÅŸmüÅŸ ceviz kabuÄŸu misali koskoca gemiyi ustalıkla idare eden kaptanı kutluyorum düÅŸüncemde. Denizin azgın saldırganlığı korkutmuyor beni. Kaptana güvenim tam.
Güverte bomboÅŸ gibi. Benden baÅŸka küpeÅŸteye yaslanıp denizi seyreden genç bir adam var. Korkusuzca. Dalgaların çabalarına raÄŸmen dirençli bir duruÅŸu var. Heykel gibi yerinden hiç kıpırdamıyor.
Dikkatle bakınca elindeki sigarayı da görüyorum. Sigarasından çektiÄŸi nikotin, beyaz halkalarla yükseliyor. Denizin hırçın beyaz köpüÄŸüne yarenlik yapan mülayim halkalar…
Giysilerinden bir subay olduÄŸunu anlıyorum. Sigarasının bitiÅŸiyle doÄŸruluyor dayandığı küpeÅŸteden. Önemli bir ÅŸey düÅŸünüyor olmalı ki, dimdik bir ÅŸekilde kıpırdamadan durmuÅŸ ufka bakıyor hareketsizce.
Tuhaf bir ÅŸekilde adamın düÅŸüncelerini okumaya baÅŸlıyorum. Vücut dilinin gerginliÄŸine raÄŸmen, mutlu bir telaÅŸ içinde. Ä°çi kıpır kıpır heyecandan. Beyni durmaksızın yeni fikirler üretiyor.
Bu yeni yeteneÄŸime kayıtsız kalamayıp dikkatimi yoÄŸunlaÅŸtırıyorum iyice. O zaman anlıyorum sınırsız bir heyecan içindeki adamın yaÅŸadığı tüm olumsuzluklara raÄŸmen yılmayan, düÅŸtüÄŸü anda ayaÄŸa kalkıp koÅŸmaya baÅŸlayan bir insan olduÄŸunu. Ve de son nefesini vermekte olan bir ulusa ÅŸifa olmak için koÅŸa koÅŸa gemiye bindiÄŸini.
Yüzünü görmesem de okuyorum inançlı aydınlık düÅŸüncelerini.
Kanıma karışıyor taşıdığı mutlu heyecanı…..
1878 yılında Trocaderta ismiyle denize indirilen gemi, 1894 yılında Osmanlı Donanması’nda Pandermo adıyla kayıt altına alınır.
Kaderinde ise bir ulusu esaretten, bir vatanı iÅŸgalden kurtarmak için ilk adım olmak yazılı.
Genç adam ise, Sultan VI. Mehmet’ in emriyle Osmanlı Ordusu’nun tasfiye edilmesi ve dağıtılmasını denetleyip, asayiÅŸi saÄŸlamak için görevlendirilmiÅŸ 9. Ordu Genel MüfettiÅŸi Mustafa Kemal’dir.
Herkes Bandırma Vapuru’nun Karadeniz’in ÅŸirret hırçınlığına dayanamayacağının bilincindedir. Hatta söylentilere göre kaptanı deneyimsiz, tüm pusulaları bile bozuktur vapurun. Denizin sonsuz maviliÄŸine gömülmesi an meselesidir. Tüm limanları ele geçiren iÅŸgal kuvvetlerinin elinden kaçabilmiÅŸ olsa bile eninde sonunda yakalanıp batırılacaktır. Sabah erken bir saatte annesinden helallik almak için BeÅŸiktaÅŸ’a gidip, Üsküdar’a geçer Mustafa Kemal. Ardından Kız Kulesi açıklarında demirlenmiÅŸ Bandırma Vapuru’na ulaşır. Sessizce hareket eder Karadeniz’e.
DüÅŸüncelerini okumaya devam ediyorum. “Ä°ÅŸgalcilerin yaptığı ne büyük ahmaklık! Silahla cephane arıyorlar. Biz kafamızı götürüyoruz.” diyen iç sesi beynimde yankılanıyor.
Kafasındakileri paylaÅŸtığı silah arkadaÅŸlarıyla taşıdılar fikirleri, cesareti, azmi Anadolu topraklarına 1919 Mayısının 19. günü. Böylece baÅŸladı vatanını sevip sahiplenmiÅŸ halk ile kurtuluÅŸa giden yol. Ne kadar fakirleÅŸtirilmiÅŸ olsalar da ne ellerinde kalan malı ne de canlarını esirgediler bu yolda…
Gözlerimi açınca doluyor güneÅŸin aydınlığı kalbime. Kalbim gördüÄŸüm rüyadan umutlu, pır pır kanat çırpmakta.
Birden Atamın sesi çınlıyor kulaklarımda:
“Benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır. Ancak Türkiye Cumhuriyeti sonsuza dek yaÅŸayacaktır!”
Nice bayramlarımızı tek yürek kutlamak umuduyla…