Mehtap ÖZ Yazarın Tüm Yazıları
Mehtap Öz TekirdaÄŸlı anne babadan, Burdur ili YeÅŸilova ilçesinde doÄŸdu. Çocukluk ve ilk gençlik yılları KeÅŸan ile TekirdaÄŸ arasında geçti. Ä°lk, orta ve lise eÄŸitimini KeÅŸan'da tamamladı. 1982 yılında Ä°stanbul Üniversitesi Eczacılık Fakültesi'ne girerek 1...
Ä°ki Bayram Bir Arada
BAYRAMIMIZ KUTLU OLSUN!..
Dünyanın en güzel mavi rengine sahip kumaşı ikiye ayıran makas misali, ardında bembeyaz köpükler bırakarak geçen sahil koruma botundaki askerin selamına karşılık veriyorum vapurdaki herkes gibi. Bu arada gözlerim kıyıdaki neÅŸeli telaÅŸa takılıp kalıyor. Sahile bir hayli yakın seyreden vapurumuz, bu hareketlilik gibi havaya karışan sesleri de algılamama izin veriyor. Bastonu yardımı ile yürüyen yaÅŸlı insanlar var. Hallerinden gayet hoÅŸnut görünüyorlar. Saçları ılık esen yelin çiçekli nefesiyle uçuÅŸan kadınlar özgür adımlar atıyor. Bisikletliler keyifle basıyor pedallara. Banklarda el ele göz göze sevdalılar, oradan oraya koÅŸan küçük çocuklar var, gözleri satıcının elindeki rengarenk balonlarda olan. Simitçinin tablasından havaya karışan yoÄŸun susam kokusu giriyor burun deliklerimden içeri. Orada olmak istiyorum aniden. Çıtır simidimi yerken sahildeki neÅŸeye kavuÅŸmayı istiyorum…
Kaç yıl önceydi bilemiyorum. Yakın bir arkadaşımın yabancı dilini geliÅŸtirmek amacıyla mektuplaÅŸtığı Ä°ngiliz arkadaşı Ä°stanbul’a gelecekti. Gelince de yüz yüze görüÅŸüp tanışmak istemiÅŸti.
Misafirin geliÅŸ tarihi ve sonraki gün arkadaşım ÅŸehir dışında olacağından bir günlüÄŸüne yardımcı olmamı istemiÅŸti benden. Julie Ann ile böyle tanıştık.
Åžehir hatları vapuruyla bir tura çıktığımız o gün heyecanı hal ve hareketlerindeydi. HoÅŸnutluÄŸunu belli eden gözlerle bakıyor, sık sık sorular soruyordu. Sahilden yükselen neÅŸe vapurdaki herkes gibi onu da sarmalamıştı. Manzaranın güzelliÄŸini ülkesine taşıyabilmek için sık sık fotoÄŸraf çekiyordu.
ÇektiÄŸi son fotoÄŸraf için deklanÅŸöre basıp ne kutladığımızı sordu. Bayram mıydı kutlanan? Sıradan bir bahar günü yaÅŸadığımızı söyledim. Bayramlarımızın çok daha özel kutlandığını anlattım.
Bayram ziyaretlerinde hediye edilen tiril tiril ütülü kumaÅŸ mendil arasındaki harçlıklar çocukların yüzünü nasıl da güldürürdü. Ziyaretlerin bitiminde gidilen oyun parkları ve oradaki oyuncaklar, elma ÅŸekerinden kızarmış ya da pamuk ÅŸekeri kaplanmış yanaklar ve tabii ki yepyeni bayramlık giysiler…. Caddelerde, sokaklarda karşılaÅŸan insanların bayramlaÅŸması, dostlarla, akrabalarla beraber yenen akÅŸam yemeklerinin lezzeti… Kahkahaların yükseldiÄŸi sohbetler… Dargınların barıştığı, hasretlerin kavuÅŸtuÄŸu özel günlerimizin güzelliÄŸini anlattım bir çırpıda. Öyle huzurlu, öyle güzeldi ki ıslanan bakışları, duygularının yoÄŸunluÄŸu gözlerindeydi.
Duygu yoÄŸunluÄŸu deyince, bu ay iki bayram beraber geliyor ülkemize. Ramazan ayını bitirip Åžeker Bayramına ulaÅŸmanın sevincini yaşıyoruz. 23 Nisan 1920 yılından beri gururla kutladığımız milli bayramımız da eÅŸlik ediyor sevincimize. Çoluk çocuk mutlu bir bekleyiÅŸteyiz.
Bayram dertli gönüllere deva olabilmektir. NeÅŸe sunabilmektir kederli ruhlara. Yüzleri güldürebilmek, dostça sarılabilmektir istisnasızca. Ülke olarak yaÅŸanan afetlerle dertli gönüller, yaralı ruhlar haline geldiÄŸimiz ÅŸu günlerde gönüllerimize dokunalım birbirimizin, incitmeyelim yaralı ruhlarımızı. Her iki bayramımızı da neÅŸeyle, kıvançla kutlayalım hep beraber. Eskiden, çok eskiden olduÄŸu gibi…
Her iki bayramımız da kutlu olsun. Birlik, beraberlik, sevgi ve barıştan taçlar takılsın her birimizin başına, yolumuz aydınlık, yüreklerimiz ferah olsun. Baharın tertemiz kokusu sinsin her yere. Her günümüz bayram olsun, ÅŸeker tadında geçsin her anımız.