Huriye HEARN Yazarın Tüm Yazıları
Huriye HEARN İngilizce Öğretmeni
Bir İnternet Sitesinin Yaptıkları
Huriye HEARN
Biliyor musunuz bilmem ama 19 Haziranda Aldürbe’de yaşadıklarımızın bir tek suçlusu var: Ahmetler.net
Bu site olmasaydı bu kadar insan, atalarının atlarının nallarıyla mühürledikleri, çimenini gül diyerek kokladıkları, ayakları sekili ceylanların izlerini çıplak kayalarda aşkla sürdükleri Aldürbe’de buluşamazdı. Yine o olmasaydı; kim bilir kaç Hızır dedenin avlusuna uğrayıp aklı, karalı, sarılı, göklü, keçi sürülerinin bereketine bereket kattığı çanlarının yankısını o gün orada duyamayacaktık; inanın bana.
Bizi “Ahmetler.net” buluşturdu.
Bir mart akşamı, kapımın önündeki karlar temizlenmiş, sıtmalı bir şehrin acıları aralanmış, üzerindeki kasvetli havaya aşık karabulutlu gökyüzü saklanacak yer aramış ve kaçarken de gizli çantasında sakladığı Güğlen Dağının güneşe merhaba diyen resmini düşürmüştü camdan buz rengi bilgisayar ekranına. Hiç beklemediğim bir anda bir kahraman çıkmış ve sanal dünyaya sunmuştu: İlk kez Ahmetler.net’le tanıştığım günü bu nedenle hiç unutamam.
Kimin onu düşünüp binlerce sosyal paylaşım sitelerinin cirit attığı sanal alemde bağlı bulunduğu ağların arasında farklı bir yere yerleştirdiğinden çok, o içindeki güzelliklerle beni kendine hem esir hem de aşık etmişti. Nereden bilebilirdim ki onun aç gözlü bir sevgili olduğunu ve doymak bilmezliğini, ya da kendine yeni aşıklar edinmedeki hünerini... Üstelik tam bir dilli düdük gibi duyduğunu her aşığıyla paylaşıp yeni kurbanları kendine bağlayışını bin bir marifetle ve neşe içinde bunu alenen yapışını.
Bu kadar alımlı olması ve kendine her gün yeni sevdalılar bulması beni kıskandırmadı; inanın bilakis ona olan aşkımı besledi her gün ve kalbimdeki sevgi tohumlarını filizlendirdi. Bir ağustos sıcağında yaptı yapacağını ve bütün sevgililerini bir yerde buluşturuverdi korkusuzca. Evet bir kadın kurnazlığı ve bir erkek mertliğiyle yanı başına topladığı aşıkları tanıştılar önce ve sonra söyleştiler tatlı tatlı.
Aşıklardan birisi (Mehmet ARSLAN); tarihten Süleyman’la Hürrem’in aşkının yankılandığı yükselme devrinden bahsederek ondan bir mavi boncuk kaptı.
Birisi ( İbrahim Koç); yanık türküler söyledi, gönül telimizi titretti; bir de Yunusun şiirlerleriyle aşığının gözünde taht kurdu.
Birisi (Mustafa Koç); onun bütün aşıklarının babası olmuştu, okşadı o akşam her bir çocuğunun başını bakışlarındaki şefkatle.
Birisi (Mehmet Kocaakça); sevdasını bakışlarıyla anlattı ona.
Birisi (Huriye Hearn); içindeki yazma ve okuma tutkusunu bıraktı kınalanmış ellerine o gece.
Birisi (Ali Varol); geçmişten izler serdi önümüze…
Birisi (Hüseyin Kara); dedelerinin Aldürbe alanında serinliğini ve onların son arzusunu taç yaptı nazlı saçlarına.
Ve diğerleri; hepsi ama hepsi anlamlı bir tablonun tamamlayıcısı oldular…
O gece, Ahmetler.net’in bütün aşıkları bir hayali düşledi, yüzyıllık sevdayı konuştu, başlarındaki babaları da gözleriyle katıldı bu hayale ve hayallerimizin uzak olmadığını, yüzünün gülmesinin doğacak günden daha yakın olduğunu söyledi. İnandık, inancımızı bakışlarımızla dillendirdik. Etrafımızdaki kızlar, kızanlar ve analar gururla dinlediler ve gururlandılar, gözlerinin saklı nemlerini bıraktılar esen yele.
O gece “Ahmetler.net”in sevgilileri ilk kez bu birlikteliği ve sitenin sevgililerini Aldürbe düzlüğünde birleştirmeyi düşlediler. O aşıklarının yüzünü hep güldürdü, aşklarına yenilerini ekleyerek bir çığ gibi büyüyen aşıklar selinin sanal bir ortamda kurduğu otağı, çadırı, en sonunda Akdağ’ın tepesinde büyük bir görkemle bir daha açtı...
Biliyorum siz de benim gibi gözlerinize inanamadınız değil mi görünce bunca tek yürek olmuş Ahmetler.net sevdalılarını ve Ahmetlerli’yi? Dedim ya, o kendine önce üç beş kişiyi bağladı şimdi tüm ahaliyi.
Aylardır bir kuş yüreği gibi pır pır atan kalbim, nihayet zorlanarak taşıdığı duygu yükünü bıraktı kırmızı topraklı Aldürbe Düzlüğüne.
Benimle yayla yollarında mor menekşelerinin rengiyle evli dağlar ve borcakların altın sarısı renginin büyüsünde oynaşan anılarım ağladı yol boyunca.
Babam Deli Ahmet ve onun can dostu Zobu emminin masalları yayla yollarında benimle sarmaş dolaş oldu. Aldürbe’de sarıldığım ve gözleri dolan Hüseyin Koç, Zobu emmiden miras kalan tebessümüyle Osman Koç ve her geçen gün babamın şekline bürünen Çilingir’in gözlerindeki damlalar ürkekçe aktı çimenlerin üstüne.
Bir hayali gerçekleştirirken şenliğe gelen pırıl pırıl gençler, yetenekli ozanlar, birlik ve beraberlik bahçesinde dans ederek bir geleneğe şahit olan çocukların harika görüntüsü çoktan aldı bile yerini film şeritlerinde coşkuyla.
Şenliğin başlarında geçmişimizi bize hatırlatan Mustafa Koç hocamızın sesinin yankısına cevap veren Ozanımız İbrahim Koç, yaktığı ağıtla bu dağlarda ölüme gülerek merhaba diyen Mustafa Zor’un ruhunu aramıza bıraktı.
Gencecik yetenekleri dinlerken hepimiz gururlandık, kabaran göğsümüzü, altın çocuk Ali Yücel Demir’in sazı ve sözü coşturdu. Büyükleri “aşk olsun sana çocuk” derken ben ise onun şimdiden gelecekteki müzik kariyerindeki başarısını alkışladım.
Kadınlarımız; özverili, üretken ve çalışkan kadınlarımız, anaç kadınlarımız, şafak sökmeden yayla yollarında açan ve birer nergis olan kadınlarımız, şenliğin bereketi oldular gönüllerimizin de sultanları.
Bir yayla şenliğinde aramızdan ayrılan büyüklerimiz Pantır Mustafası’nın, Akçael’in dedesi Musacığın, Hacı Hatıp’ın, Emirel’in, Molla Mehmet elin, Delibaşel’in, kısaca tüm Ahmetlerlilerin torunları toplalanarak dedelerinin ve babalarının ruhlarını şad etti.
Büyüklerimizin dediği gibi; “Baki kalan gök kubbede hoş bir seda imiş.” Gök kubbeye bıraktığımız hoş sedaya emeği geçen herkese; başta Mustafa Koç öğretmene, dernek Başkanımız Mustafa Güzel’e, birer hizmet eri olan arkadaşım Mehmet Kocakça’ya, Yusuf Varol Hocamıza ve Mustafa Arslan’a, bizlere sunulan bu güzel şenliği yaşattıkları için sonsuz teşekkürler.
Yeni şenliklerin uzaktan çağrısı şimdiden fısıldıyor kulaklarıma... Bütün Ahmetler sevdalılarının bir sonraki şenlik için şimdiden sabırsızlandığını biliyorum. Yeniden hep beraber ikincisinde hep birlikte buluşmaya diyelim..
Sevgilerimiz, birlik ve dayanışmamız, şenliğimiz, kalıcı olsun!..
Bir de bu tatlı rüyanın gerçekleşmesinde rol oynayan fikir babası olan “Ahmetler.net”i izlemeye devam edelim. Katkımızı artıralım. Her sabah, adeta ibadet eder gibi ve sanki bir mecburiyet varmış gibi ilk olarak Ahmetler.net’e bakarım. Siz de bakın; Ahmetlerlinin uğrak yeri ve hafızası bu site… Daha fazlasını yapmak için daha fazla dayanışma ve birliktelik lazım. Ama artık inanıyorum ki biz, bunu başarabiliriz.
Sevgi ve saygılarımla…
Huriye Demir HEARN, İstanbul
İşte ilk sitemizden bir anasayfa örneği: