Mehmet GÜNGÖR Yazarın Tüm Yazıları
Mehmet GÜNGÖR
ÇOCUKLAR NAMAZDA
Mehmet GÜNGÖR
Bizim kuÅŸağımızda Ahmetlerdeki ilkokulda her derse aynı öÄŸretmen girerdi. Çünkü genellikle köyün tek öÄŸretmeni olurdu. Bir sınıfta 50 - 60 öÄŸrenci okur; öÄŸretmen, çoÄŸu zaman beÅŸ sınıfın birlikte okuduÄŸu sınıfta öncelikle düzeni saÄŸlamaya çalışırdı. Bu yüzden öÄŸretmen, biraz baskıcı bir tutum izlemek zorunda kalırdı. Bazen kapıları kapatır öÄŸrencileri sıra dayağından geçirirdi hoca. Fakir ailelerin gariban çocukları genelde çalışkan olsa bile dayağı daha çok onlar yer, hatırlı ailelerin çocukları ise fazla dayak yemezlerdi.
Cuma günleri okulda din dersi olurdu. Bir gün hoca bize namaz kılmayı anlattı, ama onun ilk anlatmasıyla sınıf olarak namaz kılmayı öÄŸrenemedik. Çünkü hiçbir ÅŸey anlamamıştık. Hoca, sınıfın erkek öÄŸrencilerine;
"Bugün cumaya geleceksiniz, hepinizi camide göreceÄŸim; yoksa...” diye baÅŸladı. Fakat biz namaz kılmayı daha bilmiyorduk ki... Hocadan korktuÄŸumuz için sınıfın erkek öÄŸrencileri toplanıp aramızda anlaÅŸtık; camiye hep beraber gidecektik ve bir sıra olup en öndeki kiÅŸi ne yaparsa onu yapacaktık. Henüz daha 10 - 12 yaÅŸlarındaydık.
Tat Ali adı verilen Ali Kocademir;
“Çocuklar, benim arkama durun, ben biliyorum namaz kılmayı, beni takip edersiniz” dedi ama caminin içinde, kalabalık arasında onu kaybettik. Yine de kararlaÅŸtırdığımız gibi bir sıra olarak dizildik; ancak nedense en öndeki adam hep oturuyor. O oturuyor diye bizler de oturuyoruz. Oysa onun dışında camideki herkes namaz kılıyor. Namaz kılan büyükler bizi “AyaÄŸa kalkın!..” diye uyarsa da hiçbirimiz biz kalkmadık; çünkü en öndeki arkadaşımız Kara Mehmet denilen rahmetli Mehmet Karakaya’nın arkasında saf tutmuÅŸ... Biz de hep beraber ona uymuÅŸuz.
Sonradan Kara Mehmet, arkasındaki arkadaşımızı fark etmiş:
"Ulan ben oturarak namaz kılarım, yaÅŸlıyım, dizlerim tutmuyor; siz ne oturursunuz?" deyince birbirimize bakıp fısıldaÅŸtık ve hep beraber camiden dışarı fırladık. Ama cemaat çıkınca Kara Mehmet dedeyi görmek için dışarıda bekledik.
"Dede” dedik; “Senin yüzünden ele güne rezil olduk…"
Dede, zaten komik ve lafını sakınmayan biriydi. O, Çimi köyünden gelerek köyümüze yerleÅŸen Kara Yusuf’un oÄŸlu ya da torunu olarak biliniyor.
Sözümüz biter bitmez, Kara Mehmet dede köpürdü ve elindeki deÄŸneÄŸi sallayarak baÅŸladı kalaylamaya:
"Ulan hepinizin ana... :)”