Ahmetler'den İnsan Manzaraları
CÜZDANI AT DA ÖYLE GÄ°T!
Höke Yusuf'un Mehmet Ali AÄŸa, Bir Gün Irmakta Sel Sularına Kapılır
Mehmet KOCAAKÇA
Eskiden bizim köyün çobanları, kışı sürülerle birlikte Fersin Yaka’da geçirirlermiÅŸ. Fersin Yaka, Kapuz ırmağının karşı kıyısı… Ağır kış günlerinde yaÄŸmurların baÅŸlamasıyla Kapuz ırmağı sık sık taşıyor ve çobanların bulunduÄŸu bölgede köyden yakaya geçiÅŸe izin vermiyor. Bu nedenle çobanlar, kış boyunca yiyeceklerinin büyük bölümünü yanlarında getiriyorlar. Ama ara sıra onlara yiyecek giyecek getiren ziyaretçileri de eksik olmuyor.
Ara sıra köyden çobanlara yiyecek giyecek getirmek için gelenler, ırmağın taÅŸtığı günlerde getirdikleri eÅŸyaları çobanlara ulaÅŸtırmakta zorlanırlar. Bazen getirdikleri erzakları, karşı yakadaki çobanlara ulaÅŸtırmak için ırmağın dar bir geçidinden karşıya fırlatıp atmak zorunda kalırlar.
Fersin Yakadaki iki çobandan biri Höke Yusuf'un Mehmet Ali AÄŸa (Küçükakça), diÄŸeri de Sarı Mustafa (Özdemir)'dır.
Böyle bir kış gününde çobanların ziyaretçileri, ellerinde ekmek bohçalarıyla ırmaÄŸa gelirler. Su taÅŸkın olduÄŸundan bohçayı getiren kadın Mehmet Ali AÄŸa'ya;
"AÄŸa ben buradan geçemem; iyisi mi ben atayım sen de gap bohçayı".
Mehmet Ali AÄŸa da;
“Tamam…” der.
Kadın, bohçayı ırmağın karşı yakasına fırlatır... Bohçayı almak için hamle yapan Memed Ali AÄŸa, birden sel sularına kapılır. Durumu gören ama yüzme bilmeyen Sarı Mustafa ise panikler... Köyün en zengin adamı Mehmet Ali AÄŸa, cebindeki para dolu cüzdanıyla gözünün önünde uçup gitmektedir. Çaresizlik içinde kıvranan Sarı Mustafa, kenardan kenardan Mehmet Ali AÄŸa’nın peÅŸinden koÅŸarken; diÄŸer yandan da ona seslenir:
"Memed Ali AÄŸam, mevlam sana selamet versin!.. Emme cüzdanı at da öyle git!..."