Hasan VAROL Yazarın Tüm Yazıları
Hasan Varol, Manavgat’ın Ahmetler köyünde 1952 yılında doÄŸdu. Bugüne deÄŸin Türk Dili, Türkiye Yazıları, Sanat EmeÄŸi, Hakimiyet Sanat, Yarın,Yusufçuk, Somut, Dönem, DüÅŸün, Akdeniz Åžiir, Ansan Sanat, Milliyet Çocuk, Kırkmerdiven,Yeni Bi&ccedi...
GÄ°LGAMEÅž DESTANI VE BAZI SÖZCÜKLER
Hasan VAROL
“NiÅŸabur’da Assurbanipal’ın kütüphanesinde ve Etiler’in payıtahtı BoÄŸazköy’de ele geçen GilgameÅŸ Destanı, eski ÅŸark âleminde asırlarca tanınmış, her tarafta akisler uyandırmış, beÅŸeriyetin ilk edebiyat örneklerinden biridir.” (Çeviri: Muzaffer RamazanoÄŸlu.)*
“GilgameÅŸ destanı Babillilerin millî destanıdır. Destanın bu isme hak kazanmasının sebebi, milletlerin her ferdine hitap etmesinden, destan kahramanının halkın erkeklik idealini en özlü bir ÅŸekilde canlandırmasından ve beÅŸerî hayat probleminin destanda büyük bir yer tutmuÅŸ olmasından ileri gelmektedir. Babilliler bu destanla, Yunanlıların millî destanları Ä°lias’ı meydana getirmelerinden çok önce eski kavimlerin vücuda getiremedikleri bir eseri yaratmışlardır. Mısırlılar, Etiler GilgameÅŸ destanı ayarında bir destan yaratamamışlardır.”(agk)
Şimdi ben bunları niye yazdım?
Kitaplarım arasında MEB yayınevince basılmış, “Dünya Edebiyatından Seçmeler GilgameÅŸ Destanı” adlı bir kitap okuyorum.
Kitabı daha önce de okumuÅŸum; ama belleÄŸimde kalmamış ÅŸimdi yazacaklarım. Åžimdi yazacaklarım diyorum, yazacaklarım da öyle çok deÄŸil, bir iki sözcük üstüne olacak. Bizim köyde konuÅŸulan, yerel diye bilinen bu sözcüklerin böyle güzel bir destanda kullanılmış olması, bizim o sözcükleri kullanmamız, yani bu mirasın sahibi olmamız ne kadar güzel bir ÅŸey. Ama bu sözcüklerden birini, yıllar önce kullanınca ben “yerel dil kullanıyorsun” diye aforoz edilmiÅŸtim ve bu beni ne kadar üzmüÅŸtü. Ä°ÅŸin bu yanını bırakıp ÅŸu iki sözcüÄŸü yazayım artık.
Önce kitaptan alıntılar vereceÄŸim, sözcüÄŸün kullanılış biçimini tespit edeceÄŸim, sonra o sözcükler için verilen açıklamaları.
“Oraya nasıl gidebilir... Katran ormanına? GilgameÅŸ onun bekçisi bir savaÅŸçıdır. Hiçbir zaman ımızganmaz(1)”
Burada geçen “ımızganmaz” sözcüÄŸünü ben yaÅŸtakiler herhalde anne ve babalarından ya da en azından nine ve dedelerinden duymuÅŸlardır. “Imızganmaz” sözcüÄŸünü açıklayan notta:”Hafifçe uykuya dalmak” anlamında kullanıldığını yazıyor. ÖrneÄŸin “Sabaha kadar hiç ımızgamadım.” cümlesi bana hiç mi hiç yabancı gelmiyor.
Ä°kinci sözcük ise “evmek”. Alıntı içinde vereyim bu sözcüÄŸü de.
“O söylenen ÅŸeyi ben, GilgameÅŸ görmek istiyorum. Onun adı memleketlere yayılmıştır. Katran ormanına evmek(2) istiyorum.”
“Evmek” sözcüÄŸünün anlamını notta:”Acele etmek” olarak vermiÅŸ, çevirmen.
Yeni bir sözcük için alıntı yapayım ÅŸimdi de.
“Uruk’un çocuÄŸu, GilgameÅŸ, sen öldürmek için yekin(3), onun üstüne var.”
Yekin sözcüÄŸü için:”Kalk, fırla, sıçra demektir” notunu düÅŸmüÅŸ, çevirmen.
Benim özellikle yazmam gereken sözcüÄŸe geldi sıra. Kitaptan alıntı:
“Akrep adam aÄŸzını açıp GilgameÅŸ’e dedi:
“GilgameÅŸ, bunu bilecek insan yoktur! DaÄŸların kapuzuna(4) kimseler girmedi.” Cümle devam eder.
“Kapuz” sözcüÄŸü, evet, bu sözcük için çevirmen ÅŸu notu düÅŸmüÅŸ:”DaÄŸlarda bulunan iki tarafı dar ve yüksek yarmalar.”
Tam da bizim DeÄŸirmen kapuzunu tanımlıyor sevgili çevirmen. Gerçi biz “Kapuz DeÄŸirmeni” diyoruz ya, dedemin deÄŸirmeni için. O güzelim doÄŸa beynimde resim haline geliyor, o görkemli görünüÅŸünü unutamıyorum. Derenin çağıltısı da müzik oluyor. Ne çok etkilemiÅŸ beni oralar.
Åžimdi “ımızgamak, evmek, yekinmek, kapuz” sözcüklerinin günlük konuÅŸmalarımızda hâlâ GilgameÅŸ Destanında olduÄŸu gibi kullanıldığını görüyorum. Bir Ahmetlerli olarak bu sözcüklerin mirasçısı olmak beni ne kadar sevindirdi bilemezsiniz. Bu sözcükleri bilmeyenlerin “yerel dil kullanıyorsun” diyerek suçlamalarını da, söz ağır kaçar mı bilmem; ama “cahillik” olarak deÄŸerlendireceÄŸim.
Acaba bu sözcükler bu zamana nasıl geldiler? Ta Babilliler zamanından bu zamana kadar nasıl geldiler ve hâlâ yaşıyorlar, hayretimdir. Köyümüz yaÅŸantısının bunda etkisi olsa gerek. Hayır hayır, bunu bilemiyorum.
Hasan Varol
*GilgameÅŸ Destanı, Çeviri: Muzaffer RamazanoÄŸlu, MEB, 102 sayfa, Ä°stanbul 1989,