Serpil KOÇ Yazarın Tüm Yazıları
SERPÄ°L KOÇ 1988'de Manavgat'ta doÄŸdu. Ortaokul ve liseyi Manavgat'ta okudu. 2005 yılında Manavgat Anadolu Meslek Lisesi, Çocuk GeliÅŸimi ve EÄŸitimi Bölümünü; 2012 yılında da Anadolu Üniversitesi, Okul Öncesi ÖÄŸretmenliÄŸini bitirdi. Mehme...
HAYAT VE MUTLULUK
Bireyin kendini iyi hissetmesi ve günlük yaÅŸam içinde yaÅŸadığı olaylar karşısında dengede kalabilmesi çok önemli. Bu denge kurulunca karşımıza ruhsal açıdan saÄŸlıklı bir insan çıkar. Ä°nsan, ruh saÄŸlığını korumak ve düzenlemek için hedefler, sorumluluklar ve görevler yüklenir. Bunları tamamlar ve mutlu olur, tamamlayamaz üzülür, deÄŸiÅŸikliklere gider ya da yenilerini ekler ve böyle devam eder.
Ä°ÅŸte her insandan; yaÅŸadığı bu süreçte hep mutlu olması, gülümsemesi ve aynı ruh halinde kalması bekleniyor. Oysa hep mutlu olmak diye bir ÅŸey yoktur, hep mutsuz olmak diye de… Günümüzde her ÅŸey çabuk tüketilirken bir de hep mutlu olmak zorundaymışız gibi mutluluk dayatılıyor.
Mutluluk kadar mutsuzluk yok mudur? Peki ya üzülmek, aÄŸlamak, gülmek, kızmak, ÅŸaşırmak, dağıtmak… Ä°nsan denen canlının duygu dünyası çok zengindir. Bunların hangisini nerede, nasıl, hangi ruh halinde hissedeceÄŸi o anki duygularına, çocukluk yaÅŸantıları gibi birçok deÄŸiÅŸkene baÄŸlıdır. Bunlara atalarımızdan kalan olumlu olumsuz izleri de ekleyebiliriz.
Bizler eskiden birbirimizin derdi ile dertlenir, mutluluÄŸu ile mutlu olurduk. Bir dost, bir arkadaÅŸ, bir akraba, bir sevgili olarak bir insanın hep mutlu ve iyimser halde görünmesini beklemek bence bir hatadır. Örnek vermek gerekirse elli yaşında bir kadından hep aynı psikolojide olmasını, hep gülmesini, koÅŸulsuz sana iyi gelmesini, sakin kalmasını beklemek o kadının duygularını yok saymak, geçmiÅŸini ötelemek, yaralarını görmezden gelmek deÄŸil midir?
Oysa bazen yaralar çok derindir. Yaraları sarmak ise incelik ister, özen ister, anlayış ister. Basamakları birer birer inip güven merdiveni kurup gün yüzünde sarılmak ister. Neye ihtiyacı var ise o olmak ister.
Ä°ÅŸte maharet oradadır. “Oldum” dediÄŸin o benliÄŸin bugün kendi (beklentilerinin) konforunun dışına çıkmıyorsa kusura bakma sen henüz olmamışsın demektir. Olmak için biraz daha yol alacak, biraz daha yoÄŸrulacak, biraz daha geliÅŸeceksin demektir.
Hayat dediÄŸimiz yolu ise yine insanlarla yürümek zorundayız. Ancak ne var ki yolumuza çıkanlar önümüze bazı fırsatlar da çıkarabilir engeller de… Kısaca hayatımıza giren, yolumuzun kesiÅŸtiÄŸi her insanın bir nedeni vardır. Hani derler ya kaşımıza çıkan kiÅŸiler derdimiz de olabilir, dersimiz de… Belki de asıl marifet burada. Yolumuza çıkan insanları tüketmeden, onlardan dersler çıkararak piÅŸmeye devam etmek.
Åžimdi tam da yeridir, Cemal Süreya demiÅŸ ki: “Ben senin; sevgilin, eÅŸin, baban, aÄŸabeyin, arkadaşınım. Biri bitse biri kalır.”
Demem o ki hayatı anlamak ve mutlu olmak o kadar da zor olmayabilir. Ancak hayat, bedel ödemeden; mutluluk da emek vermeden ele geçmeyebilir.
Serpil Koç