Huriye HEARN Yazarın Tüm Yazıları
Huriye HEARN Ä°ngilizce ÖÄŸretmeni
HIRSIZIM KIZIMLA YAÅžIT
Huriye HEARN
Ä°nanamayacaksınız ama suç iÅŸleme yaşı kızımın yaşına kadar düÅŸmüÅŸ durumda. Kızım, kaç yaşında mı? Henüz yedisini doldurmadı, süt diÅŸleri daha yenice bırakmaya baÅŸladı emdiÄŸi parmaklarını. Masum çocuk gülüÅŸü bulutsuz yüzünde bir güneÅŸ her an bana, yüreÄŸimi sıcacık tuıtan. GördüÄŸü rüyanın gerçek mi hayal mi olduÄŸunu ayırt edemeyen ÅŸimÅŸekten korkunca hala kucağımda uyuyan ana kuzusu olacak yaÅŸta.
Yazı baÅŸlığını okuyunca siz de ÅŸaşırdınız deÄŸil mi? Ben bu gün sizlerle paylaÅŸacağım olayı yaÅŸayınca ÅŸaÅŸkınlık, üzüntü, çaresizlik ve bitmek bilmeyen sorgulamalar geçti içinde bulunduÄŸumuz sosyal devlet üzerine, çocuk hakları üzerine sosyal adalet üzerine. Bir anne ve saÄŸlıklı bir vatandaÅŸ olarak yapmak isteyip te yapamadıklarım üzerine.
ÖÄŸrenci olmanın en güzel özelliklerinden birisi de yaz tatilinde part time iÅŸ bulup çalışmanızdır. Ben de bu fırsatı deÄŸerlendirip belirli bir süre için çalışmaya baÅŸlamıştım.
Çalıştığım iÅŸ yerinde ısrarla çalan telefonuma yansıyan numara tanıdık deÄŸildi. Biraz tedirgin biraz ürkekçe açtığım tefonumun buluÅŸturduÄŸu sesin sahibi bir emminiyet memuru idi. ÅžaÅŸkınlığımı perçinleyen açıklayıcı cümlelerinden korkmuÅŸ ve bunun bir ÅŸaka olduÄŸunu düÅŸünmüÅŸtüm.
Acelesi varmış gibi konuÅŸan memur ve telefonumu yurt dışında bulunan eÅŸimden aldıklarını ve benimle acilen görüÅŸmeleri gerektiÄŸini söyleyince aklıma en saÄŸlıksız senaryolar gelmiÅŸ ve sessizliÄŸe bürünerek ÅŸaÅŸakalmıştım.
Nası oldu bilmiyorum ama ÅŸaÅŸkınlığımı üzerimden atıp
“Affedersiniz memur bey ama siz doÄŸru kiÅŸiye ulaÅŸtığınızdan eminmisiniz?” karşıdaki ses kendine olan varca güveni ile “siz Huriye Hearn deÄŸil misiniz?” Ben bu kendinden emin sesin yanında biraz tedirgin bir ses tonuyla evet “benim ama beni niçin aradığınızı algılayamıyorum “ karşı taraf” kızınızın bisikleti çalınmış ve çalanlar emmiyet çocuk bürosunda, ÅŸikayetçi olmak ve dilekçe vermek için çabuk emmiyete gelmelisiniz” Bu sesin kararlı vurgusu beni ürkütmüÅŸ ve analitik düÅŸünebilme yeteneÄŸimi adeta elimden almıştı.
“evet ama benim kızımın bisikleti çalınmamıştı ve ben de böyle bir ÅŸikayette bulunmamıştım. Memur beyin bana aktarmış olduÄŸu bazı bilgiler doÄŸru bazıları ise doÄŸruluÄŸundan duyduÄŸum bu ÅŸüpheyle beni “bunun bir ÅŸaka olacağına inandırdı. Üstelik benimle konuÅŸan memur kzımın adını bile biliyordu. Yok yok bu tuhaf bir yaz ÅŸakası olmalıydı ama ses hiçte tanıdık deÄŸildi! Her kim bu ÅŸakayı düÅŸündüyse her ayrıntıyı en ince ÅŸekliyle düÅŸünmüÅŸ olmalıydı, baksanıza kızımın adını bile biliyor, ya eÅŸime nasıl ulaÅŸmıştı?
Bunun bir kötü ÅŸaka olduÄŸunu ve kimin yapabileceÄŸini düÅŸünerek yarım kalan iÅŸler için masama döndüÄŸümde yine telefonum çaldı, aynı bilinmeyen ÅŸakacıydı bu arayan. Hızlı ve hafif sinirli bir ÅŸekilde
“Huriye hanım çocukları göz altında tutuyoruz ifade vermeniz gerekiyor savcılığa götüreceÄŸiz çocukları, ÅŸikayetçi misiniz?”
Önce” siz bu bisikletin kızıma ait olduÄŸunu nerden biliyorsunuz? Size nasıl inancağım beyefendi deyince “ Hırsızları sorguladıklarını ve tarif ettikleri yerin sizin siteniz olduÄŸunu tespit ettik ve Yönetici Olcay Hanım ve kızınızın arkadaşı Selin’in de ÅŸahitliÄŸiyle bisikletlerin sizin siteden çalındığını tespit ettik. DiÄŸer komÅŸularınız bisikletlerini aldılar biz sizi bekliyoruz lütfen dilekçe verin.
“Ben ÅŸikayetçi deÄŸilim bisikleti de iÅŸ çıkışı alacağım” deyince.
“Huriye hanım,”
“Yine de gelmeli ve evrakları imzalamalısınız “ dediler. Ä°ÅŸ yerini tek başına bırakamayacağımı söyleyince onlar “siz gelemiyorsanız biz size gelelim imzanızı öyle atın“ dediler.
Kısa bir süre sonra verdiÄŸim adrese gelen sivil kıyafetli ve çömert tebessümlü genç polisler ofise gelerek imzamı aldılar. Sonra sarışın , mavi gözlü ve derin gamzeleri olan polis bana gülümsyerek “çocuklar arabada isterseniz bir görün” dediler. Kapıyı açtıklarında üç tane minicik yavrucak orta koltuÄŸa sıkışmışlar ve terlemiÅŸlerdi. Onlara gülümseyerek ve bir anne ÅŸefkatinin bakışlarıyla zengiÅŸleÅŸtirdiÄŸim merhabamla selamladım.
Bana derin bir korkuyla ve endiÅŸeyle bakıyorlardı. Bir kaç saattir nezarette kaldıkları her hallerinden belliydi. Åžaşırmışlardı bir bisikleti alıp turlamak bir oyuncağı paylaÅŸmak gibi zannetmiÅŸlerdi. BaÅŸkalarına ait bir eÅŸyanın Ä°zinsiz alınanamayacığını sanırım unutmuÅŸlardı zira çok küçüklerdi. Oyun bahçesinden çıktıklarının farkında bile deÄŸillerdi. Sanki bu yaÅŸananlar oyunun kör ebe bölümü gibiydi ve karanlıkta el yordamıyla ışığı bulmaları gerekti.
Beni en çok ortadaki esmer, yuvarlak kafalı ve çilli yanaklı ufacık tefecik çocuk ÅŸaşırtmıştı, çünkü o henüz benim parmak emen kızımın yaşındaydı ve belliki çok ürkmüÅŸ, utanmış ve nerde olduÄŸunu bilmez bir haldeydi.
“Çocuklar merhaba nasılsınız? KeÅŸke bisikleti benden isteseydiniz kullanmadan önce” dedim. Ben sizin kullanmanıza inanın izin verirdim. Benim de bisikletim olmadı küçükken ama hiç kimsenin bisikletini izinsiz almadım” dedim. “Bir daha ki sefere izin isteyin tamam mı” deyince, hepsi yüzüme hafifçe gülümseyerek bakakaldı. Onları arabayla Savcılığa doÄŸru götüren polsiler veda ederken yüreÄŸim bir kez daha burkuldu.
Onların ardından öylece bakakalmıştım.
O küçücük yürekleri korkmuÅŸ, sevgiden pusulaları ibresini ÅŸaşırmıştı.
Tıpkı yaÄŸmurda ıslanan serçeler gibi sığınacak sık ormanlı kuytu bir kucak arıyorlardı.
Onlara kızmadım, kızamazdım ki daha oyunla gereÄŸi ayırt edemiyecek kadar küçük ve masumlardı ama bu yaÅŸta suça karışarak vatandaÅŸlık karnelerine ÅŸimdiden kırık bir not eklenmiÅŸti
Bana ÅŸaka gibi gelen bu olay maalesef gerçekti ve çocuklarımız suç iÅŸliyorlardı, daha ana kucağının sıcaklığını yeni bırakan çocuklara kadar suç iÅŸleme yaşı düÅŸüyorsa, aynı toplumda yaÅŸayan bireyler olarak bu sosyal yaranın büyümemesi için bir an önce harekete geçmeliyiz. Çocuklarımızın daha güzel bir çevrede ve ortamda yaÅŸayabilmeleri için eÄŸitim ve öÄŸretimden spora, güzel oyun alanlarından modern kütüphanelere ulaÅŸabilmeleri saÄŸlanmalı ve en önemlisi küçük yaÅŸlarda da olsa iyi vatandaÅŸ olma bilinci ve ahlaklı insanın fazileti anlatılmalıdır diye düÅŸünüyorum. Yoka bu suç çemberi bir gün bizlerin çocuklarını da içine alabilir.