Mehmet ARSLAN Yazarın Tüm Yazıları
Mehmet Arslan Yeminli Mali Müşavir
KARA ALİ’YE AĞIT
(Hoca Nasreddin)
O, topraktan öğrenip kitapsız bilendir.
Hoca Nasrettin gibi ağlayan
Bayburtlu Zihni gibi gülendir.
Ferhat’tır, Kerem’dir ve Keloğlan’dır...
Ölmeden mezara koyarlar onu.
O ` Yunus-u biçaredir
Baştan ayağa yaredir,
Ağu içer su yerine…
***
Mehmet ARSLAN
***
Günlerden 19 Mart 2022 Cumartesi.
Telefonuma AHMETLER” den mesaj düştü 20:00 sularında;
Zifiri bir mesaj, kara gün, acı haber;
Uzaklara tez ulaştı.
Yazmak, içimi dökmekten başka çare yok.
Üzüntüm sonsuz,
Nalet olsun şu gurbete,
Allah kahretsin sıla hasretini.
Yıkıldım, çok da yorgunum,
Gayri uyku tutmaz.
Yaşamadan anlaşılmaz,
Yollar ırak, canlara kavuşulmaz.
Gurbette kaybettim anamı, babamı, tüm canlarımı,
Başka çaresi yok,
Yazarak dindirmeye çalışırım acılarımı.
Dün söyledi yeğen Hüseyin hastalığını.
“Neden haberim yok” deyip yükseldim.
“Üzülmeyesin” diye dedi.
Mustafa’ yı aradım, “doğru mu?”
“Sorma amca; köye çıkamayız artık yokluğunda.”
Köyü unuttum ben artık,
Baykuşlar konmuştur Ataevine,
Tanıyan kaç kişi kaldı doğduğum köyümde.
Soluksuz kaldık, Ahmetler’de, hem de Antalya’da .
“Memed, Abim nasılsın” der arardı ansızın.
“Gel get canım” gayrı deyip gürlerdi.
“Camide millet beni esir aldı, koş kurtar” derdi.
“O’ mu? Dünya’ya kazık çaktı” der gülerdi.
İnanmazsın Abim;
Hasan Hüseyin var ya;
Köye giderken beş kere namaza durdu;
İki saatlik köye beş saatte vardı,
Anlayamadım, buna bir hal oldu,
Yoksamına tarikata mı girdi?
O; Bir Lokman Hekimdi;
Ruh Doktorumuzdu, hayat bulurduk onda,
Tedavi ederdi, ilaçtı konuşmaları.
O bir anlatı ustasıydı;
Hoca Nasrettin , Bekri Mustafa , İncili Çavuştu .
“Ne günlere kaldık ey Gâzi Hünkâr,
Katır mühürdâr oldu, eşek defterdâr" diyen Ziya Paşaydı.
En çok da Karacoğlan , Köroğlu, Dadaloğlu’ydu ;
“Kaltı göç eyledi Avşar elleri,
Ağır ağır giden eller bizimdi.r”
O benim teyzemoğlu;
Papazbaşı’nda koyun çobanı,
Antalya Belediyesinde imar uzmanı.
En şahanesi de olayları yaşayarak anlatan;
Cümlemizin güldürü kahramanı.
Uzaklarda çok özlüyor insan.
En son ne zaman gördüm; 2019, 2020’de mi ?
Sigarayı bırakmıştı,
Köpürterek anlatırdı Abim Memed diyerek.
Rengarenk sunardı olayları süsleyerek.
Teyzemoğlu Sarı Ahmat’la Meryem’in kaçışını.
Hayri’nin Abdi Ağa usulü takiplerini,
Jandarma baskınlarını.
Anlatırdı;
Kerem ile Aslı,
Ferhat ile Şirin,
Leyla ile Mecnun
İnce Memed Hatçe aşkı tadında.
Ayşe Teyzemi, Kara Abdullah emmimi kandırmalarını.
Daha neler neler ….
Normalde bir insan, günde bir olay yaşarsa,
O, on yaşardı,
Yaşadıklarından onlarca güldürü çıkarırdı.
Ne deyim; suyumuz kesildi, ışığımız söndü.
Kara Beşir, Tavcı, Delibaşoğlu, Galeyci’nin nesli tükendi.
Ahmetler çoraklaştı, gülemeyiz gayri.
Tadı tuzu kalmadı köyün.
Önden gidenlerimiz;
Gökyüzünde yedi kat yukarıdalar,
Işık hızıyla uç gökyüzüne, yolun açık olsun;
Selam söyle dedelerimize, ninelerimize ;
Analarımıza, babalarımıza;
Teyzelerimize, emmilerimize, dayılarımıza;
Halalarımıza,
Ahmet Abime;
Yengelerimize;
Çocuklarımıza;
Büyük küçük tüm köylülerimize.
Bizi sorup sual eden herkese selam söyle.
Büyüklerin ellerinden, küçüklerin gözlerinden öperim.
Seni kalpten gönül dolusu,
Sımsıcak sarmalar kucaklarım.
Bilmelisin;
Seni çok arayacağız.
Kara Ali’ siz köyün tadı kalmadı diyeceğiz.
Hiç unutmayacağız.
Hikayelerini konuşup ;
Hem gülüp hemi de ağlayacağız.
Seni hep yaşatacağız,
Teyzemoğlu ; Lokman Hekim, Hoca Nasrettin ,
Ali Abim benim./
Bursa / 19.03.2022 20:59:57