Mehmet KOCAAKÇA Yazarın Tüm Yazıları
Mehmet KOCAAKÇA
KENDÄ° KADERÄ°NÄ° KENDÄ° ÇÄ°ZENLERDEN
Ali VAROL
On Parmağında On Hüner
Ali Varol denince aklıma öÄŸretmen gelir. Köyümün ilk öÄŸretmenlerinden olsa gerek. Birçok Ahmetlerli’nin ilk öÄŸretmenidir o. Hayata bakışıyla, duruÅŸuyla, yaÅŸamıyla farklı kimlik taşıyor içimizde. Sakin duraÄŸan haliyle, sessiz ve derinden renkli bir adam hayata iÅŸlediÄŸi nakışlarla birlikte…
Sanırsınız ki onun denizinde dalgalanma yoktur. Fırtınalar içinde bile sakin duruÅŸu sanki bir gölün suyunu kendi kendine bırakmasıdır. Ya da ses çıkarmadan usulca suyun akmasıdır. Daldan düÅŸen yaprağın yere düÅŸerken duyamadığınız sessizliÄŸidir Ali Varol.
Öfkelenirse yaklaÅŸmayın yanına; arada esen rüzgar yelidir. EÄŸri bakmaz, yanlıştan yana olmaz, bin düÅŸünür bir söyler. Ne söyleyeceÄŸini ölçen biçen bir düÅŸünce derinliÄŸidir. Kimine göre bilim adamı, kimine göre dahi. Köylüye sorsan “Alı Hoca”. Özgür'e, Barış'a danışsam; “iyi baba”. Åžimdilerde sevgili torunları; Ömer Ali'ye, Yusuf Alp'e, Elif Su'ya ve Deniz'e tatlı, ÅŸeker dede.
Deli Hacı'ya göre akıl küpü, ömür törpüsü. Ana yarısı Hanife teyzeme hayat köprüsü. Kimine göre DelibaÅŸ Süleyman'ın Alı. Gara Seyit'e göre “her ÅŸeyi, yapan dünyalı”. Abime sorsam; “kara tahtaya yazan öÄŸretmen.” Köydeki yaÅŸlı amcaya göre, “beyaz önlüÄŸü giyerse doktor.” YaÅŸlı teyze der ki; “muskacı hoca”. Çocuk günlerim der ki “okul çocuklarının saçlarını gırkan berber”.
Köyde kime sorsam bir kulp ekler. Devlete sorsam, yalan da olsa “Denizleri motosikletle Çatal TaÅŸ'a çıkaran adam”dır. Dertliye uÄŸrasam yoklukta imdada yetiÅŸen candır. Babama danışsam cüppeyi giyerse imamdır. Bana sorarsan her dilden anlayan tercümandır.
Bir koltukta kırk karpuz taşır. Yaptıklarıyla kabına sığmaz, bozuk düzene karşı yarışır. Bilgi, birikim, tecrübe yaÅŸamının yollarına karışır. Yapmadığı iÅŸ yoktur. Hayatın her alanında elleri vardır, mucitliÄŸi çoktur. Fikir yürütür, emek verir, gün tüketir, dener, yanılır ama insanın hayatını kolaylaÅŸtıracak yeni bir ÅŸey üretir.
Olmaz iÅŸi yoktur her ÅŸey olaÄŸandır. Acele etmeden sakin, telaÅŸa kapılmadan sessiz, sözden sakınır, kavgadan kaçınır, gürültüye yer açmaz, öfke saçmaz, hava atmaz, doÄŸal bir insandır Ali Hoca.
Sevgiyi yol edinir, saygıda kusur etmeden sözü dinlenir. DoÄŸrudan yanadır, bilgisiyle eÄŸitici, öÄŸretici nasihatler verir. DoÄŸaya aşıktır, gezinir. Hayata inatçıdır, rastlantıya bırakmaz didinir. Hayalindeki düÅŸleri ve görsel güzellikleri çizen Ressamdır. Kavgasını, acısını, sevdasını, hayalini resimleyen bir insandır.
ÖÄŸrenen, öÄŸreten öÄŸretmendir. Hayata merhaba diyen minicik yüreklerin geleceÄŸine yön veren eÄŸitmendir. Çiçekten çiçeÄŸe toz alan bal yapan uzman bir arıcıdır.
Ahmetler sevdalısı, araÅŸtırmacıdır. Anten var, sesi yok radyocu. Ses var görüntü yok televizyoncu. Titiz ve dikkatle zaman tünelinde yoÄŸrulan, el emeÄŸi göz nuru. Ahmetler Köyünde; bozulan, çalışmayan her türlü radyo, televizyon, ütü, dikiÅŸ makinesi, araba, traktör, bisiklet, motor aklınıza ne gelirse gelsin Ali Varol'a sorulur. Köylülerin elinin ulağı, her derde deva. Parayla iÅŸi yoktur, danışmak bedava. Tuz, ÅŸeker misali yanımızda, ocağımızdan bekler hazır kıta. Yaptıklarıyla hayatı kolaylaÅŸtırır, yön verir. Yorulan, yolda kalan, aksayan, bozulan demir aletler onun elinde durulur. Aksayan motoru söküp, düzene katar. Oto tamircisidir. Kaportasını tamir etmek, boyasını atmak Ali öÄŸretmenin marifetli ellerindendir. Elektronik tamircisidir; radyo, teyp dillenir elinden. Televizyon canlanır, renkten renge girer.
Kazmayı vurur, temeli kazar, taÅŸları örer, briketleri dizer. Ä°p çeker, tuÄŸlaları dizer, direkleri diker, betonu döker. Elinde mala sıva yapar, tahtaları çakar, pencereyi, kapıyı tapar. ElektriÄŸi, suyu baÄŸlar, fayansı döÅŸer, camı takar yapı ustasıdır. Bir çok mesleÄŸin rüzgarını taşır. Beyninde, yüreÄŸinde, ellerinde ÅŸekillenir taçlanır.
Gün gelir mimar, mühendis, gün olur usta, çırak, gün biter yazar, ressam. Hepsine Ali Varol'un imzası atılır. DiÅŸlide eksik varsa bisiklet, motosiklet yapılır. Örgü de örer, dikiÅŸ de diker. Elinde bin bir hüneri olduÄŸu söylenir.
DüÅŸüncesiyle hep yeni bir ÅŸeyler katar yaÅŸamına, sürekli üretir. Karınca kararınca, yapabileceÄŸi her yeniliÄŸin peÅŸinde ömür tüketir. Bir nokta kadar ilerlemiÅŸse onun için bulunan nadide çiçektir. Hayatın anlamıdır yeni bir ÅŸey öÄŸrenmek ve üretmek baharda açan çiçektir. Bir bilinmezliÄŸi çözmek yaÅŸamında aldığı bir nefestir. Onun yaÅŸamında yapılabilen hiçbir ÅŸeye karşı yenilgisi yoktur. Teslim olmak mı? Asla.
Çalışmak okumak huyudur. Bin düÅŸünür bin uygular doÄŸrusu neyse orada durulur. Saz çalar, türkü söyler, ağıt yakarken kendi gerçeÄŸini yazar. Yalanı olmaz, hayali solmaz, gerçeÄŸe bakar. Mantıklıdır, sakindir, öfkesini zincirlere vuran, sevincini belli belirsiz saklayan, kimsenin akına, karasına karışmayan, laf olsun diye konuÅŸmayan. Ne eliyle ne de diliyle kimseleri kırmayan. Uysal, sessiz, sakin yaÅŸayan bir adam dır o.
Kendi içinde estirdiÄŸi fırtınalardan olsa gerek insanlardan az uzak duran, kendi dünyasını kuran farklı bir kiÅŸiliktir. Ama ulaÅŸanın derdine koÅŸan vefalı bir insandır aynı zamanda. Her insana eÅŸit köprüler atan; varabildiÄŸin kadar yakın, gidemediÄŸin kadar uzak bir adam Ali Hoca.
ÇaÄŸdaÅŸ, uygar, yeniliÄŸe açık, hoÅŸgörülü. YüreÄŸinde sevgi dalları küçüÄŸüne serilir, büyüÄŸüne eÄŸilir. Kolayına kaçmandan, yokluk ve yoksulluktan çıkıp kendini geliÅŸtiren, yetiÅŸtiren bir insan.
DaÄŸlarda davar güderken okumaya karar kılan Ali Varol, Aksu ÖÄŸretmen Okulunu kazanır; resim yeteneÄŸi de o zaman fark edilir. Ve hiç kimsenin farkına bile varmadan Ahmetlerli Ali Varol, okulunu birincilikle bitirip altın saati kapar.
Hatay Yayladağı’nda, Gaziantep Islahiye’de, Manavgat Oymapınar’da, Ahmetler’de öÄŸretmendir. Yolu düÅŸer de gidilmez mi? Al sana Almanya acı Vatan. Sınav kazanır ve Almanya’da öÄŸretmenlik yapar. Görev biter, döner gelir ana vatana. Almancayı hem yazar hem konuÅŸur. Ä°ngilizcede derdini anlatır.
Türkçe’nin ustası; ÅŸiir, makale, deneme, hikaye yazar. Yakında hazırdır kitap yazması. Zekanın ve yeteneÄŸin hayata yansıması. Onun iÅŸi okumaktır, araÅŸtırmaktır, çalışmaktır. BoÅŸ zamanı olmaz; mutlaka bir iÅŸi vardır.
BirçoÄŸumuza göre sıra dışıdır yaptıkları. Kavga etmeden, gürültü koparmadan bizim içimizde sessiz bir hayatı yaÅŸar. Aslında onun taşıdığı bir bayrak var elinde. Dinlenecek sözleri var dilinde. Görmemizi istediÄŸi bir ışık var gözlerinde. Yaptıklarına bakarsanız, düÅŸündüÄŸünüzde, seyrettiÄŸinizde baÅŸka bir ışık yakalarsınız onda. Farkında mısınız? O, içimizdeki görünmeyen, gizli hazineyi temsil ediyor. Farklı bir insan duruÅŸu sergiliyor yapabildikleriyle.
Ahmetler’in baÄŸrından çıkıp, isterse insanın neler baÅŸarabileceÄŸinin ateÅŸini yakar izlediÄŸinizde. BirçoÄŸumuz yapabileceÄŸimiz iÅŸlere bile teslimiyetçiyiz. Bozulan kapıda marangozu ararız. Çalışmayan arabada tamirci bakınırız. Patlayan ampulde elektrikçi tanırız. Patlayan lastikte, durakalırız. GevÅŸeyen vidadan bile kaçarız. Ä°lle de ustasını çağırırız. Biri ikiye katlayıp paramızı sayarız.
Ali öÄŸretmenim bize hayatta sakladığımız, korktuÄŸumuz, gün ışığına çıkarmadığımız yeteneklerimizin savaÅŸçısıdır. Örnektir, yaptıklarıyla ve yapabilecekleriyle bize yol gösterir. YaÅŸamımıza neler katabileceÄŸimizin öncüsüdür. Aramızda yaÅŸayan, ruhumuzda taşıdığımız, hayal kurduÄŸumuz, gıpta ettiÄŸimiz, Piri Reis'in, Mimar Sinan'ın, Evliya Çelebi'nin, Yunus Emre'nin, Pir sultan'ın, YaÅŸar Kemal'in, Abidin Dino'nun rüzgarlarını estirir. Ahmetler’in Kültür aÄŸacıdır o.
Benim köyümden, toprağımdan yetiÅŸen Ali öÄŸretmenimle hep gurur duyarım. Bizim yanımızda ırmak misali akar, ÅŸelale gibi çaÄŸlar, deniz misali dalgalanır. Ä°yi ki varsın öÄŸretmenim. Hayata yansıyan güzellikleri resimlersin. Dünden bize kalan anıları, yarınlara yazarsın. Hayata sunduÄŸun ışık için ne kadar teÅŸekkür etsek azdır. Eline, yüreÄŸine saÄŸlık. Birinin deÄŸerini yaÅŸarken bilmeli insan. Yolun açık, ömrün uzun olsun. ÖÄŸretmenim; saÄŸlıklı, mutlu bir yaÅŸam dilerim.
Sevgiyle ve saygıyla; hatam varsa affola...