Zehra Özdemir Yazarın Tüm Yazıları
Zehra Deniz ÖZDEMÄ°R Manavgat DoÄŸançam köyünde doÄŸdu. Ä°lkokulu DoÄŸançam'da, Ortaokul ve Liseyi Manavgat'ta okudu. Bursa UludaÄŸ Üniversitesi Ziraat Fakültesini bitirdi. Ahmetlerli Mustafa Özdemir'le evli ve iki çocuk annesi olan Zehra Özdemir, ...
KIÅžA ÖVGÜ
Her gün geçtiÄŸim patika bir yol ve yol kenarlarına sıralanmış aÄŸaçlar… AÄŸaçların yola eÄŸilmiÅŸ dalları ve kabuk baÄŸlamış gövdesinde yol yapmış karıncaları seyretmek rutinim olmuÅŸ. Bir de bu aÄŸaçların filizlerini sevmek ve yeni çıkan sürgünleri tebrik etmek... Hayata daha pozitif bakmamızı destekleyen bu manzaraları sevmek hem kolaydı hem de gülümsetiyordu.
Bu mevsimler döngüsü devam ederken düÅŸünüyorum da hayatımızda kaç defa ağırladık bu döngüleri ve kaç defada ağırlayacağız bilinmez. DoÄŸayı, yeÅŸili ve taze görünüÅŸleri sevmek, güzel çaÄŸrışımlara meyil edip güzel yazılar yazmak hep vardı içimde. Devam eden bu döngüyü bir fotoÄŸraf karesi gibi paragraflarıma hapsediyorum ama bu çok da objektif olmayabilir. Kendi düÅŸüncelerimi, duygularımı sıkıştırıyorum. Kalemimin ucundaki renk cümbüÅŸünü sayfalara vurarak içimdeki yansıyanlarla süsülüyorum iÅŸte... Ressamın tuvalinden farksız ÅŸekilde…
Rutinim devam ederken güneÅŸin ferinin her gen gün biraz daha azaldığını fark ediyorum. Bununla birlikte sararmaya baÅŸlamış yapraklar, kimisi yerde sarının ve kahverenginin tonlarıyla döÅŸenmiÅŸ, boÅŸ kalmış dalları yalnızlık sarmış ve üÅŸümeye de baÅŸlamışlardı sanki. Bir süre sonra soÄŸukların iÅŸgaline uÄŸrayan ve dökülen yapraklar savunmasızca teslim olduÄŸu rüzgarın önünde orada oraya savrulup duruyordu.
Kış bulutları, güneÅŸi engellemiÅŸ. Ortalığın griye çalan renginde sessizliÄŸi artırırken rüzgarın derin uÄŸultusu adeta azarlar gibi soÄŸuÄŸu hissettiriyordu. Duygularımın kontrolünde kış ele geçirmiÅŸ olacak ki kalemimi olduÄŸu gibi sürüklüyordu. Kışın durgunluÄŸu, hayatın sonunu, ölümü hatırlatsa da tekrar bahar ayını hiç düÅŸünemeden kışa yüklenmiÅŸtim. Ilıman bir havanın coÄŸrafyasına alışmış olan bedenim, bir kış günü ayrılmıştı sevdiÄŸi diyardan ve bir kış günü kaybetmiÅŸti sevdiÄŸini. Bu yüzden de kalemim, kışın sessizliÄŸini ve soÄŸuÄŸunu hiç sevememiÅŸ ve güzelleyememiÅŸti.
Elimi ÅŸakaklarıma alıp, daldığım derin düÅŸüncelerimle kışın soÄŸukluÄŸu kadar derin sızıyla kıştan özür diliyordum. Ilıman iklimin coÄŸrafyasında hep kışı sert gördük, karlı yollarda çileli hissettirildi ve kimse kışın sabır olduÄŸunu, olgunluk olduÄŸunu söylemedi benim doÄŸduÄŸum köylerde. Karın saflığın ve temizliÄŸin simgesinden kimse bahsetmedi, çünkü onlar da kar nedir bilmiyordu. Onlara kar, sadece çileli bir hayattın parçası gibi anlatıldı masallarda.
Kış bir kabullenmekti ayrılıkları, ölümleri ve gerçeÄŸi. SoÄŸuÄŸun da sıcak kadar olgunlaÅŸmak olduÄŸunu anladım sonunda. Çünkü kışın deÄŸildi suç, sadece benim hayata baktığım küçük penceremdi, önyargılarımdı. Pencerem hep kolayı, hayatımıza girenleri güzel gördü. Kaybettiklerimizi, hep kışın sessizliÄŸine, soÄŸuÄŸuna ve karın rengine benzettim. Oysa kış her ÅŸeye raÄŸmen baharın da müjdesiydi ve kabullenmekti. O da hayatın bir gerçeÄŸiydi.
Hayatımızın döngüsünde anladık ki dört mevsimin hepsi ne güzellikler saklarmış meÄŸer görmesini bilene. Her mevsime merhaba derken kışa da merhaba diyorum.
Daha ÅŸiirler yazacağım sana, karda yürüyüp yıllardır içimdeki ayrılığın barışını ilan edeceÄŸim. Geç kalma e mi? Ve karlardan bizim ellere de bırak ki ön yargılarımız da tamamen seninle erisin gitsin.
Merhaba kış!
Åžimdiden bahara selam söyle, olur mu?