Mehtap ÖZ Yazarın Tüm Yazıları
Mehtap Öz Tekirdağlı anne babadan, Burdur ili Yeşilova ilçesinde doğdu. Çocukluk ve ilk gençlik yılları Keşan ile Tekirdağ arasında geçti. İlk, orta ve lise eğitimini Keşan'da tamamladı. 1982 yılında İstanbul Üniversitesi Eczacılık Fakültesi'ne girerek 1...
KOMŞU ANNE
Bir “Komşu anne” leri vardı annemin, teyze ve dayılarımın. Onlardan defalarca duyduğum, duyup da sevdiğim bir sözdü. Ama itiraf edeyim çok da şaşırırdım. İnsanın bir tane annesi olur, komşuya teyze denmez mi? Düşüncesi kurcalardı çocuk zihnimi.
“Komşu anne” bahçe kapıları anneannemle karşılıklı olan evde yaşardı. Hemen hemen aynı zamanlarda mahalleye taşınmış, aynı sokakta komşuluk yapan iki kadın zamanla arkadaş olmuşlar; ailelerine gösterdikleri özen ve sevgiyi birbirlerinden esirgemedikleri için dostluklarını geliştirip büyütmüşlerdi. Birlikte gülüp ağlamış, büyük acılara sırt sırta vererek katlanabilmişlerdi. Birinin sevinci diğerini kendi deyimiyle dünya bağışlanmışçasına mutlu etmeye yeterdi.
Tatlı dilli, güler yüzlü kibar bir hanımefendi olan “Komşu anne” düzgün Türkçe ile konuşan (Taa o yıllarda güzel konuşan insanları dinlemeyi çok severdim.), aşağı yukarı anneannem yaşlarında tombul mu tombul, neşeli bir kadındı.
Kahvaltı ardı kahve sohbetleri yapılır, ikindi çayları beraber yudumlanırdı. Alışverişe gidilirken mutlaka kapılar çalınıp eksikler sorulurdu.
Bazı sabahlar çalan kapı açılınca, elinde sebze poşeti ve bıçak bulunan küçük bir kap ile heyecan içinde girerdi içeri “Komşu anne”. Telaşlı hareketlerini, kızarmış boncuk boncuk terli yüzünü görünce korkardım. Anneannem ise dostunun bu hallerini gülümseyerek karşılar, elindeki ağırlığı alıp rahat etmesini sağlardı. Sonra “Komşu anne” anlatmaya başlar ara ara “Efendime söyleyeyim” diye duraksayıp düşünür gibi bakardı. Zihnimde nasıl da yer etmiş onun böyle konuşması. Sonradan öğrendim o anda söyleyeceği sözü unutmuş olabileceğini. Anımsamak için zaman kazanma isteği ile böyle konuştuğunu.
Onların sohbetlerini severdim. Her sabah ve her akşam konuşacak bu kadar çok şey bulmalarına şaşırırdım. Yanlarından ayrılmaz bu güzel dostluğu hayranlıkla izlerdim.
“Komşu anne” likte yalan yoktu. Kıskançlık ise bu kavrama yaklaşamamıştı bile. Dozunda dedikodu, günlük haberler, pişirilecek yemekler, öznesi bazen bir el işi bazen de yemek olan tarifler sohbet konularıydı. Ördükleri dantelleri, işledikleri kanaviçeleri beğenip, yeni üretimlere teşvik ederlerdi birbirlerini. Hareketlerinde, işlerinde kusur aramaz, yedikleri ve içtikleri için “Ellerine sağlık, çok beğendim. Bunun bir üstü can sağlığıdır komşum.” diye onore ederlerdi birbirlerini.
Dostluğun art niyetsiz bir sevgi yumağı olduğunu davranış ve sözleriyle örnek olarak öğrettikleri için bu iki güzel insanı yazmak istedim.
Yıllarca birbirlerini yanıltmadan, incitmeden, üzmeden yollarına devam etmiş olan iki güzel insana selam olsun. Her nerede iseler, bulundukları yerde de gerçek dostluğun doyulmaz tadını, güven veren mutluluğunu öğrettiklerinden eminim. Sizi ve sağlam dostluğunuzu özlüyorum KOMŞU ANNELER