Mehtap ÖZ Yazarın Tüm Yazıları
Mehtap Öz TekirdaÄŸlı anne babadan, Burdur ili YeÅŸilova ilçesinde doÄŸdu. Çocukluk ve ilk gençlik yılları KeÅŸan ile TekirdaÄŸ arasında geçti. Ä°lk, orta ve lise eÄŸitimini KeÅŸan'da tamamladı. 1982 yılında Ä°stanbul Üniversitesi Eczacılık Fakültesi'ne girerek 1...
YAZ BÄ°TMESÄ°N…
Sabahın ilk saatleri. GüneÅŸ yeni yeni uyanıyor. Işığı henüz cılız olmasına raÄŸmen yavaÅŸtan aydınlatmaya baÅŸlamış sokakları, binaları. SessizliÄŸin sesini dinlemeye durmuÅŸ canlı cansız bütün varlıklar. Tepeden tırnaÄŸa pür dikkat olmuÅŸlar.
Dallarından dökülmüÅŸ yapraklar, ezilmiÅŸ izmaritler, yer yer cam kırıkları, plastik poÅŸet kalıntıları. Kıyıda köÅŸede birikenleri süpürüp içine doldurdukları seyyar çöp arabalarını iterek dolaÅŸan belediye çalışanları, aylak gezen köpekler, uykusuz kediler. Hepsi gecenin sabaha hediyeleri. BaÅŸka bir deyiÅŸle geceden kalanlar.
Saatler ilerleyip, güneÅŸin iyice uyanmasıyla hareketlenen sokaklar. DeÄŸiÅŸmeksizin her sabah önce kendi kapısının, sonra komÅŸu kapı önünü süpüren esnaf, fırından çıkıp dalga dalga havaya yayılan mis gibi ekmek kokusu. EkmeÄŸini almış, fırından çıkan beyaz kasketli yaÅŸlı adam. Market önündeki sergiden gazetelerdeki günlük haberleri okumaya çalışan parasına kıyamayan kiÅŸi. Taze demlenmiÅŸ çayın buram buram kokusunu çevreye yayan çay bahçesi. Her gün aynı saatte çay içmeye gelen adama esneyerek çay getiren garson.
Hiç çekinmeden insana sokulup başını okÅŸattıran iri köpek. AÄŸaçtan aÄŸaca cilveleÅŸen kuÅŸlar. Havada ferahlatan iyot kokusu, çığlık atan martılar, sonsuzluk hissini yayan deniz. Denizin sahili öpen köpüklü minik dalgaları. Minik dalgalarla belli belirsiz sallanan kayıklar.
Kumlara yayılmış bembeyaz ÅŸezlonglar, reklam panosu görevini üstlenmiÅŸ ÅŸemsiyeler. Erkenden çıktıkları sahil yürüyüÅŸünü tamamlayarak, kendilerini denizin serin koynuna bırakanlar.
Evlerin veranda veya balkonlarında hazırlanan kahvaltı sofraları, tatlı sohbetler, kahkahalar, hafif hafif müzik sesleri.
Vakit ilerledikçe kalabalıklaÅŸan sahiller, ÅŸiÅŸme deniz yatakları, farklı renklerde ve ÅŸekillerde can simitleri, deniz oyuncakları, gözlükler, ÅŸnorkeller, koruma faktörlü güneÅŸ kremleri, kremleri vücutlarına sürüp güneÅŸlenenler. Yüzenler, diplere dalanlar. Genç yaÅŸlı, deniz ve güneÅŸin keyfini çıkaranlar. Çocukların çığlıklı kahkahaları.
Mutfak kapılarından, pencerelerinden havaya karışan kızartma kokuları. Sulanan bahçelerin kışkırtıcı serinliÄŸi, ıslanan çiçeklerden, aÄŸaçlardan yükselen buÄŸulu ve sarhoÅŸluk veren efsunlu koku.
Tek bir sokak atlamadan dolaşan sebze ve meyve satıcısı, tezgahındaki taptaze meyveler, sebzeler.
AkÅŸam vakti sahil boyu yürüyüÅŸleri, sokak aralarında koÅŸturan, oyunlar oynayan çocuklar, bisikletler, kapı önü gevezelikleri, bakışmalar, buluÅŸmalar, bitmez sanılan tadı damaklarda yaz aÅŸkları.
Açık hava sinemaları, tahta iskemleler, eski filmler, Türkan Åžoray, Ayhan Işık, ıslanan yanaklar, çitlenen çekirdekler, patlamış mısır paketleri, boÅŸalan bira ÅŸiÅŸeleri.
Yaz mevsimi sevinçtir, heyecandır, keyiftir, keÅŸiftir, vitamindir, spordur, eÄŸlencedir, yeniliktir, okumaktır, yazmaktır. Bazen, dinlenmektir, öÄŸrenmektir. Bazen çok uzun sürecek dostlukların baÅŸlangıcıdır, bazen kıpır kıpır yüreklerdir. Bitmesi hiç istenmeyen zamanlardır. Kimilerine iÅŸ zamanıdır, çalışmaktır. ÇoÄŸu insana en güzel tatillerdir. Bütün kış gelmesi sabırsızca beklenendir. Bazen sıcağı ile bunaltsa da yine de bıktırmayan, hep özlenendir.
Yaz mevsimi soğuktan korunmaya gerek duyulmayandır, garibanların mevsimidir, kemikleri ısıtan.
Yaz ayları müziktir, kulakları okÅŸayıp ruhu dinlendiren. Hafif yemektir, vücudu yormayan. Serin içecektir, gönlü ferahlatan. Berekettir tarladan, bahçeden toplanan.
Bana göre kış ayları korunmak, baharlar yenilenmek, yaz ise özgürlüktür.
Yazlar hiç bitmesin…