Mehtap ÖZ Yazarın Tüm Yazıları
Mehtap Öz Tekirdağlı anne babadan, Burdur ili Yeşilova ilçesinde doğdu. Çocukluk ve ilk gençlik yılları Keşan ile Tekirdağ arasında geçti. İlk, orta ve lise eğitimini Keşan'da tamamladı. 1982 yılında İstanbul Üniversitesi Eczacılık Fakültesi'ne girerek 1...
YAZ GECELERİ
Çocukluğun şaşkın, umarsız halleri henüz bitmiş, ilk gençlik yıllarının başladığı zamanlardı. Hepimizin yaşadığımız dünyaya farklı pencerelerden baktığımız yaz gecelerimiz vardı. Ufak bir esintinin burnumuza doldurduğu hanımeli, yasemin kokularına karışan ıhlamur çiçekleriyle mest olduğumuz; kimi zaman geleceğe dair hayallerle, ilk kalp çarpıntıları eşliğinde... Bazen alınacak bir ayakkabı ya da bir kitabın düşünceleriyle dolu, kimi zamansa öylesine bomboş bıraktığımız düşlerimizdeki güzel yaz gecelerimiz.
Balkonlardan yayılan sohbetlerin kahkahalarla bölündüğü, geceye süzülen güzel bir melodinin neden olduğu duygularla, yayılan anason kokusu eşliğinde bahçedeki minik pırıltılara anlamlar yükleyip, hayaller kurarken yakalardım kendimi. Merakım hayalime üstün gelir, bir anda bahçede dolaşır olurdum. Yaprakların arasında, dalların uçlarındaydı pırıltılar. Sanki gökteki yıldızlar anlaşıp bahçelere inerdi yaz gecelerinde.
Kaç kez avuçlarımda yıldız parıltılarıyla eve girdiğimi hatırlarım. Garip bir esriklikle yıkanırdı ruhum. Sanki ellerimin arasındakiler ateş böcekleri değil de gerçek yıldızmışçasına.
Ateş böcekleri ne çoktular. Bahçenin her köşesinden gecenin siyah kadifesini pırıltıyla delerlerdi. Sahi şimdi neredeler?
Güzel bir şarkının sözlerini ezberler, şiirleştirip okurduk ilkin. Melodisini tek tek notaların hakkını vererek mırıldanmazsak olmazdı. Tüm şarkılar bizimdi. Öyleyse doğru söylenmeliydi. Hala o günlerdeki şarkıları söylerken bulurum bazen kendimi. O güzel sözlerin sahipleri, sözlerin anlamlarını daha da derinleştiren bestekarları, bu şarkıları söylememize vesile olanlar, selam olsun hepinize.
Ay ışığının yıkadığı zamanlar, denizin ürperen teni yakamoz yakamoz parlayınca, dayanamayıp suyla buluşmak yazısız, sözsüz bir anlaşmaydı. Denizin koynuna dalıp çıkarken ağızlara doldurulan sular püskürtülünce gelirdi ardından kahkahalar. Ay ışığı altında birer mücevherdik hepimiz.
Geç vakitlere doğru ilerlerken saatler, becerikli ellerin sevgiyle ördüğü dantelin süslediği kar beyazı çarşaflara serilip, sabun kokulu yastıklarda mışıl mışıl uykulara dalarak biten yaz geceleri. Çok özledim sizi…