AHMETLER KÖYÜNÜN SOYAĞACI
Ali Varol
GİRİŞ
“Ölülerinizi onların iyilikleri ile yâd edin (anın). Onların kötülüklerini anlatmayın.” – Hadis-i şerif.
Peygamberimizin bu sözünü düşününce ne gelir aklımıza? Ölülerimizi ya da dedelerimizi, atalarımızı anmak… Ve de iyilikleri ile anmak… Bu nasıl olabilir? Tanımadığımız insanı anmak aklımıza gelir mi? Eğer dedelerimizi, atalarımızı tanırsak, onların yaptığı iyilikleri de biraz bilirsek, onları iyilikleri ile anabiliriz.
Değerli ozanımız Yunus Emre bir dörtlüğünde der ki:
İlim ilim bilmektir
İlim kendin bilmektir.
Sen kendini bilmezsin
Bu nice okumaktır.
Buradaki kendini bilmek, kendini tanımak ya da haddini bilmek şeklinde anlaşılabilir. Kendini tanımak şeklinde düşünecek olursak, atalarımızı tanırsak kendimizi tanımamız kolay olacaktır. Sözgelimi dedemin seksen yaşında iken dişleri sapasağlam ise benim diş sorunum az olacak demektir. Babam ya da amcalarım sportmen bir vücuda sahipse ben ya da çocuklarım sporla uğraşırsak başarılı olabiliriz. Onların bize bıraktığı genler bu konuda bize yardımcı olacak demektir. Yani atalarımızı tanırsak kendimizi ya da çocuklarımızı tanımamızı kolaylaşır. Atalarımızda güzel sesi olan yani güzel ezan okuyan ya da güzel türlü söyleyen yoksa benim ya da çocuklarımın müzikle uğraşması isabetsiz olacak demektir. Atalarımızdan genler yoluyla aldığımız miraslar olduğu gibi ahlâkî, kültürel miraslarımız da vardır. Kültürel mirasların ne olduğunu anlamak için de yine onları tanımak, nasıl yaşadıklarını bilmek gerekir.
Yine bir söz vardır: “Dününü bilmeyen bu gününü anlayamaz. Bu gününü anlayamayan yarınını göremez” Görülüyor ki dedelerimizi atalarımızı bilmek tanımak kendimiz için de faydalı bir iş olacaktır. Görülüyor ki atalarımızı tanımamız için bir sürü nedenimiz var. Bu nedenleri daha da sayabiliriz.
Dedelerimizi atalarımızı tanımak, adlarını bilmek ve de unutmamak için 2009 yılı yaz aylarında köyümüzde bir araştırma yaptım. Sağ olsun herkes yardımcı oldu. Olabildiğince her soydan yaşlılarla görüştüm. Bilebildikleri kadarıyla dedelerimizin atalarımızın adlarını saydık ve yazdık. İlginç olan, ben onlara atalarının adını sormuşken, onlar atalarının adı ile beraber, neler yaptıklarını, kendilerine neler bıraktıklarını da anlatmaya başladılar. “Şu tarla felan dedemden kalmış, bu bahçe felan ebemden kalmış.” gibi cümlelerle onların iyiliklerini anlatmaya başladılar. Onlara karşı bir saygı bir minnet duygusu seslerinin tonundan anlaşılıyordu. Bazı isimler konuşulurken onunla özdeşleşmiş bir olayı da anmadan geçemiyorlardı. Onların adını anarken bu iyi mirasları anmadan bizi bu günlere getirebilmek için ne gibi zorluklara katlandıklarını anlatmadan geçmenin, onlara karşı bir saygısızlık bir haksızlık olacağını düşünüyorlardı sanki. Daha ben sormadan onların nasıl bir adam olduğunu, nasıl yaşadıklarını da anlattılar. “Nasıl bir adamdı?” sorusunun karşılığı olarak, başkalarını da düşünen, başkaları için iyi bir şeyler yapmış olan, renkli kişiliklerden kısa özgeçmişler oluştu. “Nasıl yaşamışlardı?” sorusuna karşılık seferberlikten, efelerden, kıtlıktan söz etmeye başladılar.
Atalarımızın, dedelerimizin nasıl yaşadıklarını inceleyince onların bize neden, nasıl bir miras bıraktıkları da anlaşılıyor. Bize bırakılan miras onların devraldıkları mirasa göre daha iyi miydi, yoksa daha kötü müydü?
Gençlerimizden bazıları ana babalarını sorguluyorlar. “Neden beni okutmadın?” “Felancanın durumu iyi de bizimki neden daha kötü?” Sorular daha çoğaltılabilir. Soruların cevabını bulabilmek için dedelerimiz nasıl yaşamış, onu bilmek gerekir. Dedelerimizin nasıl yaşadığını bilebilmek için o dönemin gerçekleri olan seferberlik, kıtlık, efeler gibi konuları bilmek gerekir. Dedelerimizin nasıl yaşadığını bilirsek, dedelerimizin babalarımıza nasıl bir miras bıraktığını anlayabiliriz. O zaman ancak babamız nasıl bir miras devralmış da bana böyle bir miras bırakıyor? Sorusunun cevabını doğru olarak bulabiliriz.
Soy ağacımızla birlikte, bazılarına ait kısa özgeçmişleri ve seferberlik öykülerini de beraber okuyacak olursak görürüz ki atalarımız çok zor şartlar altında yaşamışlar ama onları iyilikleri ile anacağımız güzel miraslar bırakmışlar bizlere. Onları iyilikleri ile analım. Hepsinin rahmeti bol olsun.
...
Aramızda yaşamayan yakınlarımızdan bazılarının fotoğraflarını da "ANILARDA YAŞAYANLAR" adlı albümü açarsak görebiliriz.
---
KÖYÜMÜZDEKİ SOYLAR (SÜLALELER) VE SOYADLARI
Okuyucunun dikkatine:
1 – Soy sıralaması harf sırasına göre yapılmıştır.
2 – Bazı isimler değişik şekilde söyleniyor. Nüfus cüzdanında da farklı şekilde yazılabiliyor. Örnek: Köyde Hürü diye çağırdığımız isimler nüfus kaydında Huri, Huriye, Hürü olarak yazılabiliyor. Arzı diye çağırdığımız kişiler de nüfus kaydında, Arzu veya Raziye olarak yazılabiliyor. Elimizde nüfus kaydı olmadığı için yanlışlık olabilir. Uyaran olursa düzeltiriz.
3 – Benzer isimler çok. Kaç tane Mustafa Koç var, kaç tane Ali Koç var sayabilir misiniz? Ya sizin daha tanımadığınız küçükler? İsim karışmasını azaltmak için kişinin köyde söylenen bir lakabı varsa ismin yanına parantez içinde yazılmıştır. Lakapların çoğu olabildiğince söylenişine yakın bir şekilde yazılmıştır. Örnek: Köyde kimse Goc’aloğlu yerine Koca Ali Oğlu demezdi. Tülüc’oğlu yerine Tülüce oğlu demezdi. Bu yazış şeklimizi de anlayışla karşılamanızı bekliyoruz.
4 – Ölmüş atalarımızın (1335 – 30.01.2000) şeklinde doğum ve ölüm tarihleri parantez içinde eklenmiştir. Bu tarihler yazılı olanların mezar taşlarından alınmıştır. Ancak eski atalarımızın doğum tarihleri hicri, güneş takvimine göre yazılmış. Bu takvimi Şimdi kullandığımız milat takvimine çevirmek için 584 eklenmesi gerekmektedir. Örnek: Süleyman Varol’un doğum tarihi 1335 yazılmış. 1335 artı 584 eşittir 1919. Demek ki Süleyman Varol miladi 1919 yılında doğmuş. Okuyucularımız atalarının hicri doğum, ölüm tarihlerini bu şekilde milat takvimine çevirebilirler
5 – Burada atalarımız köyümüzdeki orta yaş kuşağına kısmen genç kuşağa kadar tanıtılmaya çalışıldı. Yazılmış olan bilgilerde yanlış ya da eksik bölümler varsa bize bildirirseniz memnuniyetle tamamlarız ya da düzeltiriz. Bundan sonrasının yazılıp eklenmesini de bu işleri bizden daha iyi yapacağını düşündüğümüz gençlerimize, çocuklarımıza bırakıyoruz.
6 – Bu çalışmalarımızda defalarca görüşlerine, bilgilerine başvurduğumuz büyüklerimiz: Musa Güngör, Mustafa Koç (Pantır), Şerife Çalı ve Yusuf Varol’a teşekkür etmeyi bir borç bilirim.
7 – Bu çalışmamızda yanlış veya eksik yazılmış bilgiler olabilir. Okuyucularımız böyle durumlar görürlerse bize bildirsinler, düzeltelim ya da ekleyelim. Bu konuda bilgi vermek isteyenler ahmetlerkoyu@gmail.com adresine yazabilir.
…
I – AKÇ’EL (AKÇA EL)
- Akça
- Kocakça
- Küçükakça
II – DELİ AHMET EL
- Demir
III – DELİBAŞ EL
- Varol
IV – ECEVİT EL
- Çalı
- Özen
- Ecevitoğlu
- Yüksel
10.Şenol
V – EMİR EL
- Kocademir
- Özdemir
- Küçükdemir
- Yıldız
VI – HATIP KIZI EL
- Karakaya
VII – İHTİYAR EL
- Güzel
- Yücelalp
VIII – MOLLA MEHMET EL
- Öz
IX – MUSACIK EL
- Zor
X – PANTIR EL
- Aslan
- Güngör
- Kara
- Koç
XI – ŞABAN EL
- Vural
XII – TEKEL’EL (TEKELİ EL)
- Özer
- Uyar
YAKIN GEÇMİŞTE KÖYMÜZE GELENLER
XIII – ARICI YUSUF EL
- Arıcı
XIV – DUDUOĞLU EL
- Karamusaoğlu
XV – GÖK HÜSEYİN EL
- Avcı
XVI – GÖK MEHMET EL
- Özen
XVII - GUBCAL EL
- Demir
XVIII – MUKUOĞLU EL
- Arıcı
XIX – YİRİK OĞLAN EL
- Topkara
...
I – AKÇ’EL (AKÇA EL)
AKÇA KARISI ŞERİFE EBE’NİN ÖLÜMÜ
Anlatan: Zeynep Varol
Köyümüzdeki Şerife’ler hep onun adı. Mezarı Gülen’de Yazı’nın ucunda. O zamanlar Yazı, Dallı Biladan, Ümmü Dadı, Köroğlu Ekinliği hep ekilirmiş. O sene Yazı’ya Akça’nın çocukları darı erkmişler. Domuz yemesin deyi de geceleri beklerlermiş. Köyde erkek yok. Eli silah tutan her erkek askerde. Köydeki işleri kızlar, kadınlar yapar, darıyı Şerife Ebe beklermiş. Bir gün gene kızlar köye incir toplamaya gitmişler. İnciri toplayıp akşama Yazıya dönmüşler. Yazıda tarlanın kenarında iyi kötü bir dam varmış. Evleri orası. Kızlar akşam incir toplamadan gelince bakmışlar anaları evde yok. Çıra yakıp tarlayı, oluğun başını filan aramışlar, bulamamışlar. Sonraki gün ararken bir taşın dibinde kıvrılmış yatar bulmuşlar. Ölmüş.
Öteki tarlalarda da ekin bekleyenler varmış. Köye haber salmışlar. Köyde Molla Mehmet’ten başka yola gidebilecek erkek yokmuş. O gelmiş. O gelinceye kadar kadınlar mezarı kazmışlar, ölüyü yıkamışlar. Elde ne var ne yok kefen yerine sarıp sarmalamışlar. Molla Mehmet kadınlara dönmüş:
“Cenaze cemaatle kılınır. Cemaat oluşturacak erkek yok. Cemaat siz olacaksınız. Hadi abdest alın bakalım.”
Öyle yapmışlar. İmamın arkasında kadınlar saf durup namazı kılmışlar. Hemen oracığa, tarlanın ucundaki birkaç mezarın yanına gömüvermişler.
Şerife Ebe şanslı kadınmış. Seferberlik ne demek! Seferberlikte ölüyü kaldıracak bir cemaat her zaman bulunmazmış. Hatta bazılarına mezar bile nasip olmazmış. Ya bir kurşunla ya da açlıktan ölür kalır, ölüsünü kurtlar, kuşlar yermiş. Nice zaman sonra sırtlarıyla kemiklerini bulurlarmış. Şerife Ebe şanslı kadınmış ki namazı kılınmış, mezara gömülmüş.
MUSA DEDE ÇOCUKLARI
Mehmet (Akça)
Ramazan, Şaban Koca’nın babası
Emine, Pantır’ın 4. eşi
MEHMET (AKÇA)
Eşi: Şerife, Musacık’ın kardeşi, Ali kızı
Çocukları:
1 – Hatice (Çıtırak)
2 – Mustafa Kocaakça (Akça Mustafası)
3 – Havana, Mehmet Aslan (Koca Mehmet) eşi
4 – Musa Akça
5 – Elif, Hasan Güngör (Topal Hasan) eşi
6 – Yusuf Küçükakça (Höke Yusuf)
HATİCE (ÇITIRAK)
Çıtırak Pantır’ın kardeşi Molla Yusuf’la evlenir. Molla Yusuf’tan iki kızı olur: 1. (Anakız), Sansar karısı, Gecereme’de. 2. Fatma (Yirikkız) Fersin’de Mustafa Dayı eşi. Oğulları Deli Ali var. Yusuf askere gider. Askerden künyesi gelir. (Künyenin buradaki anlamı, ölüm haberi) 1. kocası Yusuf’un künyesi gelince de 2. kocası Belenköy’den Sakar Mahmut ile evlenir. Mahmut’tan kızı Hürü olur. Hürü Belenköy’den Karmaz ile evlenir. (Bak, Yirikoğlan el) Çıtırak 2. kocası Sakar Mahmut da ölünce Gecereme’den çobanı Saplı Ramazan ile evlenir. Saplı ile evliliğinden Ahmet (Deli Ahmet) olur. Saplı’nın babası ise Gecereme’den Emir Ahmet’tir. Deli Ahmetgile ırmak kenarındaki araziler ve kale Emir Ahmet’ten kalmıştır.
MUSTAFA KOCAKÇA (AKÇA MUSTAFA’SI)
Eşi: Fetiş. (Saraçlı’dan gelmiş.)
Çocukları:
- Seyit Ali Kocakça
- Mehmet Kocakça (Kısaca)
- Yusuf Kocakça (Tülüce)
AKÇA MUSA’SI
Akça oğlu Musa’yı Medresede okutmuş, iyi bir eğitim almasını sağlamıştır. Okumuş biri olarak köylülere farklı bilgiler okuyarak, anlatarak onların ufuklarının genişlemesine katkıda bulunmuştur. Onu dinleyenler hayretle anlatırlar. “Musa dede kitaptan okurdu, gökte demirden kuşlar uçacakmış. İstanbul’da bir adam konuşacak, buradan dinlenecekmiş…”
Antalya Milletvekili Rasih Kaplan ile aynı sınıfta okuduklarını, derslerinin onun derslerinden iyi olduğu halde elinden bir tutan olmadığı için bir devlet dairesine oturamadığından yakındığını söyleyenler de var.
MUSA AKÇA (AKÇA MUSA’SI) (1885 – 15.02.1948)
Eşi: Fatma Akça (Fersin’li Ebe)
Çocukları:
- Mustafa (Deli Hacı) (1339 – 13.03.1973)
- Zeynep (1323 – 16.03.1976) Mehmet Karakaya (Kara Mehmet) eşi
- Şerife (Sarıkız), Mustafa Kocademir (Gocuş) eşi
- Dudu, Mustafa Kocaakça (Tülüceoğlu) eşi
- Osman (Küçük Osman) (1922 – 23.01.1989)
YUSUF KÜÇÜKAKÇA (HÖKE YUSUF)
- Eşi: Emine, Erenyaka’dan Topal’ın kızı (1304 – 14.12.1943)
Çocukları:
- Mehmet Ali
- Abdullah
- Mustafa (Karaca)
- Şerife, Deli Hacı eşi
- Fatma, Seyit Ali eşi
- Eli, Ahmet Ali Koç eşi.
- Eşi Hatice (Koca Hatice) (1325 – 1997)
Çocukları:
- Mustafa
AKÇA MUSTAFA’SI ÇOCUKLARI
SEYYİT ALİ KOCAKÇA
Eşi: Fatma (Koca Fatma), Höke Yusuf kızı (1913 – 1989)
Çocukları:
- Havana
- Meryem, Mahmut Vural 1. eşi
MEHMET KOCAKÇA (KISACA) (1321 – 12.08.1968)
Eşi: Şerife, İbrahim Küçükdemir (Kara İbrahim) kızı (1316 – 20.02.1979)
(Kısaca eşi Şerife ilkin Koca Mehmet oğlu Osman ile evlenmiş. Bu evlilikten, Efe’nin hanımı Mümüne Küçükdemir doğmuş. Osman Aslan askerde ölünce Şerife Kısaca ile evlenmiş.
Çocukları:
- Mehmet (1926 – 20.12.1972)
- Ayşe, Yusuf Güngör eşi
- Fatma, Osman Akça eşi
- Havana, Yusuf Karakaya eşi
- Emine, Ahmet Özdemir eşi
YUSUF KOCAKÇA (TÜLÜCE) (1317 – 1974)
Tülüce Emmi’yi hatırlarım. Köyde yeni bir ev yapılınca yardım için tellal çağırırdı. Yeni evin olmayan kapısına bir ip gerilir, komşular yardım olarak ne getirdiyse bu ipe asılırdı. Tülüce Emmi de her yardım için bir tellal çağırırdı.
“Felanca yardım için bir çul getirdi… Felanca yardım olarak bir çuval getirdi… Allah verene de bereket versin vermeyene de. İlle de verene çoook bereket versin!...”
Tülüce Emmi güçlü kuvvetliydi de. Köyde en iyi taş kıran oydu. Gücünü kuvvetini kötülük için kullanmazdı. Taş kırmasını bilirdi ama kalp kırmasını bilmezdi.
Eşi: Fatma (Karakız) Molla İbrahim kızı (1316 – 1972)
Çocukları:
- Mustafa (Tülüc’oğlu) (1337 – 27.03.1996)
- Ayşe (Molla Ali oğlu) Mehmet Güzel eşi)
- Hatice, (Demirci) Mehmet Çalı eşi
- Raziye, Musa Küçükakça eşi
- İbrahim (Kara İbrahim)
- Osman
AKÇA MUSASI’NIN ÇOCUKLARI
MUSTAFA AKÇA (DELİ HACI) (1339 – 13.03.1973
Eşi: Şerife, Yusuf Küçükakça (Höke Yusuf) kızı. Çocukları olmamıştır.
Deli Hacı adı duyulunca aklımıza hemen Soğuksu kaynak suyunun köyümüze getirilmesi gelir. Onun adı Soğuksu ile özdeşleşmiştir. Köyün ileri gelenlerine: “Bana yardım edin, bu suyu getirtmek için bütün malımı mülkümü vereceğim. Hatta gerekirse sırtımdaki şu kirli habayı bile satıp vereceğim.” dediğini onu tanıyan herkes hatırlar.
OSMAN AKÇA (KÜÇÜK OSMAN) (1922 – 23.01.1989)
Eşi: Fatma, Mehmet Kocakça (Kısaca) kızı
Çocukları:
- Hava (Öldü.)
- Şerife, “
- Durdu “
- Musa
- Esme, Hasan Kocademir eşi
- Mehmet
- İbrahim
- Fatma – Gazipaşa’dan evli.
- Ayşe, Veli Özer eşi
HÖKE YUSUF’UN ÇOCUKLARI
MEHMET ALİ KÜÇÜKAKÇA (1323 - 09.06.1988)
Eşi: Ayşe, Molla İbrahim kızı (1318 – 28.09.1991)
Çocukları:
- Emine, İbiş Özer eşi
- Musa
- Şerife, İbrahim Kara eşi
- Menevşe, Yusuf Koç eşi
- Mustafa
- Yusuf
MUSTAFA KÜÇÜKAKÇA (KARACA)
Eşi: Hamış, Molla Mehmet kızı
Çocukları:
- Ayşe, Yusuf Arıcı eşi
- Zeynep, Ahmet Ali Karakaya eşi
ABDULLAH KÜÇÜKAKÇA
Eşi: Hamış, Molla Mehmet kızı.
Çocukları:
- Mehmet (Gök Mehmet)
- Emine, Ali Kara eşi
...
II - DELİ AHMET EL
Akça’nın büyük kızı Hatice, 2. kocası da ölünce davar sürüsünü gütmekte olan çobanı Ramazan (Saplı) ile evlenir. Saplı ile evliliğinden Hürü ve Ahmet doğar. (Deli Ahmet)
DELİ AHMET EMMİ’NİN DÜŞÜ
Anlatan: Mustafa Koç (Ahmet Ali Koç oğlu)
Bazan inanılması açıklaması olmayan, inanılması zor olaylar oluyor. O sıralar Deli Ahmet Emmi hasta yatakta. Ha öldü, ha ölecek diye bekliyoruz. Oğlu Mustafa ile bir sabah yanına çıktık. Son zamanlarda Emminin gözleri görmez oldu ama kulakları iyi işitirdi. Hanımı Ayşe Yenge haber etti:
“Goca, Mustafa’lar geldi” dedi.
Emmi kalkıp doğruldu.
“Hoş geldiniz çocuklar!” dedi.
Şakalaşmayı severdi. Şaka yaptım.
“Nasıl düzenler? Öte tarafa yolculuk yakın mı?”
“Ben hazırım. Hatta bu gece gitmeye niyetleniyordum… Ama bu gece düşüme Delibaş Süleymanı girdi. “Ahmet Aga şimdi ben gideyim de sen biraz daha dur!” dedi. Ondan mı bilmem bu gece gidemedim.”
Biraz daha oturduk, konuştuk, sonra çıktık evden. Ahmet Emmi’nin düşü kafama takılmıştı. Süleyman Emmi hasta filan değildi. Dün odanın önünde görmüştük. Ama belli mi olur? Yeğeni Ramazan’ı telefonla aradım:
“ Ramazan ne var ne yok? Süleyman Emmi nasıl, haberin var mı?”
Ramazan:
“Emmim bu gece ölmüş. Sizlere ömür.”
Mustafa’yla bakışıp kaldık. Bu nasıl düştü böyle?
AHMET DEMİR (DELİ AHMET) (1904 – 12.10.2001)
- eşi: Hatice, Şaban kızı (1901 – 1961)
Çocukları:
- Fatma Zor, Musa Zor (Paytar) eşi
- Ramazan (Gumit)
- Yusuf (Ecir)
- Mustafa (Çilingir)
- Zeynep, Mehmet Zor (Öksüz Mehmet) eşi
2.eşi: Ayşe, Ali Uyar (Kör Ali) kızı
Çocukları:
1.Ayhan
- Zeynep, Süleyman Özdemir eşi
- Ayşe, Murtiçi’nde
- Huriye, İstanbul'da.
- Ali
- Hatice, Serik – Kuşlar’da
RAMAZAN DEMİR (GUMİT)
Eşi: Emine (Sarı Emine) Kara Mehmet kızı
Çocukları:
- Hatice, Erengeriş’te.
- Şaban
- Musa
- Senem – Alanya’dan evli.
- Ahmet
- Ali
- Mustafa
- Mümün
YUSUF DEMİR (ECİR)
Eşi: Hava, (Kara Hava), Kara Mehmet kızı
Çocukları:
- Müesser, Mehmet Kara eşi
- Ahmet
- İzzet
- Türkân, Güneycik’te
- Hatice, Mümün Demir eşi.
- Zeynep, Veli Arıcı eşi
- Fatma, Manavgat Karacalar’dan evli.
- Ramazan
MUSTAFA DEMİR (ÇİLİNGİR)
Eşi: Fatma, Ali Vural (Şaban Alisi) kızı
Çocukları:
- Hatice, Mustafa Aslan eşi
- Ahmet
- Ali
- Emine,
- Ayşe, Mehmet Güngör eşi
- Musa
...
III - DELİBAŞ EL
HACI MUSTAFA
Anlatan: Yusuf Varol
Hacı Mustafa köyümüzün kuruluşuna ön ayak olmuş, kuruluşuna büyük emekleri geçmiş atalarımızdan biri imiş. Ayrıca köye ilk yerleşenlerden biri olduğu için çok mal varlığına da sahipmiş. Köyün bulunduğu yerdeki tarlaların büyük bir kısmı ve köy değirmeni bütün sülalelere ondan miras kalmış. Şimdiki Duran Öz’ün evinin olduğu yerde Hacı Mustafa’nın evi, Ali Varol’un evinin olduğu yerde de odası varmış.
Hacı Mustafa’nın bir oğlu dört de kızı varmış. Kızlarından birini Pantır’a, birini Akça’ya, birini Emiroğlu Mustafa’ya birini de Musacık ele vermiş. Böylece Hacı Mustafa’nın değirmeni ve köy civarındaki tarlaları bu sülalelere miras olarak dağılmış. Ayrıca oğlu Yusuf ölünce Yusuf’un karısını Belenköy’den çoban olarak gelen Mustafa’yla evlendirmişler. Bu evlilikten de Molla Mehmet ve Sakar Mahmut olmuş. Böylece mirasın bir bölümü de Molla Mehmet ve Sakar Mahmut’gile dağılmış.
Hacı Mustafa’nın Yusuf’un kızının Emine Delibaş dedemin ilk eşi olsa gerek. Yusuf’un ekinliği Hacı Mustafa’nın oğlu Yusuf’tan kalma. Yusuf Pantır’ın kız kardeşi ile evli imiş.
Hacı Mustafa bir gün hacıya gitmeye niyetlenmiş. Üç kız kardeşini ve çocuklarını toplamış. “Ben Hicaz’a gitmeye niyetlendim. Çavuşköyü’nde Muades Gölündeki 350 dönüm tarlayı, Çakalköyü’nü Yusuf’a verin. Ötesini siz bölüşün. Hakkınızı helal edin. Dönersem siz sevinin, kalırsam ben sevineyim.” Demiş, gitmiş, dönmemiş.
SEFER EL
Anlatan: Yusuf Varol
Ali Dedemden önce bizim sülalemize SEFER EL denirmiş. Ali Dede’min ya babasının ya dedesinin, üç oğlu varmış. Büyük oğlan Mustafa bekârken askerliğini yapıp gelmiş. Ortanca evlendikten sonra askerlik emri gelmiş. Yengesi bu duruma üzülmüş, boynu bükülmüş. “Yengemin boynu büküleceğine ben kardeşimin yerine askere giderim.” demiş, ikinci kez askere gitmiş. O Zaman kardeşinin yerine askere gidenlere SEFERİ derlermiş. Onun için Sefer Mustafa’nın adından dolayı bizim sülalemize SEFER EL de denir. Sefer Mustafa’nın oğlu Sefer Mehmet Emiroğlu Mustafa’nın kızı Güssün ile evlenmiş ve Güssün’den Körkız Hala olmuş.
DELİBAŞ DEDEM
Anlatan: Yusuf Varol
“Delibaş dedem ilkin hayvancılık yaparmış. Baharda Beloluğa çıkarmış. Asiye halam Belolukta ölmüş. Dedem Gülen’de davar güderken hayvanlara bir sırtlan dadanmış. Keçinin biri dala atılmış yayılırken sırtlan gelmiş keçiyi gırtlağından yakalamış. Dedemin farkında değilmiş. Dedem güçlü kuvvetli hem de cesurmuş. Elinde de bir Pıynar sopası varmış. Sırtlana yaklaşmış. Olanca gücüyle sırtlanın kafasına deyip sopayı indirmiş. Sırtlan “vavk” demiş, kaçmış. Gidiş o gidiş; bir daha gelmemiş.
Dedem davarcılıktan sonra değirmeni çalıştırmış. Değirmen sayesinde aç kalmamışlar. Çünkü değirmene Fersin’den Erengeriş’ten, Taşkesiği’nden, Cırıklı’dan Hocalı’dan un öğütmeye gelirlerdi.
Köyde bahçe yokken ya da azken Köyöğön’e incir bahçesi yapmış. Köyde bir orman kesimi olmuş. O zaman tahtacılara bayağı incir satıp kazanç elde etmiş.
Dedem yapı işlerinden, ağaç işlerinden iyi anlarmış. Ele muhtaç olmadan kendi kendine yetebilen az insandan biriymiş.
Dedem bahçe işleriyle uğraşırken yazları Köyöğön’de kalırmış. Fatma ebemin de ayağı kırılmış, köyde kalırmış. Köyöğön’deyken dedem ishal olmuş, kısa zamanda ölmüş. Köyöğön mezarlığına gömmüşler. Aradan fazla zaman geçmeden ebem de ölmüş. Ebem öldüğünde ekizler daha bir – iki yaşlarındaymış. Ekizleri anam büyütmüş. Ondan amcalarım anamı çok severlerdi. Bir dediğini iki etmezlerdi.”
MUSTAFA OĞLU ALİ VAROL (DELİBAŞ) (1273 – 1929)
1.eşi: Hacı Mustafa’nın oğlu Yusuf’un kızı Emine (Olabilir ?)
Çocukları:
Yusuf (Dereli), askerde Çanakkale’de şehit kalmış.
Asiye, Beloluk’ta ölmüş, mezarı Köyöğön mezarlığında
Eşi Emine ölünce Delibaş Fersine gitmiş. Orada iki sene çalışmış. İki sene sonunda Fersin’li Musa Hoca’nın kızı Fatma ile evlenmiş. Evlenince köye geri gelmiş. 2. eşinden olan çocukları:
Emine, Fersin’den Hatıp ile evlenmiş. Çocukları: Yusuf, Fatmana, Emine
Ayşe (Bozkız) Kepez’de
Ümmü (Kütkız), Çolak Mehmet’in ilk hanımı. Çocukları: Hatice, Gençler’den Sansar Ali’si ile evlendi. Fatma, Demirciler’den Kör Ali ile evlendi.
Mustafa Arif
Delibaş’ın 2. eşi de ölünce Tepeköy’den Hacı İbrahim’in Koca Mustafa’nın kızı Fatma (Cırıklı Ebe) (1301 – 10.21.1942) ile evlenir. 3. Eşi Fatma’dan olan çocukları:
- Hatice (ölmüş) (1332 -….)
- Mehmet (Aşçı Mehmet)
- Osman (Askerde ölmüş.)
- Süleyman (Osman ile Süleyman ikizdir.)
MUSTAFA ARİF VAROL (DELİBAŞOĞLU) (1320 – 1988)
Eşi: Raziye, Ali Zor (Sulu Ali) kızı (1324 – 13.01.1996)
Çocukları:
- Ali (01.07.1933 – 09.12.1991)
- Fatma (Nüfusta Ayşe yazılıdır.), (Kısacaoğlu) Mehmet Kocakça’nın 1. eşi (1937 – 10.10.1968)
- Yusuf
- Osman
- Hatice, Mustafa Koç eşi
- Mehmet
- Ramazan
MEHMET VAROL (AŞÇI MEHMET) (1333 – 05.05.1997)
Eşi: Şerife, Topal Hasan kızı (1337 – 01.08.1992)
Çocukları:
- Osman
- Fatma, Mustafa Aslan eşi
- Ali
- Hasan
- Ümmü, Şükrü Vural eşi
- Ramazan
SÜLEYMAN VAROL (DELİBAŞ SÜLEYMANI) (1335 – 30.01.2000)
Eşi: Zeynep, Topal Hasan kızı
Çocukları:
- Ali
- Emine, İbrahim Kara eşi
- Hasan
- Osman
- Alpaslan
- Fatma, Kızılot’tan Hüseyin Demir eşi
- Yusuf
IV - ECEVİT EL
Anlatan: Mehmet Çalı (Hacı, Demirci)
Soyadı kanunu çıkmış. Muhtarın yardımı ile memurlar her soya bir soyadı veriyormuş. Herkes beğendiği soyadını almış. Kimisi Güzel, kimisi Zor, kimisi Aslan filan… İyi soyadları tükenmiş. Sıra Ecevit ele gelince memur sormuş: “Bunlar nasıl bir sülale? Nasıl bir soyadı verelim? Muhtar Molla Mahmut demiş ki:
“Bunlar zararsız insanlardır. Şu Çalının başkasına zararı olur mu? Bunlar aynen bu Çalı gibi zararsız.” Soyadı bulmakta zorluk çeken memur hemen fırsatı değerlendirmiş. “Tamam, Çalı…” Yazmış hemen: Çalı…
ECEVİT HASANI
Çocukları:
- Hasan Ali
- Ramazan
- Mustafa
1 – HASAN ALİ ÇALI
Hasan Ali askerde Molla Mahmut’la berabermiş. Molla Mahmut askerden gelince: “Hasan Ali’ye bir şarapnel çarptı.” Diye ölüm haberini vermiş. (Şarapnel: Top mermisi parçalarından her biri.)
2 – RAMAZAN ÇALI (1316 – 1935)
Eşi: Ayşe (ingilli Ayşe), (1317 – 1993) Ayşe’nin babası Mehmet Ali Belenköy’den gelmiş. Belenköy’e de Bozahmetli’den gelmiş olsa gerek. Köy değirmeninde bekçilik yapmış. Değirmende ölmüş. Mezarı değirmenin köyden tarafındaki dirsekte bulunmaktadır.
Çocukları:
Süleyman (Gök Süleyman) Çalı
Mehmet Çalı (Demirci)
Hatice, Ali Avcı’nın 1. eşi
Ümmühan, Balıkla’dan Osman Çakal’ın eşi
3 - MUSTAFA ÇALI (ECEVİT OĞLU)
Eşi: Gülsüm, Ramazan Zor (Onbaşı) kızı
Çocukları:
- Ayşe, Mehmet Kocademir eşi
- Hasan Ali
- Ramazan (Çolak)
- Ümmühan, Ali Öz’ün 1. eşi. Ali Özden ayrılınca Mahrımçalı’dan … Şafak (Abdurrahman’ın oğlu) ile evlenmiştir.
- Mehmet. Soyadını sonrada Ecevitoğlu olarak değiştirmiştir.
İBRAHİM ÖZEN (HALİL İBRAHİM)
“Halil İbrahim’in Ecevit Hasan’ı amcası olsa gerek” – Mehmet Çalı (Demirci)
Eşi: Fatma, Tekeli Ahmet kızı (1311 – 1971)
Çocukları:
- Hasan Hüseyin
- Ayşe, Ali Kocademir (Ali Moda) eşi
- Fatma, Osman Koç (Kara Osman) eşi
- Hürü, Süleyman Çalı eşi
HASAN HÜSEYİN ÖZEN (1328 – 15.02.2000)
Eşi: Ümmü, Emir Hasanı kızı (1321 – 07.04.1974)
Çocukları:
- Hatice
- Emine, Erengeriş’te
- Raziye, Yusuf Varol eşi
- Süleyman
- İbrahim (1943 – 28.12.1974)
- Fatma
SÜLEYMAN ÇALI (GÖK SÜLEYMAN)
Eşi: Hürü, Halil İbrahim kızı
Çocukları:
- Ramazan
- Ayşe, Ramazan Kocademir 2. eşi
- Emine Ali Koç (Ali Onbaşı) 2. eşi
- Hasan
- İbrahim
- Sevgi
- Melek, Abdullah Öz eşi.
MEHMET ÇALI (DEMİRCİ)
- eşi: Hatice, Tülüce kızı
Çocukları:
- Ahmet
- Fatma Hasan Topkara eşi
- Ramazan
- Hasan Ali
- Metin
- Ayşe
2.eşi: Hatice
- Yunus
- Kübra
HASAN ALİ ÇALI
Eşi: Şerife Çalı (öksüz Şerfe) Musa Zor kızı
Çocukları:
- Mustafa (Cibi) (28.03.1959 – 15.03.1982)
MEHMET ECEVİTOĞLU
Eşi: Ayşe, Ali Vural (Şaban Ali’si) kızı
Çocukları:
- Mustafa
- Nebahat
- Ülker Nurettin Akgül eşi
- Ramazan
- Gülsüm
HÜSEYİN ŞENOL (KÖROĞLAN) (01.07.1904 – 10.05.1953)
Anlatan: Süleyman Şenol
“Babam sanatkâr ruhlu biriydi. Kaşık terazi, tüfek kundağı gibi işleri kolayca yapardı. El becerileri çok iyiydi. Marangoz aletlerinin bazılarını kendisi yapardı. Güzel sepet örerdi. Köyde evler hatıllı taş duvardan yapılırdı. Dış duvarla iç duvarın arası çakılla doldurulurdu. Bu çakıllar sırtta sepetlerle çekilirdi. Bu sepetleri babam örerdi. Ev yaparken taş çekmek için sırta yüklenilen taş semerlerini de o yapardı. Bir ara Seydiler’de çalışmış. Orada güneşten korunmak için kamış saplarından şapka yapıp giydiğini görenler anlatırlardı.”
Köroğlan’ın babası Hasan Halil İbrahim ve Ecevitoğlu’nun babaları ile kardeş olur.
Eşi: Fatma (01.07.1905 – 01.01.1951), Ayşe Çalı (İngilli Ayşe) ile kardeş olur.
Çocukları:
- Habibe, Işıklar’dan evlendi. Eşi, Yahya.
- Hatice, Ramazan Kocademir 1. eşi
- Süleyman
SÜLEYMAN ŞENOL
Eşi: Fatma, Gebece kökenli Ahmet kızı
Çocukları:
- Gülşen
- Hüseyin
- Hakan
...
V - EMİR EL
Emir Elin öğrenebileceğimiz en önceki ataları kim? Emir adı nereden geliyor? Öğrenebilirsek yazacağız. Şimdilik Molla Mahmut’un dedesi Mahmut’tan başlayalım.
EMİR MAHMUT ÇOCUKLARI
- Hasan Kocademir (Emir Hasanı)
- Mustafa Özdemir (Emiroğlu Mustafa)
- İbrahim Küçükdemir (Kara İbrahim)
- Kara Mehmet
- Ali Yıldız (Koca Ali)
- Hürü, Hacı Hatıp’ın 1. eşi
- Hatice (kümük)
- Topal Hala
1 – HASAN KOCADEMİR (EMİR HASAN’I) (01.01.1874 – 16.01.1945)
- eşi: Emine
Çocukları:
- Ümmü (Koca Ümmü) Hasan Hüseyin Özen eşi
- Ali (Alimoda)
- Eşi Mümüne (Kömbe) (Molla Mehmet kızı Mümüne, ilkin Küncü ile evlenmiş; Küncü’den Paytar karısı Ayşe olmuş. Emir Hasan’ı 2. eşidir.
Çocukları:
- İbrahim (Çomuca)
- Mustafa (Gocuş) (1923 -1960)
- Ramazan (1929 – 1995)
- Mehmet (1926 – 29.10.2004)
- Ahmet (Kara Ahmet)
2 - MUSTAFA ÖZDEMİR (EMİROĞLU MUSTAFA) (1864 – 1921)
Eşi: Ayşe, Ali kızı, Hacı Hatıp’ın kardeşi (1859 – 1932)
Çocukları:
- Mahmut (Molla Mahmut) (1896 – 10.05.1978)
- Ahmet Ali (1317 – 06.06.1961)
- Fatma, Ali Zor (Sulu Ali) eşi (1889 - ? )
- Mümine (1892 - ? )
- Gülsüm, Ali Koç (Deli Ali) eşi (1890 - ?)
3 – İBRAHİM KÜÇÜKDEMİR (KARA İBRAHİM)
Eşi: Mümüne (Mıgırdıç)
Çocukları:
- Şerife, Koca Mehmet oğlu Osman eşi. Osman askerden gelmeyince Kısaca ile evlenir.
- İbrahim (Efe)
- Ahmet (Eğitmen) (1915 – 2005)
4 – KARA MEHMET
Seferberlikte askerde kalmış.
5 – ALİ YILDIZ (KOCA ALİ)
Eşi: Hava (1308 – 01.04.1968), Erengeriş’ten Hacı Ahmet Mustafa’sı kızı. Hava’nın Ahmetler’e gelen kız kardeşleri: Molla İbrahim karısı Hürü, Höke Yusuf’un 2. eşi Hatice.
Çocukları:
- İbrahim (Goc’aloğlu) (1332 – 01.03.1989)
ALİKOCADEMİR (ALİMODA – TAT ALİ)
Eşi: Ayşe, Halil İbrahim Özen kızı
Çocukları:
- İbrahim
- Hüseyin
- Ahmet
- Ümmü
MUSTAFA KOCADEMİR (GOCUŞ)
Eşi: Şerfe, Akça Musası kızı
Çocukları:
- Hasan
- Ayşe, Mahmut Vural eşi
- Ümmü, Ali Özdemir eşi
- Musa
GIYABINDA SEÇİM
Ramazan Kocademir, Bir yandan köyde bağ bahçe ile uğraşırken bir yandan da kamyonculuk yaparak dışarıya açılabilen, ticaret yapan, ufkunu genişleten ilk köylülerimizden birisiydi. Yine köyümüzde çocuklarını okutmak isteyen ilkler arasındaydı. Yumuşak huylu oluşu, başkalarını kırmak istemeyişi onun tipik özelliğiydi.
Köyümüzde köy işlerinin yoğun olduğu, muhtarın işlerinin çok ağır olduğu bir tarihti. Muhtar seçimi vardı. Kimse muhtar seçilmek istemiyordu. Köy muhtarsız kalacaktı. Açıkğözün biri farkına varır ki Ramazan Kocademir köyde yok. Kamyonu ile sefere gitmiş. Hemen önerisini yapar:
“Muhtar adayımız Ramazan Kocademir!”
Oy birliği ile muhtar seçilir. Birkaç gün sonra seferden dönen Ramazan Kocademir soluğu Kaymakamın yanında alır:
“Efendim ben yokken beni muhtar seçmişler! Ben istemiyorum.”
Durumu bilen kaymakam onu ikna eder.
“Oğlum köylülerin seni çok seviyor demek ki. Sevmiş dilemiş seni muhtar seçmiş. Mecbur yapacaksın.”
“Efendim benim işim çok.”
“Yenisi seçilene kadar mecbursun!”
O dönem Ramazan Kocademir zorunlu olarak muhtarlık yaptı.
RAMAZAN KOCADEMİR
1.eşi: Hatice, Hüseyin Şenol kızı
Çocukları:
- Hasan
- Hüseyin
- eşi: Ayşe, Süleyman Çalı kızı
Çocukları:
- Mustafa
- Ali
- İbrahim
MEHMET KOCADEMİR (KARA MEHMET)
Eşi: Ayşe, Mustafa Çalı (Ecevit oğlu) kızı
Çocukları:
- Emine, Mustafa Uyar eşi
- Nilgün, Mehmet Öz eşi
- Mümüne, Mahrımçalı’da
- Rukiye, Ali Demir eşi
- Hasan
- Ramazan
AHMET KOCADEMİR (KARA AHMET)
Eşi: Fatma, Gök Hüseyin kızı
Çocukları:
- Döndü, (Mehmet Zor’dan evlatlık aldılar.) Şimdi Serik’te.
MAHMUT ÖZDEMİR (MOLLA MAHMUT) (1896 - 10.05.1978)
Eşi: Ayşe, Fersinden Ali Efendi’nin kızı
Çocukları:
- Mustafa
- Mümün
AHMET ALİ ÖZDEMİR (1317 – 06.06.1961)
Eşi: Emine, Tekeli Ahmet kızı (1316 – 22.01.1979)
Çocukları:
- Mümüne, Ali Koç (Ali Onbaşı) eşi (1921 - ?).
- Mustafa (Sarı Mustafa) (1927 - )
- Ayşe, Tevfik Güzel eşi (1929 - )
- Raziye, Hacı Hasan eşi ( 1932 - )
- Havana, Mustafa Öz (Ekiz) eşi. Havana ile Fatmana ikizdir. (1935 - )
- Fatmana, Manavgat’ta Onsekizlioğlu’nun eşi
- Ahmet (1940 - )
EFE DAYI
Efe Dayı’nın el yetenekleri çok iyiydi. Marangozluk işlerini kolayca yapardı. Oklava, senit, kaşık, kepçe işlerinin erbabıydı. Bir de düğünlerde İnbaşı’ndan Köyöğön yakadaki bir hedefe Şeşana ya da mavzer ile kurşun atılırdı. Hedefi vuranlara ödül verilirdi. Bu ödülleri genellikle, Efe Dayı, Deli Ahmet, Zobu, Yirik Oğlan gibi avcılardan biri alırdı.
Efe Dayı’nın bu sanatkâr özelliği, el yetenekleri çocuklarına hatta torunlarına da geçmiş gibi görünüyor, ne dersiniz.
İBRAHİM KÜÇÜKDEMİR (EFE) (1330 – 14.11.1987)
Eşi: Mümüne, Osman Aslan kızı (1330 – 21.11.2004)
Çocukları:
- Fatma, Ramazan Vural eşi
- Ayşe, Mehmet Avcı eşi
- Osman
- Mümüne, Evrenseki’de
- Şerife, Mehmet Varol eşi
- Mehmet
İLK KURSA GİDEN AHMETLER’Lİ
Köyümüzdeki orta yaş kuşağının çoğu, Eğitmen’in gayretleriyle okuma yazma öğrendi. Köyümüzden dışarıya açılabilen ilklerden biri de Eğitmen’dir. Eğitmenlik için açılan kurslara katılmış, Eğitmen olmuş, Köyümüzde 1952’ lere kadar çocuklara, gençlere okuma yazma öğretmiştir.
AHMET KÜÇÜKDEMİR (EĞİTMEN) (1915 – 2005)
- eşi Fatma, Mehmet Güngör kızı, ilk doğumunda ölmüş.
- eşi: Fatma, Musa Vural kızı
Çocukları:
- Yaşar
- Mümüne
İBRAHİM YILDIZ (GOCAL’OĞLU)
Eşi: Ebe, Gedik Hüseyin kızı
Çocukları:
- Ayşe, Ali Öz eşi
- Fatma, Ahmet Karamusaoğlu eşi
- Hüseyin Ali
- Mustafa
- Hava, Ramazan Zor eşi
VI - HATIP KIZI EL
Yusuf Karakaya anlattı:
“ Eskiden Uzunlar’dan, Çenger’den bize öşür gelirdi. (Öşürün buradaki anlamı: tarla kirası) Hatıp Mehmet Efendi’nin Uzunlar Çenger arasında dört bin dönüm arazisi varmış. Sonradan gelmeyiverdi. Bizden de arayan olmayıverdi. Araziler sahip değiştirdi.
Uzunlar Çenger arasında bu kadar arazisi olan Hatıp Mehmet Efendi ve diğer köylüler hastalıktan kaçmış olsa gerek ilkin Yalaklara sonra da Aşağıköy’e göçmüş. Bu sırada Emir el, Tekeli el de Aşağıköy’de imiş. Pantır el Köyiçi’ne, İhtiyar el Çekiç Beleni’ne yerleşmiş. Bu yüzden İhtiyar el, Emir el, Tekeli el ve Hatıp Kızı elin yakın geçmişteki mezarları Köyöğön mezarlığındadır. Pantır elin mezarları köy mezarlığındadır.
Hatıp Mehmet Efendi sonra köye göçmüş. Şimdi Öksüz Şerife’nin evinin bulunduğu yere altı göz ev yaptırmış. Bize Köroğlan el ile Çolak Mehmet el de akraba olurlar. Evde onlara da oturun demişler. Evde otururlarken kadının biri ahıra mal yeygilemeye inince çıradan burmaya ateş tutuşmuş. Ev yanmış. Ev yanınca babam da evini şimdiki yere yaptırmış.
Hatıp Mehmet Efendinin evi çok kalabalıkmış. Gedik Hüseyin’in karısı Hanife Ebe, “Hatıp Mehmet Efendi’nin evine her gün 18 silahlı, 18 de külahlı iner, çıkardı.” Derdi.
Hatıp M. Efendi Hacı Hatıp’ın dayısı olur. Çayırdan Molla Mehmet’in evine kadar hep dedeminmiş. Hatıp Mehmet Efendi’nin bir tek kızı varmış. Hatıp Kızı derlermiş. Hatıp Kızı ilkin Onbaşı ile evlenmiş. Serkende İki Tepecik’teki yer Onbaşı’ya Hatıp Kızı’ndan geçmiş. Hatıp Kızı son olarak aslı Erengeriş’li olan dedem Kara Yusuf’la evlenmiş. Kara Yusuf Çanakkale’de şehit olmuş. Kara Yusuf’un iki kardeşi var. Biri Erengeriş’teki Hacı Hasan, biri Erenyaka’ya giden Halil. Erengeriş’teki Hacı Hasan’ın oğlu Ramazan, Ramazan’ın oğlu Bayram, Bayram’ın oğlu Mehmet Ali Kartal bizim baba tarafından akrabalarımız olur.
Hatıp Kızı babamın anası. Babamın babası dışarıdan. Onun için bizi anamın soyu ile anlatmışlar. Hatıp Kızı El.”
KARA YUSUF
Eşi: (Hatıp Kızı)
Çocukları:
- Mehmet Karakaya (Kara Mehmet.)
MEHMET KARAKAYA (KARA MEHMET) (1321 – 16.08.1990)
Eşi: Zeynep, Akça Musa’sı kızı
Çocukları:
- Emine (Sarı Emine) Sarı Mustafa eşi
- Yusuf
- Gülsüm, Ramazan Vural eşi
- Ahmet Ali
- Hatice, Antalya’da
- Mehmet (Kır Mehmet)
YUSUF KARAKAYA
Eşi: Havana, Kısaca kızı
Çocukları:
- Mustafa
- Fatma, Mustafa Güzel eşi
- Zeynep,
- Musa
- Mümün
- Şerife
AHMET ALİ KARAKAYA
Eşi: Zeynep, Mustafa Küçükakça (Karaca) kızı
Çocukları:
- Mustafa
- Fatma
- Ayşe
- Emine
- Necati
- Cumhur
- Hayal
MEHMET KARAKAYA
Eşi: Ümmü, Ahmet Uyar (Göğoğlan) kızı
Çocukları:
- Doğan
- Hatice
- Fatma
- Abdullah
- Ali
- Mustafa
VII - İHTİYAR EL
Ali Avcı ve Tevfik Güzel anlattı:
“Höke Yusuf’tan dinledim, Köylüler Köyiçi’nden, Aşağıköy’den, Çekiç Beleni’nden köye göçmeye başladıklarında ilkin köye üç ev yapılmış. 1. Ali Fakoğlu’nun evi (Hacı Hatp’ın babasına Ali Fakoğlu derlermiş.), 2. Yirikoğlangilin oturduğu ev. Bu evi Çulfalılar kendilerine yaptırmış. Çulfalılar sonradan evlerini Akça’ya satıp Ilıca’ya göçmüşler. 3. ev de şimdi Öksüz Şerife’nin evinin yerindeki Hatıp Mehmet Efendi’nin eviymiş. Bu ev 6 odalı imiş. Sonradan yanmış. Bu arada önceden var mıydı yok muydu belli değil. Hacı Mustafa’nın da bir evi ve misafir için bir odası varmış.
Topal Hasan da Çocukluğunda köyde 7 ev olduğunu söylermiş. Hacı Hatıp’ın evi de bu ilk evlerden biri. Hacı Hatıp’ın evi de çok geniş ve güzel bir evdi. Pencerelerini renkli camlar, kapılarını, tavanlarını oymalar süslerdi. Hacı Hatıp’ın kendisi okumamış ama akıllı, varlıklı bir adammış. Seferberlik zamanında devletin eli kolu durumunda imiş. Okuma yazması olmadığı halde Cuma namazlarını kıldırır, hutbesini doğaçlama olarak verirmiş.
ALİ GÜZEL (ALİ FAKOĞLU)
Eşi: Raziye
Çocukları:
- Mustafa Güzel (Hacı Hatıp)
MUSTAFA GÜZEL (HACI HATIP) (01.07.1861 – 20.04.1946)
Eşi: Hürü, Emiroğlu Mustafa’nın kızı
Çocukları:
- Ali Güzel (Molla Ali)
- Mümüne, İbrahim Küçükdemir (Kara İbrahim) eşi
Hacı Hatıp’ın 2. eşi Gülsüm. Uzunlar’dan gelmiş. Köyde çulha dokumayı ondan öğrenmişler.
Çocukları:
- Emin
Hacı Hatıp’ın 3. eşi Ümmü Gülsüm (1315 – 30.12.1983). Fersin’den Ali Efendi’nin kızı. Müderris Abdurrahman Efendi oğlu Ali Efendi (1859 – 1929) “Beni ölünce Ahmetler’e kızlarımın yanına gömün.” diye vasiyet etmiş. Vasiyeti üzerine kendisi ölünce Ahmetler mezarlığına gömülmüştür. Ali Efendi’nin Ahmetler’deki diğer kızları: Emine, Hacı Hatıp oğlu Emin ile evlenmiş. Ayşe, Molla Mahmut ile evlenmiş.
- eşinden çocukları:
- Mahmut Seyit (Adıgüzel)
- Tevfik
- Raziye, İbrahim Koç eşi
ALİ GÜZEL (MOLLA ALİ) (1307 – 1972)
Molla Ali zamanında iyi bir eğitim almış, okuma yazması düzgün olan çevrede tanınmış bir kişidir. Köyde imam olamadığı zamanlar ve o köyde olduğu sürece köyün fahri olarak imamlığını yapmış, cemaatle namazı kıldırmıştır. Ayrıca köy çocuklarının din bilgilerini almada Biros’lu Ali Hoca’dan sonra en çok onun emeği geçmiştir.
Eşi: Emiş (1899 – 1989). Uzunlar – Havıt’tan gelmiş.
Çocukları:
- Mehmet Nuri (Mullal’oğlu)
- Hasan
- Hatice. Ahmet Uyar (Göğoğlan) eşi
- Abdurrahman
EMİN GÜZEL (1321 – 01.04 1934)
Eşi: Emine. Fersinden Ali Efendi’nin kızı
Çocukları:
- Gülsüm, Ali Demir (Gubcal Alisi) eşi
- Ümmü Sözen, Fersinden Apil’in eşi
MAHMUT SEYYİT GÜZEL (ADIGÜZEL) (1336 – 31.05.1946)
Eşi: Elif, Höke Yusuf kızı
Çocukları:
- Ali Güzel. (Adını ve soyadını Ali Orhan Yücelalp olarak değiştirmiştir.)
- Emine, Hatıplar’dan Mehmet Yılmaz eşi
TEVFİK GÜZEL
Eşi: Ayşe, Ahmet Ali Özdemir kızı
Çocukları:
- Mustafa
- Fatma, Mahmut Güzel eşi
- İlhan
- Münevver, Akseki’de
- Emine
MEHMET NURİ GÜZEL (MULLAL’OĞLU) (1926 – 1990)
Eşi: Ayşe, Yusuf Kocakça (Tülüce) kızı (1926 – 21.11.2004)
Çocukları:
- Emine
- Şükrü
- Niyazi
- Emin
- Mahmut
HASAN GÜZEL (HACI HASAN)
Eşi: Raziye, Ahmet Ali Özdemir kızı
Çocukları:
- Durdu
- Emine
- Hürü
- Nuri
- Mustafa
ABDURRAHMAN GÜZEL
Eşi:
Çocukları:
- Şule
- Alper
VIII - MOLLA MEHMET EL
Kaynak kişi: Mustafa Öz (Çakıcı)
“Belenköy’den Mustafa Ahmetlerde çobanlık yapıyormuş. Pantır’ın kardeşi Mümüne ile evlenmiş. Topal Hasan sağlığında Molla Mehmet dedemin yanına gelirdi. Ona “halaoğlu“ derdi.”
BELENKÖYLÜ MUSTAFA
Eşi: Pantır’ın kardeşi, Mümüne
Çocukları:
- Mehmet Öz (Molla Mehmet)
- Mahmut Öz (Sakar Mahmut)
MEHMET ÖZ (MOLLA MEHMET) (1288 – 1957)
Eşi: Ayşe, (Küçük Ayşe) Ali Zor kızı, Musacık’ın kardeşi
Çocukları:
- Mümüne. Mümüne ilkin Gebece’den Küncü ile evlenmiş. O ölünce de Emir Hasan’ı ile evlenmiş.
- Hamış, ilkin Karaca ile evlenmiş. O ölünce de Abdullah Küçükakça ile evlenmiş.
- Ayşe (Kınalı), Musa Vural eşi
- Ali, gençken ölmüş.
- Mustafa, gençken ölmüş.
- Abdullah (Molla Abdullah)
- Mahmut (Kara Mahmut)
- Hasan (Sert Hasan)
ABDULLAH ÖZ (MOLLA ABDULLAH)
Eşi: Emine, Topal Hasan kızı
Çocukları:
- Mustafa (Abdulloğlu) (1927 – 15.07.1997)
- Şükrü, askerden hava değişimine geldi ve öldü.
- Ramazan
- Ali (21.06.1935 – 04.08.2006)
- Hayri
MAHMUT ÖZ (KARA MAHMUT) (1317 – 20.12.1978)
Eşi: Ayşe, Saraçlı’dan Kör Emin’in kızı (1315 – 1985)
Çocukları:
- Emine, Mustafa Öz (Abdulloğlu) eşi (1926 – 03.04.1995
- Ayşe, ilkin Şükrü Öz ile evlendi. O ölünce Ramazan öz ile evlendi. (01.01.1934 – 15.02.2006)
- Mustafa (Ekiz). Ayşe ile Mustafa ikizdir.
- Elif (1927 – 04.04.2001)
- Ali (Kır Ali) (12.02.1938 – 10.12.2001)
HASAN ÖZ (SERT HASAN) (1322 – 1991)
1 – eşi: Ismahan, Ali Zor (Sulu Ali) kızı
Çocukları:
- Mustafa (Çakıcı)
- Mehmet Ali
- Fatma
- eşi: Emine, Tekeli Hasan kızı (1340 – 1947)
Çocukları:
- Ismahan, Ali Öz eşi (10.10.1943 – 14.12.2007)
- Murat
- eşi, Fatmana, Tekeli Hasan kızı
Çocukları:
- Ayşe
- Menevşe, Mahrımçalı’da
- Ümmü, Ali Uyar eşi
- Esme, Hasan Varol eşi
- Hava, Ahmet Vural eşi
- Güllü, Mustafa Vural eşi
- Duran
IX - MUSACIK EL
BÜYÜK ALİ DEDE ÇOCUKLARI
Eşi: Arzı
Çocukları:
- Musacık
- Şerife, Akçanın eşi
- Zeynep, Ramazan eşi, Şaban Koca’nın anası
- Zeynep, Topal Ali’nin eşi
- Küçük Ayşe, Molla Mehmet eşi
MUSACIK VE OĞLU ALİ HAKKINDA
Kaynak kişiler: Şerife Çalı, Mümüne Varol
“Musacık askerden 18 sene sonra dönmüş. Geleceğini haber alan köylüler onu Payamseki’de karşılamışlar. Dönüşüne bir tosun kurban kesmişler.
Musacık oğlu Ali Dede seferberlikte Batum’da esir kalmış. Salımıvermişler, kaçmış mı nasılsa yalınayak, aç, Geriş’e kadar gelmiş. Geriş’e akşam gelmiş, sabah ölmüş. Mezarı Geriş’te. Başka bir söylentiye göre Ali Dede’nin Yanında Akça Musası da varmış. Ali Dede’nin üvey anası Geriş’li olduğu için orada Kalmış. Akça Musası devam edip köye gelmiş. “Ali Geriş’te kaldı ama belki de ölecek” diye haber vermiş.
MUSACIK
eşi: Raziye
Çocukları:
- Ali Zor (Sulu Ali)
- Ramazan Zor (Onbaşı)
- Gülsüm, gençken ölmüş.
- eşi Gerişten
Çocukları:
- Mehmet (Yılık Mehmet) İki oğlu, iki kızı var.
ALİ ZOR
Eşi: Fatma, Emiroğlu Mustafa’nın kızı
Çocukları:
- Musa Zor
- Raziye, Mustafa Arif Varol eşi
- Ismahan, Hasan Öz’ün 1. eşi
RAMAZAN ZOR (ONBAŞI)
Eşi:
Çocukları:
- Musa (Paytar)
- Mustafa (Karadayı
MUSA ZOR (1913 – 01.04.1982)
Eşi: Hava, Gedik Hüseyin kızı (1909 – 18.11.2004)
Çocukları:
- Şerife, Hasan Ali Çalı eşi
- Mümüne, Ali Varol eşi
- Ayşe, Ahmet Arıcı eşi
- Mustafa
- Ismahan, Mehmet Varol 1.eşi
MUSA ZOR (PAYTAR)
Eşi. Fatma, Deli Ahmet kızı
Çocukları:
- Mehmet (Öksüz Mehmet)
- Ali (Kalaycı)
- Fatma, Ahmet Demir (Ecir’in Ahmet’in) eşi
MUSTAFA ZOR (KARADAYI) (1336 – 1954)
Eşi: Hürü, Topal Ali kızı (1333 – 2007)
Çocukları:
- Raziye, Süleyman Özen eşi
- Emine
- Şükrü
- Ali (1959 -1985)
- Ramazan
...
X - PANTIR EL
PANTIR MUSTAFA
Kardeşleri:
1.Molla Yusuf
- Tıkır Ali
- Ayşe
- Mümüne, Belenköy’lü Çoban Mustafa’nın eşi, Molla Mehmet’in anası.
KAÇAN FIRSAT
Molla Yusuf askerlik yaparken bir ara İstanbul’da bulunur. Okumuş insan olduğu için bir yazıcılık işindedir. Tapu kayıtlarının olduğu yere de girip çıkabilmektedir. Tapu kayıtlarının olduğu yerde Ahmetler Yaylası tapu kaydını bulur. Yetkili kişiden tapu kaydını ister. Yetkili ”harcırah” yatırırsan veririz.” der. Molla Yusuf’un üzerinde harcıraha yetecek para olmadığı için hemen köye bir mektup yazıp durumu bildirir, harcırah için para ister. Aksiliğe bak o sıralarda Manavgat’ta posta dağıtım işlerine Çimi köyünden birisi bakmaktadır. Mektup Çimilinin eline geçer.
“İstanbul’dan Ahmetler’e mektup?”
Merak bu ya, açıp bakar. Okuduklarına inanamaz. Mektubu kapatıp hemen Çimi’nin ileri gelenlerine götürür. Ondan sonrası malum. Çimi’nin adamı çok. Gereken yapılır. Molla Yusuf’un da tayini başka yere çıkar. Ama böylece Ahmetler yaylasının tapu kaydı olduğu da öğrenilmiş olur.
MOLLA YUSUF
Eşi: Akça kızı Hatice (Çıtırak)
Çocukları:
- Anakız, Gençler’den Sansar Ramazan’ın eşi
- Fatma (yirik Kız) Fersin’den Mustafa Dayı’nı eşi, Deli Ali’nin anası
TIKIR ALİ
Eşi:
Çocukları:
- Kuzulu’nun anası
- Arabın Kara Ahmet’in eşi
- Meryem
- Hanife, Gedik Hüseyin eşi
Tıkır Ali’nin 8 kızı olmuş, ikisi Konya tarafına gitmiş. İkisi Belenköy’e gitmiş. Ötekiler Ahmetler, Gençler ve Fersin’de.
PANTIR MUSTAFA
- eşi: Ayşe, Hacı Mustafa’nın kızı.
Çocukları:
- Arzu, Sefer Mustafa’nın eşi, Sefer Mehmet’in anası.
- Ünzile, Fersin’de
- Ayşe (Gökkız), Belenköy’de
- Ahmet
- Cin Ali
- eşi: Arzu
Çocukları:
- Menevşe,
- Fersin’de Koruk eşi
- eşi: Ebe, Dudular’dan olur. Duduoğlu’nun halası imiş.
Çocukları
- Koca Mehmet
- Molla İbrahim
- Gedik Hüseyin
- Deli Ali
- eşi: Emine, Emine, Musa Dede’nin kızı, Akça’nın bacısıdır. Emine ilkin İbiş ile evlenir. İbiş’ten (İbiş Kızı) yani Tekeli Hasan’ın anası doğar. İbiş ölünce Pantır ile evlenir. Pantır’dan da Topal Hasan olur. Böylece Topal Hasan ile Tekeli’nin anası anadan kardeş olmaktadır.
Çocukları:
- Topal Hasan
MEHMET ASLAN (KOCA MEHMET) (… - 1933)
Eşi: Havana, Akça kızı (1287 – 1960)
Çocukları:
1 Osman, Osman Emir elden Kara İbbrahim’in kızı Şerife ile evlenmiş. Bu evlilikten Efe’nin eşi, Mümüne olmuş. Osman askere gitmiş, gelmemiş. Gelmeyince de Şerife Kısaca ile evlenmiş,
- Ayşe (Gökkız) Molla Mahmut ile evlenmiş, sonra ayrılmış.
- Mustafa (Koca Mustafa)
- Ali (Yirik Çavuş) (1318 – 30.06.1974)
İBRAHİM KARA (MOLLA İBRAHİM)
Molla İbrahim, Kafkas cephesinde, muhtemelen Sarıkamış’ta şehit olmuş.
1.eşi: Ayşe
Çocukları:
- Fatma Karakız), Yusuf Kocakça (Tülüce) eşi
- Ümmü, Mehmet Güngör (Sarı Mehmet) eşi
- Abdullah (Kara Abdullah)
- Eşi: Hürü, Erengeriş’ten Hacı Ahmet Mustafası’nın kızı (1314 – 1978)
Çocukları:
- Ayşe, Mehmet Ali Küçükakça eşi
- Mustafa (Küçük Mustafa)
BABAM GEDİK HÜSEYİN
Anlatan: Mustafa Koç (Pantır)
Babam hayvancılıktan eyi anlardı. Kırık çıkık işlerini eyi yapardı. Hayvan hastalıklarını bilir, tedavi ederdi.
Seferberlikte Afyon’da askerken bir gün develer hastalanmış. Komutan:
“Deve hastalığından anlayan var mı?” diye sormuş.
Babam el kaldırmış:
“Ben anlarım!” demiş.
Develere bakmışlar.
“Komutanım bu sinek hastalığı. Hemen tedaviye başlarsak 21 günde eyileşirler.” demiş babam.
“ Hemen başla!” demiş komutan. Orada asker Kızılot’tan Çıkın Ahmet de varmış. Onu yanına alır. Hemen hasta develeri yularlamaya yakarlar. Baldırlarından da çubuk çekerler. Develer 21 günde eyi olur. Babama ödül olarak bir ay izin verirler. Dönünce babam askeriyenin baytarı olur.
Büyük zafer sırasında develer uzun süre bozulamışlar. Babama sormuşlar:
“Acaba develer bunu neden yaptılar? Bu neye alamettir?” Babam:
“Ya Yunan’ın askeri bozguna uğradı, ya bizimkiler.”
Sonraki gün bizimkilerin zafer kazandığı duyulmuş.
HÜSEYİN KOÇ (GEDİK HÜSEYİN) (1302 – 01.05.1952)
Eşi: Hanife (Kör Hanife), Tıkır Ali’nin kızı. Bir gözü körmüş. (1297 – 01.10.1963)
Çocukları:
- Ümmü, Mustafa Arıcı (Muk’oğlu) eşi
- Hava, Musa Zor eşi
- Ahmet Ali (Zobu) (1912 – 11.10.2001)
- Hamış, Şaban Ali’si eşi
- Ebe, İbrahim Yıldız (Gocal’oğlu) eşi
- İbrahim (Daylak) (1926 – 18.01.2008)
- Mustafa (Pantır)
- Yusuf (Kara Yusuf)
ALİ KOÇ (DELİ ALİ)
Eşi: Fatma (Saraçlı) (1312 – 1970)
Çocukları:
- Ayşe, Abdullah Kara eşi.
- Ali (Ali Onbaşı)
- Arzu Mustafa Aslan (Koca Mustafa) eşi
- Ebe, Mustafa Kara (Küçük Mustafa) eşi
- Hamış, Dedere’den Halil Akça eşi
- eşi Gülsüm, Emiroğlu Mustafa kızı. (1306 – 17.03.1975)
Çocukları:
- Osman (Kara Osman) (1335 – 01.09.2001)
- Mustafa (Kara Mustafa) (1337 – 15.04.1947)
HASAN GÜNGÖR (TOPAL HASAN) (1287 – 1962)
Eşi: Elif, Akça kızı (1296 – 1954)
Çocukları:
- Emine, Molla Abdullah eşi
- Mehmet (Sarı Mehmet) (1320 - ….)
- Mustafa Ali, genç iken ölmüş.
- Ayşe, Adıgüzel Özer eşi
- Şerife, Mehmet Varol eşi
- Zeynep, Süleyman Varol eşi
MUSTAFA ASLAN (KOCA MUSTAFA)
Eşi: Arzu, Deli Ali kızı
Çocukları
- Ahmet
- Ayşe, Hacı obasında
- Şerife, Gençler’de
- Ali
- Mehmet
- Emine
- Hasan Hüseyin
ALİ ASLAN (YİRİK ÇAVUŞ)
Eşi: Ayşe (Manav Ayşe), Adıgüzel kızı
Çocukları:
- Osman
- Güzel Veli (Adıgüzel)
- Hava, Mustafa Küçükakça eşi
- Mehmet (Gök Mehmet)
- Mustafa
ABDULLAH KARA (KARA ABDULLAH)
Eşi: Ayşe, Deli Ali kızı
Çocukları:
- Ayşe (Timen Ayşe)
- İbrahim
- Emine, Araplar’da Deli Hüseyin oğlu ile evli
- Hatice, Güzel Veli Aslan eşi
- Raziye (Gökkız), Hasan Koç eşi
- Ali
MUSTAFA KARA (KÜÇÜK MUSTAFA)
Eşi: Ebe, Deli Ali kızı (1335 – 11.04.1992)
Çocukları:
- İbrahim (1945 – 2005)
- Fatma
- Hatice, Musa Arıcı eşi
- Ali
- Ahmet (02.01.1955 – 05.06.2003)
- Hüseyin
- Mehmet
AHMET ALİ KOÇ (ZOBU) (1912 – 11.10.2001)
- eşi: Ayşe (Gastan Ayşe)
Çocukları:
- Ümmü, Musa Güngör eşi
- Hasan
- Raziye, Akseki, Bucak köyünde
- Mehmet
2.eşi: Elif (1335 – 20.10.1997)
Çocukları:
- Osman
- Fatma, Mehmet Küçükakça eşi
- Hüseyin
- Mustafa
- Elif, Şaban Vural eşi
- Hanife, Ali Koç eşi
İBRAHİM KOÇ (DAYLAK) (1926 – 18.01.2008)
Eşi: Raziye, Hacı Hatıp kızı
Çocukları:
- Mustafa
- Ayşe, Osman Kocakça eşi
- Ümmü, Murat Öz eşi
- Hanife, Ali Varol eşi
- Cengiz
- Fatma, Yüksel Kızılkaya eşi
MUSTAFA KOÇ (PANTIR)
Eşi: Fatma, Adıgüzel Özer kızı (1932 – 31.05.2007)
Çocukları:
- Eşe
- Hüseyin
- Elif, Hüseyin Arıcı eşi
- Meryem, Ramazan Varol eşi
- Şenay, Hüseyin Kara eşi
- Ali
- Hasan (Komondo Çavuş, 20.10.1972 – 06.09.1993)
YUSUF KOÇ (KARA YUSUF)
Eşi: Menevşe, Mehmet Ali Küçükakça kızı
Çocukları:
- Hüseyin
- Atalay (1969 – 26.11.1996)
- Sebahat, Mehmet Kocakça eşi
- Abdullah
ALİ KOÇ (ALİ ONBAŞI)
- eşi: Mümüne, Ahmet Ali Özdemir kızı (1921 – 16.12.2002)
Çocukları:
- Ali
- Şengül,
- Fatma, Hüseyin Özden eşi
- Mustafa
- Emel, Hüseyin Kara eşi
- eşi Emine, Süleyman Çalı kızı
Çocukları:
- Adem
- Adil
OSMAN KOÇ (KARA OSMAN) (1335 – 01.09.2001)
Eşi: Fatma, İbrahim Özen (Halil İbrahim) kızı
Çocukları:
- Ali
- Ayşe, Gebece’den Ali Topaca eşi
- Mustafa
- İbrahim
- Arzu, Manavgat’tan Mahmut Açıkgöz eşi. Öldü.
MEHMET GÜNGÖR (SARI MEHMET) (1320 - …)
Eşi: Ümmü, Molla İbrahim kızı (1317 - …)
Çocukları:
- Yusuf
- Fatma, Eğitmen eşi. Öldü.
- Musa
- Mustafa Ali
- Emine, Hasan Özer eşi
- Raziye, Osman Varol eşi (1943 – 19.02.2007)
- Elif, Mehmet Kocakça eşi. Mehmet Kocakça ölünce Şaban Vural ile evlendi.
YUSUF GÜNGÖR (1926 – 12.04.2004)
Eşi Ayşe, Kısaca kızı
Çocukları:
- Fatma, Ali Zor eşi
- Ümmü, Ramazan Çalı eşi
- Ünzile, Şükrü Zor eşi
- Hasan
- Şerife,
- Havana
MUSA GÜNGÖR
Eşi Ümmü, Ahmet Ali Koç kızı
Çocukları:
- Hasan
- Ömer
- İbrahim
- Mehmet
- Fatma
- Elif
- Ayşe
MUSTAFA ALİ GÜNGÖR
Eşi: Raziye, Çolak Mehmet kızı
Çocukları:
- Bayram
- Feride, Akseki, Erenyaka köyünde.
- İbrahim
- Mehmet
- Hasan
- Yusuf
XI - ŞABAN EL
RAMAZAN, MUSA DEDENİN OĞLU; AKÇANIN KARDEŞİ
Eşi: (Ak Hala)
Çocukları:
- Şaban
ŞABAN VURAL (ŞABAN KOCA)
Eşi:
Çocukları:
- Musa (Şaban Musası)
- Ali (Şaban Alisi)
- Mehmet (Beşir)
- Ayşe, (Şaban kızı) Deli Ahmet eşi
MUSA VURAL (1320 – 21.01.1981)
Eşi: Ayşe (Kınalı) Molla Mehmet kızı (1327 – 1987)
Çocukları:
- Ali
- Ramazan
- Zeynep - Ali Topkara eşi
ALİ VURAL (ŞABAN ALİSİ) (1331 – 24.03.1997)
Eşi: Hamış, Gedik Hüseyin kızı
Çocukları:
- Ayşe, Mehmet Ecevitoğlu eşi
- ZeynepOsman Küçükdemir eşi
- Fatma, Mustafa Demir (Çilingir) eşi
- Şaban
- Hüseyin
MEHMET VURAL (BEŞİR) (1323 – 25.05.1995)
Eşi: Fatma, Belenköy’den Karmaz’ın kızı (1331 – 27.03.1991)
Çocukları:
- Ramazan
- Mahmut
- Şerife, Ali Avcı 2. eşi
- Mustafa
- Şükrü
- Hasan
XII – TEKEL’EL (TEKELİ EL)
TEKELİ - AHMET ÖZER
Tekeli Ahmet Teke’de kadı iken muhalif oluşundan dolayı buraya sürülmüş.
Eşi: Ayşe (İbiş kızı) İbiş, Ayşe’nin babasıdır. Ayşe’nin anası Emine’dir. Ayşe doğduktan sonra babası İbiş ölür. İbiş ölünce dul kalan eşi Emine’yi Pantır 4. eşi olarak alır. Pantır’ın 4. eşi Emine’den Topal Hasan olur. Yani Topal Hasan ve İbiş kızı anadan bir babadan ayrı üvey kardeş olurlar.
Çocukları:
- Hasan (Tekeli)
- Adıgüzel
- Emine, Ahmet Ali Özdemir eşi
- Fatma, Halil İbrahim Özen eşi
HASAN ÖZER (TEKELİ)
Tekeli Emmi’yi yaylaya göçerken konuşmalarından hatırlarım. Çok şakacı bir adamdı Murtiçi’ne gelince arabalar geçmeye başlardı. Araba geçerken yüklü hayvanları kenara çekip arabalara yol verirdik. Araba geçince de Tekeli Emmi bize arabalar hakkında bilgi verirdi:
“Bu arabalar saman burma yer sanmayın haaa… Sadece şeker ile, üzüm ile beslenirler. Su yerine de sadece bal şerbeti içerler.”
Küçükler bu sözlere inanırlardı. Şeker, üzüm, bal az bulunan bahalı yiyeceklerdi. Demek ki bu arabalar o kadar değerli ki bahalı besinlerle besleniyorlardı.
Eşi: Gülsüm (Gecereme'li)
Çocukları:
- İbiş
- Ahmet, askerlik dönüşü öldü.
- Elif, Ali Vural eşi
- Hatice, Ahmet Özer eşi
- Mümüne, Ali Arslan eşi
ADIGÜZEL ÖZER (1322 – 1993)
Eşi: Ayşe, Topal Hasan kızı (1911 – 1999)
Çocukları:
- Fatma, Mustafa Koç (Pantır) eşi
- Ahmet (Topçu)
- Hasan
- Elif, Ali Kara eşi
- Emine, Hacıisalı’da
DEDEM TOPAL ALİ
Anlatan: Ali Uyar, Topal Ali’nin torunu
Dedemi hatırlarım. Köyde en çok incir yetiştiren oydu. Çocuklara incir dağıtırdı sık sık. Dedem Bilavgat’aki meyve bahçesine pamuk ve tütün de ekerdi. Şaban Musa'sı da Çevlik’te tütün ekerdi. Yani kendi ihtiyaçları için. Dedem kendi yetiştirip kuruttuğu tütünü sarardı bir kâğıda Sonra çıkarırdı kavı çakmağı… Çak babam çak. Kolay kolay yanmazdı meret. Dedem öfkelenir söylenirdi. Ben ocakta ateş olduğu halde dedemin sıgarayı neden kav çakmakla yakmaya uğraştığına bir türlü akıl erdiremezdim. Sorardım:
“ Dede, ocakta ateş var. Sıgarayı neden kömürle yakmazsın da kav çakmakla uğraşırsın?”
Dedem cevap verirdi:
“Ah hay oğlum sen ne anlarsın. Onun çakması ayrı bir zevk, yakması ayrı bir zevk, şu kavın kokması ayrı bir zevk…”
ALİ UYAR (TOPAL ALİ – KÖR ALİ) (1309 -02.02.1972)
Topal Ali’nin babası Topal İbrahim’in Tekeli Ahmet ile kardeş olduğu sanılmaktadır. Onlar değilse bile babalarının kardeş olduğu muhakkak. Bütün köyün yaşlıları Topal Ali’nin Tekeli el soyundan olduğunu söylüyorlar.
- eşi: Zeynep
Çocukları:
- Hürü, Mustafa Zor (Karadayı) eşi.
- Ahmet, (Göğoğlan veya Gök İbrahim)
- Ahmet Ali
- Ayşe (Altındiş), Deli Ahmet’in 2. eşi
2.eşi, Teslime (15.07.1923 – 15.11.1955), Fersinden gelme. Çocukları
- Zeynep
- Durdu
- Mustafa
AHMET UYAR (GÖK İBRAHİM) (1924 – 28.12.2001)
Eşi: Hatice, Molla Ali kızı (1339 – 1989) ?
Çocukları:
- Zeynep
- Ümmü
- Ali
- Teslime
- Durdu
- Emine
- Münevver
AHMET ALİ UYAR
Eşi: Elif, Musa Vural kızı
Çocukları:
- Zeynep
- Hatice
- İbrahim
- Teslime
YAKIN GEÇMİŞTE KÖYÜMÜZE GELENLER
- Arıcı Yusuf
- Duduoğlu el
- Gök Hüseyin
- Gök Mehmet
- Gubcal el
- Mukuoğlu el
- Yirik oğlan el
XIII - ARICI EL
YUSUF ARICI (ARICI YUSUF)
Erengeriş’ten Hacı Ahmet Pantır ile teyze oğlu olurlar.
Erengeriş’ten Hacı Ahmet Mustafa’sının çocukları:
- Ahmet
- Hatice, Höke Yusuf’un 2. eşi
- Hürü, Molla İbrahim’in eşi
- Hava, Koca Ali’nin eşi
AHMET ARICI
Eşi Ayşe (Koca Ayşe), Mukuoğlu’nun kardeşi
Çocukları:
- Yusuf
YUSUF ARICI
Eşi: Ayşe Mustafa Küçükakça (Karaca) kızı
Çocukları:
- Durdu
- Fatma
XIV - DUDUOĞLU EL
Duduoğlu el Sayköy’de otururlardı. Yakın geçmişte Ahmetler’den evlenip, Ahmetler’e yerleşenler oldu. İlk soyadları “Davulcu” idi. Sonradan “Karamusaoğlu” olarak değiştirdiler.
KARA MUSA (DUDUOĞLU)
Eşi: Tepeköy’den Koca Mustafa’nın kızı. Koca Mustafa’nın kızları komşu köylere şöyle dağılmış. Birini Ahmetler’den Delibaş almış. Fatma (Cırıklı) Ebe Mehmet Varol ve Süleyman Varol’un anası olur. Birini Sayköy’den Duduoğlu almış, Kara Hasan’ın anası olur. Biri Gebece’ye gitmiş. Marangoz Süleyman Sarı’nın anası olur. Biri de Tepeköy’de kalmış. Gök Hasan’ın anası olur. Böylece Sayköy’den Kara Hasan, Tepeköy’den Gök Hasan, Gebece’den Süleyman Sarı, Ahmetler’den Mehmet Varol teyze oğlu olurlar.
Duduoğlu’nun çocukları:
- Hasan Davulcu (Kara Hasan)
- Hüseyin Davulcu (Kara Hüseyin)
HASAN DAVULCU
Eşi Fatma, Mukuoğlu’nun kardeşi (1320 – 27.12.2000)
Çocukları:
- Mustafa, Çocukları Sayköy’de oturmaktadır. (1930 – 25.11.1997)
- Mehmet, Ahmetler’den Mustafa Arıcı kızı Ünzile ile evlidir. Çocukları Ahmetler’de oturmaktadır. Soyadlarını “Karamusaoğlu” olarak değiştirdiler.
- Ahmet, Ahmetlerden İbrahim Yıldız kızı Fatma ile evlidir. Sayköy’de oturmaktadır.
MEHMET KARAMUSAOĞLU (KARA HASANIN MEHMET) (1934 – 1995)
Eşi: Ünzile, Mustafa Arıcı kızı
Çocukları:
- Hasan
- Fikret (1974 – 16.08.1995) Şehit
- Yüksel
XV - HÜSEYİN AVCI (GÖK HÜSEYİN)
Anlatan: Ali Avcı
“Molla İbrahim’e bir çoban lazım olmuş. Namaras’ta bir çocuk olduğu haberini almış. Gitmiş, hebicip getirmiş. (Hebiçmek: sırtına almak, yüklenmek.) Babam köye geldiğinde o kadar küçükmüş. Namaras’ta Ramazan (Çakıcı) amcam ile Ayşe halam var. Babam onda bunda çobanlık yaparken kalmış gitmiş Ahmetlerde. Ama iyi çobanmış. İyi çobanı başka yere salmak istememişler.
Hacı Hatıp’ın kızkardeşi Fatmalı’nın iki kızı varmış. Kızların babası Adıgüzel. Kızlardan Arzı’yı babama, Ayşe’yi de Yirik Çavuşa alıvermişler. Böylece babam olmuş avrat köyünden.”
HÜSEYİN AVCI
Eşi: Raziye, Adıgüzel kızı
Çocukları:
Ali
Fatma, Ahmet Kocademir eşi
Mehmet
ALİ AVCI (GÖK HÜSEYİN ALİSİ)
1.eşi: Hatice, Ecevit Ramazanı kızı
Çocukları:
- İbrahim
- Hasan Hüseyin
- Ramazan.
2.eşi: Şerife, Karabeşir kızı
Çocukları:
- Halit
- Mehmet
- Yusuf
MEHMET AVCI
Eşi: Ayşe, İbrahim Küçükdemir (Efe) kızı
Çocukları:
- Hatice
- Sema
- Arzu
XVI - MEHMET ÖZEN (GÖK MEHMET – ÇOLAK MEHMET)
Gök Mehmet’in babası Taşlıca’dan anası Saraçlı’danmış
1 Eşi: Ümmü (Kütkız) Delibaş’ın kızı. Mezarı Gülen’de.
Çocukları:
- Hatice, Gençler’den Sansar Alisi ile evlendi.
- Fatma, Demirciler’den Kör Ali ile evlendi.
2.eşi: (Körkız) Körkız’ın babası, Delibaş’ın kardeşi Sefer Mustafa’nın oğlu Sefer Mehmet’i. Anası Emiroğlu Mustafa kızı Gülsüm. Sefer Mehmet’i ölünce Gülsüm Deli Ali ile evlenmiş.
Çocukları:
- Raziye, Mustafa Ali Güngör eşi
XVII - GUBCAL EL
Osman Ali oğlu Hüseyin Çavuş (Gubcal) Gedik Hüseyin’le Çanakkale’de beraber savaşmışlar.
HÜSEYİN DEMİR (GUBCAL)
Eşi: Fatma, Fersin’li (1317 – 25.10.1992)
Çocukları:
- Durdu
- Ayşe (Topal), Mahrımçalı’da Sarı Mehmet eşi
- Ali
ALİ DEMİR (GUBCAL ALİ’Sİ)
Eşi: Gülsüm, Emin Güzel kızı
Çocukları:
- Durdu, İbrahim Küçükakça eşi
- Ümmühan, Seydiler’den evli
- Hüseyin
- Emin
- Mehmet
- Hatice, Mehmet Özdemir eşi
- Ayşe Avasun’dan evli
- Zehra, Hocalı’dan evli.
XVIII - MUKUOĞLU EL
Mukuoğlu’nun babası, Muku Ahmet’i Kızılot’taki Muku’larla akrabadır. Mukuoğlu Mustafa Arıcı’nın kardeşleri: 1. Kara Hasan eşi Fatma. 2. Arıcı Yusuf’un anası Kara Ayşe. 3. Hasan Arıcı (Kizir Hasan). 4.Ali Arıcı (Kara Ali).
Mukuoğlu’nun anası Duduoğlu’nun bacısı olur. Duduoğlu Sayköy’de oturur. Mukuoğlu küçükken Kardeşi Kizir ile beraber Sayköy’e dayısının yanına gelirler. O sırada Ahmetler’den Saraçlı Ebe’ye bir çoban ihtiyaçtır. Saraçlı Ebe Mukuoğlu’nu çoban tutar. Sonra büyüyünce de Gedik Hüseyin’in kızı Ümmü ile everirler. Kardeşi Kizir ise Gebece’den Hökeoğlan’ın kızı ile evlenir.
Mukuoğlu iyi bir çobandı. Ama soyadına uygun olarak arıcılık da yapardı. Devamlı top kovan taşırdı. Mukuoğlu’gile her varışımda Ümmü Hala’nın bir sofra serip bal ile ekmek verdiğini hatırlarım.
MUSTAFA ARICI (MUKUOĞLU) (1324 – 19.10.1983)
Eşi: Ümmü, Gedik Hüseyin kızı (…. – 23.12.1986)
Çocukları
- Ahmet (08.02.1933 – 01.06.2005)
- Emine, Ahmet Aslan eşi
- Ünzile, Mehmet Karamusaoğlu eşi
- Meryem, Antalya’dan evli
- Musa
- Fatma, Çukurköy’den Hayri Yılmaz ile evli
XIX - YİRİK OĞLAN EL
HASAN (KARMAZ) Belenköy’lü
Eşi Hürü (1306 – 15.08.1967), Belenköy'lü Sakar Mahmut’un kızı
Çocukları:
- Mustafa (Yirik Oğlan)
- Fatma, Mehmet Vural (Karabeşir) eşi
MUSTAFA TOPKARA (YİRİK OĞLAN) (1907 – 05.09.1998)
Eşi: Havana, Gecereme’den Sansar Ramazan kızı (1913 – 02.03.2002)
Çocukları:
- Yusuf (1941 – 14.10.2001)
- Ali
- Hasan
- Mehmet
…
Tekrar edelim: Bu çalışmamızda yanlış veya eksik yazılmış bilgiler olabilir. Okuyucularımız böyle durumlar görürlerse bize bildirsinler, yanlış ise düzeltelim, eksiklik varsa ekleyelim. Hepinize sağlıklı günler dilerim.
Hazırlayan: Ali Varol - 14.10.2009 - Manavgat